Fen bilgileri, İslamî ilimlerin bir koludur
29/10/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
İslamiyet, ilmi daima methetmiş,
Müslümanları daima ilme teşvik etmiştir. Hadis-i şerifte (İlmi,
Çin’de de olsa, alınız!) [İhyâ-ül’ulûm] buyruldu. Yani
dünyanın en uzak yerinde ve kâfirlerde de olsa, gidip ilim öğreniniz! Bir
hadis-i şerifte de, (Beşikten mezara kadar ilim
öğreniniz, çalışınız!) [Şir'a] buyuruldu. Yani,
bir ayağı mezarda olan seksenlik ihtiyarın da çalışması lâzımdır. Öğrenmesi
ibadettir. Bir defa da, (Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç
ölmeyecekmiş gibi dünya işlerine çalışınız!) [İbni
Asakir] buyurdu.
Müslümanların bilmesi, öğrenmesi lâzım olan bilgilere (Ulûm-i
islâmiyye) Müslümanlık bilgileri denir. Bu bilgilerin
kimisini öğrenmek farzdır. Kimisini öğrenmek sünnet, bir kısmını öğrenmek de
mubâhdır.
İslâm bilgileri, başlıca iki büyük kısma ayrılır:
Birincisi (Ulûm-i nakliyye)dir. Bunlara (Din
bilgileri) de denir. Din bilgileri Ehl-i
sünnet âlimlerinin [dört mezhep âlimlerinin] kitaplarından
öğrenilir.
Din bilgileri de ikiye ayrılır: Zâhirî ilimler ve bâtınî
ilimler. Birincilere, (İman bilgileri) ve (Fıkıh bilgileri), ikincilere (Tasavvuf
bilgileri) veya (Marifet) denir.
İman bilgileri ve fıkıh bilgileri, Ehl-i sünnet âlimlerinden, akâid ve
fıkıh kitaplarından öğrenilir. Marifet, tasavvuf bilgileri
kalplere, mürşid-i kamil denilen tasavvuf büyüklerinin kalblerinden akar,
gelir.
İslâm bilgilerinin ikinci kısmı (Ulûm-i akliyye)dir.
Canlıları öğretene (Ulûm-i tıbbiyye), cansızları öğretene (Ulûm-i
hikemiyye) denir. Semâları, gökleri, yıldızları öğretene (Ulûm-i
felekiyye, astronomi); Arz, yerküresi bilgilerine (Ulûm-i
tabî’ıyye) demişlerdir. Ulûm-i akliyye, matematik,
mantık, his organları ile duyularak, akıl ile incelenerek, tecrübe ve hesap
edilerek elde edilen bilgilerdir. Bu bilgiler, din bilgilerinin anlaşılmasına
ve onların tatbik edilmesine yardımcıdırlar. Bunlar, zamanla artar,
değişir, ilerler.
Dinimiz, din bilgileri ile fen bilgilerini birbirinden
ayırmıştır. Nakil yoluyla gelen din bilgileri, aklın, insan dimağı gücünün
dışında ve üstündedir. Bunlar, hiçbir zamanda, kimse tarafından
değiştirilemez. “Dinde reform olmaz”
sözünün manası da budur.
Dinimiz,
dünya işlerinde, fen bilgilerinde ise, her değişikliği yapmayı, bütün yeni
keşifleri öğrenmemizi ve yapmamızı emretmiştir. İslamiyet, akıl ile elde
edilen bilgilerin, din bilgileri ile birlikte öğrenilmesini ve sonuçlarının
İslamiyet’e uygun, insanlara faydalı olarak kullanılmasını, zulüm, işkence,
felâket vâsıtası yapılmamasını emretmiştir. Fakat dün
olduğu gibi bugün de Müslüman olmayan milletler elde ettikleri teknolojiyi,
zulüm ve işkence vasıtası yapmakta, kendilerinden başkasına hayat hakkı
tanımamaktadırlar...