İman nimetinden mahrum bırakan günah: KİBİR!..
30/01/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Bizi iki cihan saadetine kavuşturmak için gönderilen Peygamberlere iman
etmeyen, karşı çıkan, onlara ezâ ve cefâ çektirenlerin çoğu, kibirlendikleri
için bunu yaptılar...
Kibir, Rabbimizin sevmediği günâhların başında gelir... Bizi iki cihan
saadetine kavuşturmak için gönderilen Peygamberlere iman etmeyen, karşı çıkan,
onlara ezâ ve cefâ çektirenlerin çoğu, kibirlendikleri için bunu
yaptılar... Nemrutları, Firavunları ve Ebu Cehilleri iman nimetinden
mahrum bırakan şey, kibirleriydi. Yoksa onlar da; Peygamberimizin ve
söylediklerinin hak olduğunu çocuklarını tanıdıkları gibi tanıyorlardı!..
Ebu Cehil'in dayısının oğlu anlatır: "Bir gün onu görmeye gittim,
ikimiz yalnız idik. Ebu Cehil'e sordum: 'Sen Muhammed hakkında ne düşünüyorsun?
Laf aramızda kalacak, doğru söyle!' dedim. Bana cevap olarak dedi ki: 'Onun
dürüstlüğü tartışılmaz. Ona biz Muhammed-ül emin derdik, hem sonra söylediği
sözler, beşer kelâmı olamaz!"
Bu sözleri ondan hiç beklemiyordum, hayretle sordum: "O hâlde ona niçin
iman etmiyorsun?"
Bu soruma da şöyle cevap verdi: "Biz bu işe Ebu Talib'in yetiminden
daha lâyık idik. Peygamberlik gelseydi bize gelmeliydi, biz olmalıydık! Ben bu
zenginliğimle, bu itibarımla nasıl gider ona teslim olurum, mümkün değil!"
Bir gün Kureyş'in ileri gelenleri toplandılar ve; "Tehlike haberi
yalancıdan da gelse insanı tedirgin eder. Bu da çok büyük tehlikeden
bahsediyor... Cehennemden bahsediyor! Ya doğru söylüyorsa n'olur halimiz?.. Biz
iyisi mi gidip iman edelim" dediler.
Bir heyet hâlinde Sevgili Peygamberimize geldiler. Dediler ki: "Biz
senin davetine icabet etmeye, sana iman etmeye karar verdik; ama bir şartımız
var! Sana iman edenlerin çoğu köle ve fakir insanlardır biz onlarla aynı
toplulukta oturamayız. Bu, bizim şanımıza yakışmaz, onları kov, bizi kabul et,
bizimle sohbet et!"
Bu teklifi Peygamber efendimiz reddetti. İkinci bir teklif arz ettiler,
dediler ki: "Bir gün bizi huzuruna kabul et, bir gün de onları!"
Bu teklif de hoş karşılanmadı ama, "bir müddet böyle olsun, belki
ileride bu kibir ve inatlarından vazgeçerler" ümidi ile Sevgili
Peygamberimiz kabul buyurdular.
"Günlerimizi tesbit edelim bir kâğıda yazalım, biz hangi günler
geleceğiz?" dediler. Âlemlere rahmet olarak gönderilen zat kâğıt istedi.
Henüz kâğıt gelmeden Cebrâil aleyhisselam geldi ve Rabbimizin emrini bildirdi.
Buna razı olmadığını bildiren âyet-i kerimeyi okudu. Meâlen; (Sabah
akşam Rablerini çağıran, ona dua eden, onun rızasını isteyenleri huzurundan
kovma!) buyuruluyordu.
Böylece; cepleri fakir, fakat gönülleri zengin olanlar huzur-ı saâdette
kaldılar, kibir kumkumaları ise defolup gittiler...