Şer güçler, İslam'a karşı birleşti!
29/09/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
Müslümanların ilimde ve fende gelişmesine mâni olmak için başta İngilizler
olmak üzere Batı dünyası, İslam devletlerine karşı, siyasî ve askerî hücumlara
geçtiler.
İslâm medeniyeti; bütün dünyaya, bütün zamanlara hitap
eden, insanlık tarihi boyunca yaşanmış en ileri ve en parlak medeniyettir.
İslam medeniyeti, hâkim olduğu memleketlerin mamur hâle gelmesini, insanların
ruh, düşünce ve beden bakımından rahat, huzur içinde yaşamalarını sağlamıştır.
Müslüman milletler, doğuda Türkistan ve Hindistan,
batıda İspanya olmak üzere akla hayret veren çok kudretli bir İslam medeniyeti
kurmuşlardır. Mesela Osmanlı Türkleri, altı asır boyunca İslam Medeniyetini
bütün dünyaya her yönüyle mükemmel bir şekilde yaymıştır. Düşmanların akıl
almaz hileleri ve entrikaları sebebiyle ne yazık ki bu büyük terakki ve
gelişme, 17. asırda birdenbire hızını kaybetmiştir.
Başta İngilizler olmak üzere bütün Hristiyan âlemi,
Osmanlı Devleti'nin, dünyadaki gelişmelere ve keşiflere kayıtsız kalması için
siyasî ve askerî hücumlara geçtiler. Bir taraftan, haçlı saldırıları, bir
taraftan da bunların Osmanlı devletinin içinde özel olarak yetiştirdikleri
satılmış kimselerin yıkıcı ve bölücü çabaları, Osmanlıların fen ve teknikte
ilerlemelerine mâni oldu.
Hristiyan Avrupa devletleri ve Amerika, menfaatlerinin
bulunduğu her yerde, kendilerine dost olacak kimseleri bulur ve bunları satın
alırlar. Bu kimseler, yerli ahalinin isimlerini taşır, isimleri Ahmet, Mehmet,
Mustafa, Ali gibi Müslüman isimleridir fakat ya Hristiyanlaştırılmış bir cahil
veya satın alınmış bir haindir!
O devirde Avrupa’ya, fen ve teknik tahsili için giden
talebeler, Avrupalı devletler tarafından her türlü imkânlar kullanılarak
aldatıldılar. Fen ve teknik öğretmek yerine İslamiyet’i ve Osmanlı’yı yıkma
yolları öğretilip, tarihine, kültürüne düşman hâle getirildiler.
İslam memleketlerinde çıkan her fitnenin altında eli
bulunan İngilizler, Osmanlı aleyhine kendi yetiştirdikleri bu adamları Osmanlı
Devleti'nde önemli makamlara getirdiler. Bu kukla kimseler, sözde Osmanlı,
fakat fikri ve zikri İngiliz idiler. Mustafa Reşit Paşa bunların en
meşhurlarındandır. Londra’da bulunduğu sırada azılı ve sinsi bir İslam düşmanı
olarak yetiştirildi. İskoç masonları ile iş birliği yaptı. İstanbul’a dönen
Reşit Paşa ve arkadaşları, İslamiyet’e ve Müslümanlara en büyük zararı
verdiler.
Hülasa, kendi millî ve manevi
değerlerinden uzak, kendilerine aşılanmış olan yabancı fikirlere aldanarak,
vatanına, milletine, tarihine, kültürüne düşman olan böyle kimselerden bu
memlekete hayır gelmez. Bunların ruhları hastadır. Bir makine gibi, kimin eline
geçerlerse onun istediğini yaparlar. Memlekete en büyük kötülüğü yapanlar
bunlardır. Nihayet kendileri de huzur bulamadılar, başkalarının da huzurlarını
mahvettiler. Dünya ve ahiretlerini harap ettiler ve bu cihandan göçüp gittiler.