Namaz, ibadet-i bedeniyyedir
29/04/2019 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Ağır hasta ve çok ihtiyar olan kimse,
namaz yerine fakire fidye, para veremez.
Sual: Bir kimse, kılmadığı namazları,
para verip başkasına kıldırabilir mi veya kılmadığı namazlar için, oruçta
olduğu gibi fakirlere fidye, para verebilir mi?
Cevap: Namaz, İbâdet-i
bedeniyye yani bedenle yapılan bir ibadet olduğundan, başkası yerine
kılınamaz. Herkesin kendi kılması lazımdır. Ağır hasta ve çok ihtiyar olan
kimse, namaz yerine fakire fidye, para veremez. Halbuki, oruç yerine fidye
vermesi lazımdır. Halebî-i kebîrde deniyor ki:
“Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk
edenin, bunun farzını kaza etmesi lazımdır. Yalnız Hanbeli mezhebinde, namazı
özürsüz terk eden mürted olacağı için, namazını kaza etmesi lazım olmaz. Önce,
küfürden tevbe etmesi lazım olur. Namaz kılmak, farz olduğu için, inanmayan
kâfir olur. İnanıp da, terk eden, yani özürsüz kılmayan fasık olur. Kitap,
sünnet ve icma ile açıkça bildirilmiş olan farzların hepsi böyledir. İctihat
ile anlaşılmış farzlara Mukayyed denir. Bunlara inanmıyan kâfir olmaz.” Bunlara
da ehemmiyet vermeyen, aklına uyup, müctehidin hükmünü beğenmeyen kâfir olur.
Dürr-ül-muhtârda buyuruluyor ki:
“Farz namazı, özrü olmadan, vakti
geçtikten sonra kılmak, yani kazaya bırakmak haramdır.”
Câmi-ul-ezherin Cameroun
cumhuriyyetindeki mümessili, üstâz İbrâhîm Muhammed Neşât, İslâm kültürü
kitabında diyor ki:
“Namazı bilerek terk etmenin büyük günah
olduğunu ve farzları hemen kaza etmenin farz olduğunu, cumhûr-ı ulemâ
bildirmektedir. İbni Teymiyye, namazı amden, bilerek terk edenin kaza etmesi
lazım değildir. Kaza kılması sahih olmaz. Çok nafile kılması, çok hayrat,
hasenat ve istiğfar yapması lazım olur dedi. Daha önce İbni Hazm da, uzun
yazıları ile böyle uygunsuz fikirler ortaya atmıştı.”
İbni Teymiyye ve İbni Hazm, hükmü
şüpheli olan âyet-i kerimeleri ve hadîs-i şerifleri tevil ettiler. Yani, yanlış
manalar vererek, Ehl-i sünnetten ayrıldılar. Böylece, hayırlı işlerin, namaz
yerine geçeceği sapıklığını da körüklemiş oldular. İslâmiyette açtıkları
yaraların en zararlı olanlarından biri de, maalesef bu olmuştur.
***
Sual: Kazaya kalan namaz ve oruçları,
hemen kaza etmek gerekir mi?
Cevap: Vaktinde
kılınmamış namazları acele kaza etmek lazımdır. Vaktinde yapılmayan Secde-i
tilâvet ve oruç kazası, acele değildir, gecikirse günah olmaz.