Attilâ hakkında birkaç kelime...
29/10/2019 Salı Köşe yazarı R.A
Attilâ, hükümdârlığı sırasında, bütün Avrupa’ya korku ve dehşet salmıştır.
Avrupalılar kendisine “Allah’ın gazabı” derlerdi.
Hazret-i Nûh (aleyhisselâm)’un oğlu “Yâfes” mümin idi.
Evlâdı çoğalınca, onlara reîs olmuştu. Hepsi, dedelerinin gösterdiği gibi,
Allahü teâlâya ibâdet ediyorlardı. Yâfes nehirden geçerken boğulunca, “Türk” ismindeki
küçük oğlu, babasının yerini tuttu. Bunun evlâdı çoğalarak, bunlara “Türk” denildi.
Bu Türkler, ecdâdı gibi, Müslümân, sabırlı, çalışkan insanlardı. Bunlar
zamânla çoğalarak Asya’ya yayıldılar.
Türklerin başlarına geçen bazı zâlim hükümdârlar, semâvî dîni bozarak, puta
taptırmaya başladılar. Bunlardan, bugün Sibirya’da yaşayan Yâkutlar,
hâlâ puta tapmaktadırlar. Türkler, dînden uzaklaştıkca, eski medeniyet
ve ahlâklarını da kaybetmişlerdi. Hele Hunlar ve
onların reîslerinden Attilâ, dînsizliği ve zulmü ile “Allahın
gadabı” ismini almıştı.
İslâm güneşi, Mekke-i mükerremeden doğarak, ilim, ahlâk ve her türlü
fazîlet ışıklarını dünyâya saçınca, Romalıların, Asya’ya kadar yayılan
sefâhet ve ahlâksızlıkları ve Asya’yı, Afrika’yı kaplamış olan dînsizlik,
câhillik ve vahşet altında yetişmiş diktatörler, sömürdükleri insanların
İslâmiyyeti işitmelerine, anlamalarına mâni oldular. Bu engeller
kılıç gücü ile ortadan kaldırıldı. Türk hâkânları, asâletleri ve uyanık
olmaları sebebi ile, İslâmiyyetin işitilmesine mâni olmadılar...
Beşinci asırda, Avrupa’da yaşamış Hun hükümdârı
Attilâ (Atilla), 395 yılında, bugünkü Macaristân’da doğdu.
Babası, Avrupa Hun Devletinin kurucusu olan Muncuk’tur.
Çocukluğu ve gençliğinin bir kısmı, barış rehînesi olarak Roma’da
geçti. Amcası Ruga’nın ölümü üzerine (434), ağabeyi Bleda ile
birlikte, doğuda Hazar Denizi kıyılarından, batıda Alpler ve Baltık Denizi’ne
kadar uzanan bir İmparatorluğun başına geçti.
Birtakım göçebe kavimleri, Türkleri, Moğolları, Rusya ve Avrupa’nın
diğer kavimlerini, çevresinde toplayarak büyük bir savaş devleti
kurdu. Dünyânın tek hâkimi olmak istiyordu. İlk iş olarak,
İmparatorluğun batı bölümünü idâre eden ağabeyi Bleda’yı öldürdü (445).
Merkezi Macaristân olmak üzere, Orta ve Güney Avrupa üzerinde çok geniş bir
alana yayıldı. Tasarladığı "Dünyâ İmparatorluğu"nu kurmak için, Bizans’a
(Doğu Roma’ya) saldırdı. 451 yılında, yarım milyonluk ordusuyla
İtalya’ya yürüdü. Paniğe kapılan bütün Avrupa birleşti. Yapılan
savaştan kesin bir netîce alınamadı. Yine 451 senesinde, Galya’ya, yani
Fransa’ya girdi.
Ertesi yıl, birçok şehri ele geçirip, Roma’ya yöneldi. Papanın
ricâları ve ordusunun salgın hastalıklar yüzünden bitkin düşmesi
üzerine, Roma’yı istîlâdan vazgeçti. Harâca bağlayarak geri döndü.
Ömrü savaşmakla geçen Attilâ, hükümdârlığı sırasında, bütün Avrupa’ya korku
ve dehşet salmıştır. Avrupalılar kendisine “Allah’ın gazabı” derlerdi.
Şemseddîn Sâmî Bey'in “Kâmûsül a’lâm”ında da, bu ve benzeri
ifâdeler yer almaktadır.
İldiko isminde bir kadınla evlendiği gece, içtiği içki yüzünden, şüpheli bir şekilde öldü (453). Ölümünden hemen sonra, koca İmparatorluk dağıldı.