"Biz onun cehennemlik olmasından korkuyoruz"
29/05/2020 Cuma Köşe yazarı A.D
Mekke'de Horasanlı emîn bir kimse vardı. Oraya gelen yabancılar, eşya ve
emânetlerini ona bırakırlardı... Ve bir gün!..
Allahü teâlâ, Müslüman olan ve salih olan akrabayı ziyareti emretmektedir.
İnsan imkânsızlıklar içinde de olsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk
günü geçirmemelidir. Uzak memlekette ise, telefonla, mail atarak gönlünü
almalıdır. Akrabası gelmese, cevap vermese de, giderek veya hediye, selam
göndererek hâl hatır sormalı; irtibatı kesmemelidir... Allahü teâlâ
Kur'ân-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
"Ey insanoğlu, malın ile akraba ve yakınlarını ziyâret et. Eğer
malında cimrilik yaparak onlara bir şey götürmezsen, yahut onlara verecek kadar
bir şeyin olmazsa, o takdirde hiç değilse ayaklarınla yürüyerek onlara
ziyarette bulun."
***
Mekke'de Horasanlı emîn bir kimse vardı. Oraya gelen yabancılar, eşya ve
emânetlerini ona bırakırlardı...
Bir defasında yine bir yolcu, kendisine onbin akçe emânet etmişti. Adam,
bir müddet sonra emânetini almak üzere tekrar Mekke'ye geldiğinde, emânetçinin
ölmüş olduğunu öğrendi. Meseleyi âile efrâdına anlattı. Fakat onlar, böyle bir
emânetten haberlerinin olmadığını söylediler. O da Mekke'deki ulemâya durumu
anlattı. Ne yapması gerektiği husûsunda fikirlerini sordu. Ulemâ ittifakla;
-Biz Horasanlıyı gâyet dürüst ve sâlih bir insan olarak biliriz. Hakkındaki
kanâatimiz odur ki, o Cennetliktir. Sen, gecenin üçte biri, yâhut yarısı
geçince, Zemzem kuyusunun başını git ve orada, "Ey filân oğlu filân! Ben
emânetin sahibiyim!" diye seslen. Ümit ederiz sana bir cevap verilecektir,
dediler.
Adam, üst üste üç gün böyle yaptı. Fakat ses sedâ çıkmadı. Âlimler bu
duruma şaşırdılar.
-Bu durumda biz, Horasanlının cehennemlik olmasından korkuyoruz. Merhût
denilen bir vâdi vardır. Bu vâdîde bir kuyu bulunmaktadır. Gecenin üçte biri
veya yarısı geçince onun başında, "Ey filân oğlu filân! Ben emânetin
sahibiyim! diye nidâ et" dediler.
Adam, söylenilen saatte oraya gitti ve o şekilde seslendi. Daha birinci
seslenişinde bir ses kendisine cevap verdi. Emânetçinin sesini tanıyan ve
dehşete kapılan adam, ona sordu:
-Buraya atılmana sebep nedir?
-Benim Horasan'da akrabâlarım, dostlarım vardı. Mekke'ye geldikten sonra
hiç sıla-i rahm yapmadım. Onları arayıp sormadım, ziyâretlerine gitmedim.
Nihâyet ömrüm sona erdi. İşte Allahü teala beni bunun için cezâlandırdı...
Senin emânete gelince, o olduğu gibi duruyor. Ben onu, evin filân yerine saklamıştım.
Çocuklarıma söyle, emânetini bıraktığın gibi al!..
Adam, emânetçinin çocuklarına gitti ve söylenen yeri aradılar. Gerçekten parası olduğu gibi duruyordu...