"Onun şeytan olduğunu nasıl bildin?”
29/02/2024 Perşembe Köşe yazarı A.U
Bir gün Gavs-ül âzam Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri,
sıcağın tesiriyle pek fazla susamıştı.
Ama içecek “Su” yoktu.
Zîra çölün ortasındaydı.
Hak teâlâ ona bir “Bulut” gönderdi.
O buluttan bir “Yağmur” boşandı.
Kana kana içip ferahladı.
O ara bir “Işık” belirdi.
O buluttan bir “Ses” duydu.
Kendisine hitâb ediyordu.
Kulak verip dinledi ki;
“Ey Abdülkâdir! Ben, senin Hâlıkınım. Bütün haram şeyleri, sana helâl
kıldım” diyordu.
O, bu sesi işitti.
Ve hiddetlenip;
“Kezzebte yâ kezzâb!” buyurdu.
Yâni “Yalan söylüyorsun ey yalancı” dedi.
Zîra ona böyle hitâb eden, “Şeytan”dı.
Şeytan bu defâ;
“Ey Abdülkâdir! Sana benim vesvesem hiç tesir etmedi. Hâlbuki ben bu yolla,
nice tasavvuf ehlini aldatıp doğru yoldan çıkarmıştım” dedi.
Oğlu merak edip;
“Babacığım, onun şeytan olduğunu nasıl bildin?” diye sordu.
Gavs-ı âzam;
“Çok kolay” buyurdu.
“Nasıl kolay babacığım?”
Oğluna bir baktı.
Ve ona şefkatle;
“Evlâdım! O mel'ûn bana; (Ey Abdülkâdir! Her günâhı sana helâl
kıldım) dedi. Hâlbuki bu dînin sâhibi olan Resûlullah Efendimiz bile
her haramdan kaçmıştı. Allahü teâlâ haramı Ona bile helâl kılmazken bana helâl
kılar mı? İşte bundan anladım” buyurdu.