"İslamiyete uymak, bütün dinlere uymak olur...."

29/07/2022 Cuma Köşe yazarı V.T

"Peygamber Efendimize indirilmiş olan kitap, gökten inmiş kitapların hepsini içine almıştır..."

 

Behçet Efendi Anadolu'da yetişen velîlerdendir. 1727 (H.1140) senesinde Konya'da doğdu. 1822 (H.1238) senesinde İstanbul’da vefât etti. Babası ve dedesinin yanında küçük yaşta tahsîle başladı. Sonra Karamanlı Abdullah Efendi ve meşhûr âlim Abdüssamed Efendinin derslerinden icâzet aldı. Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî'nin mânevî işâreti ile Bursa'ya giderek hem Kâdiriyye, hem de Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden olan Seyyid Burhâneddîn Mehmed Efendinin talebesi oldu. Ondan Nakşibendiyye, Kâdiriyye, Sühreverdiyye, Çeştiyye tarîkatlarında icâzet aldı. Derviş Paşanın teklifi ile Sultan 2. Mahmûd Han tarafından İstanbul’a davet edilerek Selîmiye Câmii Nakşibendiyye dergâhına şeyh tâyin edildi. Burada tefsîr, hadîs, Mesnevî-i Şerîf ve İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektubât'ını okuturdu. Sohbetlerine devlet adamları, âlimler katılırdı. Bir sohbetinde şunları anlattı:

İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubatının 1. Cild 77. Mektubunda buyuruyor ki:

"Peygamberimizin yolu, bütün yolları kendinde toplamıştır. Ona indirilmiş olan kitap, gökten inmiş kitapların hepsini içine almıştır. Bundan dolayı, bu dîne uymak, bütün dinlere uymak olur. Sâlik, yaradılışında hangi Peygambere uygun oldu ise, onun vilâyetini alır. Şunu da bildirelim ki, Onun vilâyeti bütün Peygamberlerin vilâyetlerini kendinde toplamıştır. Onların vilâyetlerinden birine kavuşmak, bu vilâyetin parçalarından bir parçaya kavuşmak olur. Bu vilâyetin kendisine yâni o vilâyetlerin toplamına kavuşamamak, Resûlullaha tâm uyamamaktan ileri gelmektedir. Tâm uyamamanın dereceleri vardır. Bunun için, elde edilen vilâyetler de, başka başka olur. Tâm uymak ele geçerse, bu vilâyetin kendine kavuşulur. Başka bir Peygamberin dînine uyan bir kimsede, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyye hâsıl olsaydı, yukarıdaki suâl sorulabilirdi. Hâlbuki, böyle bir şey olmamıştır.

Bize nîmetlerini gönderen ve doğru yola kavuşturan ve sağlam dîni ihsân eden Allahü teâlâya hamd olsun! Doğru yol, Muhammed aleyhisselâmın yoludur. Onun dînidir. Yasîn sûresinin başında, (Sen elbette Peygamberlerdensin. Tâm doğru yoldasın!) meâlindeki âyet-i kerimeler, böyle olduğunu göstermektedir.

Allahü teâlâ bizi ve sizi, o yüce Peygamberin dînine uymakla şereflendirsin. Ona tâm uyanların ve evliyâsının büyüklerinin hürmeti için duâmızı kabûl buyursun! Âmîn..."