"Bu makâma nasıl kavuştu acaba?"
28/12/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden olan Habîb-i Acemî hazretleri, 120
(m. 739) da vefât etti.
İnsanlar Onu, terviye günü Basra'da, Arefe günü Arafat'ta, bayram günü
başka bir yerde görürlerdi.
Ve çok şaşırırlardı.
Bir sevdiği vardı.
O, kendi kendine;
"Habîb-i Acemî hazretleri, bu çok yüksek mertebeye acabâ ne ile ve
nasıl kavuştu?" dedi.
Böyle geçirdi içinden.
O an bir “ses” duydu.
Gâipten geliyordu.
Kulak verdi o sese.
"Habîb bu dereceye, Rabbine olan aşırı sevgisi ve mahlûklara olan
şefkat ve merhameti sâyesinde kavuştu" diyordu.
● ● ●
Vaktiyle bir kâtil îdâm edilmişti.
Yakınlarından biri vardı.
O gece bu kâtili rüyâda gördü.
Baktı ki kıymetli elbiseler giymiş.
Cennet bahçelerinde dolaşıyor.
Çok şaşırdı!
Çok da merak etti.
Ve kendisine;
"Sen durduk yere adam öldürüp çok büyük günah işlemişken, bu büyük
nîmete nasıl kavuştun?" diye sordu.
Adam neşeliydi.
Cevap olarak dedi ki:
"Ben îdâm sehpâsındaydım.
Habîb-i Acemî oradan geçti.
Bana acıyarak bir kere baktı.
Onun hürmetine kavuştum."