Neslin sağlıklı bir şekilde devamı için nikâh şarttır!
29/03/2022 Salı Köşe yazarı R.A
Nikâh; evlenecek
Müslümân bir erkeğin, şâhidler huzûrunda, ben seni zevceliğe aldım, kadının da
kabûl ettim demesidir.
Allahü teâlâ, dünyâda insan
neslinin devâmı için, erkek ve kadını birbirine karşı câzip kılmıştır. Aynı
zamanda, bu kuvvetli duygu karşısında, insanları, çetin bir imtihâna, hayâ ve
iffet imtihânına tâbi tutmuştur. Bu en zor imtihânda kazanan bir insan, dünyâ
ve âhiretin kahramânıdır.
Bilindiği üzere “Nikâh”: “Evlilik
için yapılan akit, sözleşmedir. Evlenecek Müslümân bir erkek ile kadının,
şâhidler huzûrunda, ben seni zevceliğe (hanımlığa) aldım, diğerinin de kabûl
ettim demesidir.”
Allahü teâlâ, âyet-i
kerîmede buyurdu ki (meâlen): “(Size) helâl olan kadınlardan nikâh
ediniz.” (Nisâ sûresi, 3)
Peygamber Efendimiz de “Nikâhlanın,
çoğalın! Kıyâmet günü, (diğer) ümmetlere karşı sizinle (sizin
çokluğunuzla) övüneceğim” (İhyâ) buyurmuştur.
Diğer bir hadîs-i
şerifte ise şöyle buyurulmuştur: “Nikâh yapmak benim sünnetimdir.
Sünnetimden yüz çeviren benden değildir” (Menâhicül-İbâd)
Hayâ sâhibi olmanın
dînimizdeki önemi çok büyüktür. Bu husûstaki birkaç hadîs-i şerîf şöyledir:
“Hayâ
îmândandır.” [Buhârî]
“Hayâ, iffet, dile
sâhip olmak ve akıl îmândan; cimrilik, müstehcenlik, çirkin söz ve hayâsızlık
nifâktandır.” [Beyhekî]
“Hayâsı olmayanın
îmânı da olmaz. Îmânsız da Cennete giremez.” [Deylemî]
“Hayâ”: “Utanma, âr,
nâmus; çirkin şeylerden sıkılma veya edebe uymayan bir şeyin meydâna
gelmesinden dolayı kalbde meydâna gelen râhatsızlık” demektir. İffetli
kimse, hayâ, edep sâhibidir, yanî günâh işlemeye utanır.
Yûnus Emre Hazretleri, edeb hakkında
buyuruyor ki:
“Ehl-i diller arasında
aradım, kıldım talep;/Her hüner makbûl imiş; illâ edep illâ edep./Gezdim
Halep’i Şâm’ı, eyledim ilmi talep;/İlim gerideymiş; illâ edep illâ edep.”
Yine Hazret-i
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî “Edep, insanın bedenindeki rûhtur; Enbiyâ
ve Evliyânın göz ve gönül nûrudur; şeytânın kâtilidir, insanla hayvânı
birbirinden ayıran en önemli vasıftır” buyurmuştur.
Erzurumlu İbrâhîm
Hakkî hazretleri de buyurmuştur ki:
“Edep bir tâc imiş
nûr-i Hudâdan/Giy ol tâcı, emîn ol her belâdan.” (Şiir
Antolojilerinde farklı şahıslara da isnâd ediliyor. Meselâ Yûnus Emre’ye.)
Hadîs-i şerîflerde
buyuruldu ki:
“Hayâ îmândandır.
Îmânı olan Cennet'tedir. Fuhuş kötülüktür. Kötüler Cehennem'dedir.” (Buhârî,
Et-Terğîb vet-Terhîb)
“Allahü teâlâdan hayâ
ediniz! Hakîkî mânâda Allahü teâlâdan hayâ etmek, kötü düşüncelerden uzak
durmak, helâl lokma yemek ve ölümü hâtırlamaktır…..” (Tirmizî,
Taberânî)
“Cennet'e gitmek isteyen uzun emel sâhibi olmasın. Dünyâ işleri ile uğraşması ölümü unutturmasın. Harâm işlemekte, Allah'tan hayâ etsin.” (Berîka)