İnsanlara şefkatli ve merhametli olmak...
29/03/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Osmanlılar, dervişler vâsıtasıyla İslâmı tanıtmaya
çalışırken, muhataplarına son derecede müsamahakâr ve merhametli
davranmışlardır...
Âhir zamandayız... Dünya savaşlar ve terör hadiseleriyle
kaynıyor!.. Tarihte az da olsa huzurlu dönemler olmuştur. Mesela Osmanlılar
zamanında, Osmanlı hâkimiyetindeki bütün bölgelerde, müslim, gayrimüslim herkes
huzur içindeydi. Halkın malından, canından bir endişesi yoktu.
Peki, Osmanlının küçük bir beylik iken dört kıtaya hükmeden
bir imparatorluk hâline gelmesinin sebebi neydi? Çünkü Osmanlılar,
fethettikleri yerlerde halka, biz güçlüyüz, istediğimizi yaparız gibi
tahakkümde bulunup onları ezmediler.
Din Büyüklerimiz buyuruyor ki: "Allahü teala kullarına
şu veya bu şekilde çeşitli hizmetler nasip etmiştir. Herkes elinden
geldiği kadar, imkânı olduğu kadar hizmet eder. Ama en büyük hizmet iki
tanedir: 1- Allahü tealanın dinine hizmet. 2- Onun kullarına iyilik etmek.
Bunları ayıramazsınız. Bir A'rabi (bedevi), Cenâb-ı Peygambere sordu:
-Ya Muhammed (aleyhissalatü vesselam), sen hep dinden bahsediyorsun,
nedir bu dinin aslı?
Resulullah efendimiz buyurdular ki:
-Et ta'zimi li emrillah veşşefekatü li halkillah...
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: "Bu iki cümleyi
birbirinden ayıramazsınız. O zaman noksan kalır. Bu bir bütündür. Yani Allahü
tealanın emirlerine ve yasaklarına riayet etmek, saygılı olmak. İkincisi,
mutlaka insanlara şefkatli ve merhametli olmak..."
Gerçekte Osmanlılar, devlet eliyle ve gönüllü tasavvuf ehli
dervişler vâsıtasıyla İslâmı tanıtmaya çalışırken, muhataplarına son derecede
müsamahakâr ve merhametli davranmışlardır, zorlamalara iltifat etmemişlerdir...
***
Osman Gâzi, oğlu Orhan Gazi'ye bir vasiyette bulundu ve
bütün Osmanlı sultanları, bu vasiyetnâmeye cân-ı gönülden sarıldı, devletin 600
sene hiç değişmeyen anayasası oldu. İşte dost-düşman herkesi Osmanlı'ya hayran
bıraktıran sır, bu vasiyetnamededir:
"Ey oğul! Allahü teâlânın emirlerine muhalif bir iş
eylemeyesin! Bilmediğini ulemâdan sorup anlayasın! İyice bilmeyince bir işe
başlamayasın! Sana itâat edenleri hoş tutasın! Askerine in'âmı, ihsânı eksik
etmeyesin ki, insan ihsânın kulcağızıdır. Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir
ve Allah için cihâdı terk etmeyerek beni şâd et! Ulemâya riâyet eyle ki, din
işleri nizâm bulsun! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm
göster! Askerine ve malına gurur getirip, dinden uzaklaşma! Bizim mesleğimiz
Allah yoludur ve maksadımız Allah'ın dînini yaymaktır. Yoksa kuru gavga ve
cihângirlik davâsı değildir. Sana da bunlar yaraşır. Dâimâ herkese ihsânda
bulun! Memleket işlerini noksansız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet
ediyorum..."