Allahü teâlânın sıfatları ezelîdir

29/09/2020 Salı Köşe yazarı V.T

Allahü teâlâ, zamânlı, mekânlı, cihetli değildir. Bir yerde, bir tarafta değildir.

 

Bahâüddîn Muhammed İbşîhî hazretleri fıkıh âlimidir. 790'da (1388) Mısır'da İbşûye köyünde doğdu. Kahire'ye giderek Celâleddin el-Bülkinî'nin ders­lerine devam ederek fıkıh ve tefsir oku­du. Çok talebe yetiştirdi 854'te (m. 1450) vefat etti. el-Müstetraf adlı eseri meşhurdur. Bu kitabında şöyle nakleder:

Allahü teâlâ, kadîm olan Zâtı ile vardır. Ondan başka her şey, Onun var etmesi ile var olmuş, Onun yaratması ile yoklukdan varlığa gelmiştir. O, sonsuz olarak var idi. Kadîmdir, ezelîdir. Varlığından evvel yokluk olamaz. Ondan başka her şey yok idi. Bunların hepsini, O sonradan yarattı. Kadîm ve ezelî olan, bâkî ve ebedî olur. Hâdis ve mahlûk olan, fânî ve muvakkat olur. Allahü teâlâ birdir. Varlığı lâzım olan yalnız Odur. İbâdete hakkı olan da, yalnız Odur. Ondan başka her şeyin var olmasına lüzum yoktur. Olsalar da olur, olmasalar da. Ondan başka hiçbir şey, ibâdet olunmaya lâyık değildir.

Allahü teâlânın kâmil sıfatları vardır. Bu sıfatları: Hayât, İlim, Sem’, Basar, Kudret, İrâde, Kelâm ve Tekvîndir. Bu sıfatları da, kadîmdir, ezelîdir. Varlıkları Zât-i ilâhî  iledir. Mahlûkların sonradan yaratılması ve onlarda her ân meydâna gelen değişiklikler, bu sıfatların kadîm olmasını bozmaz. Sıfatların bağlandığı şeylerin sonradan var olması, sıfatların ezelî olmasına mâni olmaz.

Noksân sıfatlar, Onda yoktur. Allahü teâlâ, maddelerin, cisimlerin, arazların, hâllerin sıfatlarından ve bunlara lâzım olan şeylerden münezzehtir, uzaktır. Allahü teâlâ, zamânlı, mekânlı, cihetli değildir. Bir yerde, bir tarafta değildir. Zamânları, yerleri, cihetleri O yaratmıştır. Bir şey bilmeyen bir kimse, Onu, Arş'ın üstünde sanır, yukarıda bilir. Arş da, yukarısı da, aşağısı da, Onun mahlûkudur. Bunların hepsini, sonradan yaratmıştır. Sonradan yaratılan bir şey, kadîm olana, her zamân var olana yer olabilir mi? Yalnız şu kadar var ki, Arş, mahlûkların en şereflisidir. Her şeyden dahâ sâf ve dahâ nûrludur. Bunun için, ayna gibidir. Allahü teâlânın büyüklüğü orada görünür. Bunun içindir ki, ona (Arşullah) denir. Yoksa, Allahü teâlâya göre, Arş da, diğer eşyâ gibidir. Hepsi, Onun mahlûkudur. Yalnız Arş, ayna gibidir. Diğer eşyâda bu kâbiliyet yoktur. Aynada görünen bir insana, aynanın içindedir denilir mi? O insanın aynaya olan nisbeti, karşısında bulunan diğer eşyâya olan nispeti gibidir.