Sâdık kul ile hâlis kul arasındaki fark!
30/04/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Ebû Türâb-ı Nahşebî hazretleri evliyânın meşhurlarındandır.
İsmi, Asker bin Hüseyin'dir. Horasan bölgesinde Nahşeb kasabasında doğdu. Ahmed
bin Hanbel'in ilim meclislerinde bulundu. Hâtim-i Esam ve Ebû Hâtim-i Attâr
el-Basrî gibi velîlerin sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. 859
(H.245) senesinde Basra civârında vefât etti.
Haramlardan ve şüphelilerden şiddetle kaçınırdı. Bu hususta
buyurdu ki: "Kul bütün gücüyle günahlardan uzaklaştığı zaman, Allahü
teâlânın yardımı, ihsânı her tarafını kaplar. Kalbin günahlar ile kararmasının
alâmeti üçtür. Birincisi günah işlemekten korkmamak, ikincisi ibâdetlerde
gevşeklik, üçüncüsü de vaaz ve nasîhatlerin ona tesir etmemesidir."
Ebû Türâb-ı Nahşebî hazretleri bir sohbeti sırasında;
"Allahü teâlânın ahkâmını bilmeyen kimse, Allah'ı bilemez. İnsan ancak
Allahü teâlânın emirlerini bilmekle mârifetin esâsına erer. Rabbini bilirse,
O'nun hükümlerini ve emirlerini bilir ve gücü yettiği kadar onları tutar.
Böylece onun üzerinde sıdk, doğruluk alâmetleri belirir. Sonra doğrulukta iyice
meleke kazanır, sâdıklardan olur" buyurdu.
Ona büyük günahlar hakkında sordular. Buyurdu ki: "Hak
teâlânın bildirdiği büyük günâhlar şunlardır: Boş iddiâlar, bâtıl işâretler,
gelişigüzel sözler, boş laflar gibi nefsin hevâsı olan meselelerdir."
Tasavvuf yolundaki talebelerin dikkat edecekleri hususları
açıklarken hac yolculuğu husûsunda şöyle buyurdu: "Tasavvuf yolundaki
talebeler için, nefslerine uyarak yaptıkları seferden daha zararlı bir şey
yoktur. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen; (Yurtlarından çalım satarak,
insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve Allah yolundan alıkoymaya çalışanlar
gibi olmayın...) [Enfâl sûresi: 47] buyurdu.
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem bir hadîs-i
şerîfte; "İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, ümmetimin zenginleri
hacca seyâhat için giderler. Orta durumda olanları ticâret için, kurrâlar
(Kur'ân-ı kerîm okuyucuları) riyâ için, fakîrler de dilenmek için
giderler" buyurdu.
Bir sohbeti sırasında da; "Sâdık kul, daha amel
etmeden, hâlis kul, amel edince, amelin tadını alır."
"Şu dört şeyi dört yerde sarf edersen Cennet'i kazanırsın: Uykuyu kabirde, rahatı sırat köprüsünde, iftiharı ve övünmeyi mîzânda, nefsin arzularını Cennet'te."