Allahü teâlâ, her şeyi düzenli olarak yarattı
28/09/2021 Salı Köşe yazarı V.T
Allahü teâlâ, din ve
dünya ihtiyaçlarına kavuşmak için, duâ etmeyi sebep yaptı.
Noktacı Kasım Efendi
evliyanın büyüklerindendir. Seyyid Abdülkadir Geylânî hazretlerinin
torunlarındandır. Antakya’da doğdu. Halep’te ilim tahsil ettikten sonra
Bursa’da İnegöl'e giderek İzzeddin Ali Karamani sohbetlerinde kemale erdi ve
hilâfet alarak taliplerini yetiştirdi. 941 (m. 1534)’de İnegöl'de vefat etti.
“Cevahirü'l-Ahbar” ismindeki eserinde şöyle anlatmaktadır:
Allahü teâlâ, her şeyi
nizâmlı, düzenli olarak yarattı. Kur'ân-ı kerimde, her şeyin nizâmlı, hesaplı
olduğunu bildirdi. Bu nizâmın devamı için, her şeyi bir sebep ile yaratmaktadır.
Maddeleri, birbirlerinin yaratılmasına sebep yaptığı gibi, insanın irâdesini ve
kuvvetini de sebep kılmıştır. Bâzan, (hârikulâde) olarak, yâni bu âdetinin
hilâfına, sebepsiz de yaratmaktadır. Peygamberlerin duâsı ile sebepsiz
yaratmasına, (mucize) denir. Şeriate uyarak, kalblerini ve nefislerini
temizleyen evliyânın duâsı ile sebepsiz yaratmasına, (kerâmet) denir. Şeytan
bunları aldatamaz. Açlık çekerek, sıkıntılar içinde yaşayarak, nefislerini
ezip, onu kalbi aldatamaz bir hâle getiren fâsıkların ve kâfirlerin
istediklerini, sebepsiz yaratmasına (istidrâc) ve (sihir) denir. Sebepsiz iş
yapan, kaybolan şeylerin yerlerini ve gelecekte olacak şeyleri haber veren ve
cinlerle konuşan bir kimse, şeriate uyuyor ise, bunun velî olduğu anlaşılır.
Uymuyorsa, kâfir olduğu, nefsini tasfiye etmiş, cilâlamış olduğu anlaşılır.
Bunun kalbi mahlûkların sevgisinden temizlenmemiş, nefsi de Allahü teâlâya
düşmanlıktan vazgeçmemiştir. Şeytan da, yanlarından ayrılmaz.
Bir şeye kavuşmak
isteyen bir Müslüman, Allahü teâlânın âdetine uyar. Bu şeyin yaratılmasına
sebep olan şeyi yapar. Meselâ, para kazanmak isteyen, sanat, ticâret yapar. Aç
olan, yemek yer. Hasta olan, tabîbe koşar, ilâç alır. Hasta, câhil kimseden
ilâç alırsa, şifâ bulmaz, ölür.
Allahü teâlâ, din ve dünya ihtiyaçlarına kavuşmak için, duâ etmeyi de sebep yaptı. Fakat duânın kabûl olması için, Müslüman olmak, Ehl-i sünnet olmak, sâlih olmak, yâni Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, çalışmak, bunun için de, haram yoldan, kul hakkından geçinmemek ve yalnız Allahü teâlâya yalvarmak lâzımdır. Böyle olmayan kimse, böyle olan kimseden, yâni, evliyâdan, kendisine duâ etmesini ister. Evliyâ, öldükten sonra da, işitir. Kabrine gelip, dileyenlere duâ eder.