Meyvenin ve ekinin uşru

29/03/2019 Cuma Köşe yazarı O.U

Fakirler, uşurlarını İmâm-ı Ebu Yusuf ve İmâm-ı Züfer hazretlerine göre verir.

 

 

Sual: Toprak mahsullerinin zekâtını verirken, bunları topladıktan sonra mı vermeli yoksa toplamadan olgunlaşınca da verilebilir mi?

Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:

“Meyvenin ve ekinin uşru, İmâm-ı a'zama ve İmâm-ı Züfere göre, bitki üzerinde meydana geldikleri ve çürümekten emin oldukları zaman farz olur. Toplanacak hâle gelmese de, faydalanılacak, yenecek hâle gelince uşrunu vermek farz olur. İmâm-ı Ebu Yusuf’a göre olgunlaşınca, toplamadan önce farz olur. İmâm-ı Muhammede göre ise, hasattan sonra, yani hepsini toplayınca farz olur. Hasattan önce, yerinden koparıp yemesi veya başkasına yedirmesi caizdir. Fakat, İmâm-ı a'zama göre, bunun uşrunu da sonra verir. İki imama göre, bunun uşrunu vermesi lazım olmaz. Fakat, mahsulün beş vesk olması için, bu da hesaba katılır. Olgunlaştıktan sonra koparmış ise, İmâm-ı Muhammede göre, yine uşrunu vermek lazım olmaz. Hepsini topladıktan sonra telef olanın ve çalınanın uşrunu vermek lazım olmaz.”

Fakir olanlar, uşurlarını iki imama yani İmâm-ı Ebu Yusuf ve İmâm-ı Züfer hazretlerine göre hesap edip verir. Zenginler ise, İmâm-ı a'zam hazretlerine göre vermelidir.

           ***

Sual: Selamlaşırken birbirine karşı eğilmek ve kucaklaşmak dinen uygun olur mu?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Berîkada deniyor ki:

“Selam verirken ve selam alırken eğilmek günahtır. Hadîs-i şerifte; (Karşılaştığınız zaman, birbirinize eğilmeyiniz, kucaklaşmayınız!) buyuruldu. Allahü teâlâdan başkası için rüku ve secde yapmak haramdır.” İbni Nüceym Zeyneddîn Mısrî hazretleri Segâir ve Kebâir kitabında; “El ile selam vermek günahtır” buyuruyor. İsmail Sivâsî hazretleri, bunu açıklarken;

“Çünkü, el ile selam vermek, kâfirlerin âdetidir” buyurmaktadır.

           ***

Sual: Hazret-i Ebu Bekir'e niçin "Atik" ve "Sıddîk" denmektedir ve bunların anlamı nedir?

Cevap: Hazret-i Ebu Bekir'in lakaplarında biri, Atîkdir. Bunun sebebi, Resûlullah efendimiz, hazret-i Ebu Bekir'in yüzlerine bakarak;

(Bu, Cehennem ateşinden atîkdir) buyurmuşlardır. Yani, Allahü teâlânın narından, ateşinden azatlı kuludur, demektir. Hazret-i Ebu Bekir, bundan sonra, bu lakab ile şöhret bulmuştur. Bir lakabı da Sıddîkdır. Sıddîk, çok fazla inançlı demektir. Resûlullah efendimizi tasdik ettiği için, bu isim verilmiştir.