Başı dara düşen, ona koşardı...
28/09/2021 Salı Köşe yazarı A.U
Muhyiddîn-i Rûmî hazretleri,
gönül ehli bir mübârek zât idi.
Sevdiklerinden biri
vardı.
Ahmed Efendi.
Bu kişi, bir sıkıntıya
düşmüştü.
Bilemedi ne
yapacağını.
Akıl danışmak için
gidecek kapı belliydi hâlbuki.
Muhyiddîn-i Rûmî hazretleri.
O da koştu o kapıya.
Ona soracaktı bu işin
çâresini.
Ancak kapı önüne
geldi.
Gördü ki, çok kimseler
bekliyor.
Onlar da bir iş için
gelmişlerdi.
Adamcağız şaşırdı.
Ne yapsa acabâ?
Düşündü, taşındı.
Nihâyet verdi
kararını.
“Bugün gideyim, yârın
gelir sorarım" dedi.
O anda kapı açıldı.
Hizmetçi, elinde bir
kâğıtla çıktı.
Ve ismiyle seslendi
ona:
“Ahmed Efendiii!”
Adam, koştu yanına:
“Buyurun efendim!”
“Ahmed Efendi siz
misiniz?”
“Evet, benim.”
Hizmetçi, elindeki
kâğıdı ona verdi.
Ve tekrar içeri girdi.
Adam, merakla aldı
kâğıdı.
Okuyunca hayrette
kaldı!
Zîrâ o mübârek zât,
Ahmet Efendi'nin danışmak istediği mesele hakkında bilgi veriyordu.
Yol gösteriyordu
kendisine.
Çok sevinip buyurduğu
gibi yaptı.
Ve kurtuldu o sıkıntıdan...