Mübarek "üç aylar"
29/12/2024 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen aylar hangileridir ve bunların özelliği, kıymeti nedir?
Cevap: Allahü teâlâ,
kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere ve
aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tövbeleri kabul edeceğini
bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tövbe
etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır. Halk arasında "üç
aylar" olarak bilinen receb, şaban ve ramazan aylarını da, kullarının
yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır. Bu mübarek üç
ayların ilki receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli idi. Her
ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir. Hadis-i
şerifte;
(Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram
edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahırette ikram eder)
(Receb-i şerifin bir gün evvelinden, bir gün
ortasından ve bir gün de sonundan oruç tutana, Receb-i şerifin hepsini
tutmuşçasına, Hak teâlâ ihsanda bulunur) buyuruldu.
Üç aylardan ikincisi şaban ayıdır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Şa'ban-ı şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak
teâlâ Arş-ı a'lânın meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki: Ey benim
meleklerim! Gördünüz mü, benim kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet
ediyorlar. İzzim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim Şa’ban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak
teâlâ, Cennet-i a'lâda ona bir yer hazırlar) buyuruldu.
Üç ayların üçüncüsü ise ramazan ayıdır. Hadis-i
şerifte;
(Ramazan ayı gelince, cennet kapıları açılır. Cehennem
kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
Sual: Namazlardan sonra, duadan önce çekilen
tesbihlerin adedi, kitaplarda bildirilmiştir. O tesbihleri mutlaka bildirilen
miktarda mı çekmek gerekir?
Cevap: Namazdan sonraki
tesbihleri okurken otuzüç adedine dikkat etmek lazımdır. İslamiyetin
emirlerinde, hikmetler, faydalar vardır. Bu adetler, ilacın miktarı gibidir.
Fazla veya noksan olursa, istenilen fayda hasıl olmaz.
Sual: Bilmeyen veya yanlış yapan birine, dinin doğru
olan emrini bildirmek gerekir mi?
Cevap: Kabul edeceği zan olunan kimseye emr-i ma'ruf
yapmak, nasihat etmek, dinin emrini bildirmek vaciptir. Çünkü kul hakkıdır.