Hadîs ilminin fazîleti...
29/11/2021 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Meşhûr hadîs
âlimlerinden İbnü's-Salâh hazretleri buyurdu ki: "Hadîs ilmi,
dünyâ ilmi değil, âhıret ilmidir."
Tefsîr ve hadîs
ilimleri, dînimizdeki en önemli ilim dallarındandır. Bizim ihtisâs sâhamız
hadîs ilmi olduğundan, bugün bir nebze, bu ilmin fazîletinden bahsetmek
istiyoruz...
Bilindiği üzere hadîs
ilmi, ilimlerin en şereflilerindendir; çünkü bu ilim, Peygamber
Efendimizin şerefli sözlerini, fiillerini ve tasviplerini/onaylarını doğru
bir şekilde ortaya koyma gayreti içerisindedir. Tefsîr ilmi de, fıkıh
ilmi de, diğer birçok İslâmî ilim de hadîse muhtaçtır.
Peygamber
Efendimiz, "Bana, Kitap ve onunla birlikte misli/onun gibisi
verildi" buyurmuştur. [Ebû Dâvûd, Sünen, II, 505]
Yine Sevgili
Peygamberimiz, "Resûlullah'ın harâm kıldığı şey, Allah'ın harâm
kıldığı gibidir" buyurmuştur. [Tirmizî, Sünen, V, 38; İbn-i Mâce,
Sünen, I, 9-10]
İslâm âlimleri, dîne
taalluk eden husûslardaki hadîs-i şerîflerin, Allahü teâlâ tarafından, Sevgili
Peygamberimize vahyedildiğini kabûl ederler.
Bu konuda, "(Peygamber)
kendi nefsinden konuşmaz; onun sözleri, kendisine vahyedilen bir vahiyden
başkası değildir" (Necm, 3) âyet-i kerîmesini de delîl olarak
alırlar.
Hassân İbn-i Atıyye
(rahimehullah), bu konuda şunu ifâde etmiştir:
"Cibrîl
(aleyhisselâm), Resûlullah'a, Kur'ânı getirdiği gibi, sünneti de getirir ve ona
Kur'ânı nasıl öğretirse, sünneti de öyle öğretirdi." [İbn-i Abdi'l-Ber,
Câmiu beyâni'l-ilm ve fadlih, II, 191]
Şâfiî mezhebindeki
büyük âlimlerden İmâm-ı Nevevî (rahimehullah) demiştir ki:
"Kim hadîs
ilmiyle rızıklandırılmış ise, o kimse, eşsiz bir fazîlete nâil olmuş demektir.
Kim de, hadîs ilminden mahrûm kalmış ise, büyük bir hayırdan mahrûm kalmış
demektir." [İmâm Suyûtî, Tedrîbü'r-Râvî fî Şerhi Takrîbi'n-Nevevî, s. 333]
Meşhûr hadîs
âlimlerinden İbnü's-Salâh da, "Hadîs ilmi, dünyâ
ilmi değil, âhıret ilmidir" demiştir. [Mukaddimetü İbni's-Salâh
veya Ulûmü'l-Hadîs, s. 213] Hatîb Bağdâdî, hadisçilerin
faziletini bildirmek için, “Şerefü Eshâbi’l-Hadîs” ismiyle
müstakıl bir kitâb yazmıştır.
Sevgili
Peygamberimizin (aleyhis-salâtu ves-selâm) "Allah, benim sözümü
işiten ve onu iyice hıfzeden kimsenin yüzünü ak eylesin"; "Bizden bir
hadîs-i şerîf işiten, onu hıfzeden, sonra da başkalarına teblîğ eden kimsenin
yüzünü, Allah ak etsin" şeklinde duâları vardır.
Büyük âlimlerden Süfyân
bin Uyeyne (rahmetullahi aleyh), "Hadîs ehli içerisinde hiçbir
kimse yoktur ki, Resûlullah'ın (aleyhis-selâm) bu hadîs-i şerîfindeki mübârek
duâsından dolayı, yüzünde bir aklık ve aydınlık olmasın" demiştir.
[İmâm Suyûtî, Tedrîbü'r-Râvî, s. 333]
Şüphe yok ki, İslâm
âleminde pekçok hadîs âlimi yetişmiştir. Bu büyük âlimlerin
başında "Kütüb-i sitte" denilen 6 muteber
hadîs kitâbının müellifleri gelir. Bunlar İmâm-ı
Buhârî, İmâm Müslim, İmâm Ebû Dâvûd, İmâm-ı Tirmizî, İmâm-ı Nesâî, İmâm İbn-i
Mâce'dir (rahmetullahi aleyhim ecmaîn).
[Fakat bazı âlimler, 6. kitap olan Sünen-i İbn-i Mâce'nin yerine, İmâm Mâlik'in Muvatta'sını; diğer bazı ilim adamları ise, onun yerine İmâm-ı Dârimî'nin Sünen'ini zikretmişlerdir.]