''Vaktini boşa geçirmek ne acı bir hâldir!..''
29/12/2020 Salı Köşe yazarı V.T
“İnsanların felâketine sebep; asıl işi bırakıp boş şeyler ile
uğraşmalarıdır...''
Şeyh Ebû Abdullah Merzûki hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 721 (m.
1321) senesinde vefât etti. Kerâmetleri çok olup, zamanında onun benzeri yok
idi. Yahyâ el-Merzûkî şöyle anlatır:
“Bir gece rüyâmda bir nûr gördüm. Direk gibi gökten indi. Sonra uyandım.
Uyanık iken aynı şekilde o nûrdan olan direği görmeye devam ettim. Bir de
duydum ki, Ebû Abdullah hazretlerinin dergâhından zikir sesleri geliyordu. O
nûru, dergâhın tarafında görüyordum. Daha sonra dergâha gittim. O nûru, Ebû
Abdullah’a bitişik vaziyette gördüm. Nûr, Ebû Abdullah ile hareket ediyordu.”
Yine şöyle anlatılır. Şeyh Ebû Abdullah Muhammed, talebeleriyle birlikte
bir gün Allahü teâlâyı zikrediyordu. Bu sırada bir kimsenin elbisesinin içinde
bulunan paraları çalınmıştı. O kişi sıkılmış bir hâlde, Ebû Abdullah’a gelip
durumu bildirdi. Şeyh Muhammed, talebelerine Yâsîn sûresini okumalarını emir
buyurdu. Sonra bir saat başını önüne eğerek hiç konuşmadı. Daha sonra
talebelerinden birine; “Mescide git. Hırsız oradadır. Ona; hocam Muhammed sana
selâm ediyor. Aldığın şeyleri ver dersin” buyurdu. Talebe, oradan çıkıp
mescide vardı. Orada kimseyi bulamadı. Hırsız ise, mescidin hasırlarından
birine sarınıp saklanmıştı. O talebe şaşırıp, kendi kendine; “Hocamız olmayacak
bir şeyi söylemez ama, burada kimse yok” diye düşünmeye başladığında, bir
arkadaşı yanına gelerek; “Hırsız hasırın içinde saklanıyor” dedi. Hasırı
kaldırınca hırsızı buldu ve hocasının söylediklerini ona bildirdi. Hırsız,
aldığı paraları geri verdi. O talebe paraları alıp, hocasının huzûruna geldi.
Arkadaşları hâlâ Yâsîn sûresini okuyorlardı. Paraları sahibine
verdiler... İnsanlar Şeyh Muhammed’in bu kerâmetini görünce, onun elini
öpmek için bir izdiham meydana getirdiler. Neredeyse birbirlerini ezeceklerdi.
Talebeleri, Ebû Abdullah’ı oradan zor çıkardılar.”
Sohbetlerinde buyurdu ki: “İnsanların felâketine sebep; asıl işi bırakıp
boş şeyler ile uğraşmaları, nefslerinin isteklerine uymaları ve harama dalıp,
şüphelilerden sakınmamalarıdır.”
“İnsanların en kötü ahlâklısı, dostunu düşmanını ayırmayan ve sohbet
ehlinden uzak yaşayandır.”
“İnsanın kendine âit eski şeyleri giymesi, başkasının verdiği yeni şeyleri
giymesinden hayırlıdır.”
“Kalb ve vakit, insan için sermâyedir. Fakat kalbini kötü zanlarla, düşüncelerle meşgûl eder. Vaktini de boş şeylerle geçirir, zayi eder. Bu ne acı bir hâldir. Sermâyeyi kaybedene kim kâr getirebilir.”