İnsanların geçimlerine yardımcı olmak
30/05/2021 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı işler yapmayı nasip etmesi büyük
nimettir!
Sual: İnsanların terbiyesi ile meşgul olmak, nafakalarını temin etmekte
yardımcı olmak da, sevap mıdır?
Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında, bir
talebesine hitaben buyuruyor ki:
“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı, çok kimsenin
ihtiyaçlarını sağlamasını nasip etmesi, çok kimsenin ona sığınması, bu kul için
pek büyük bir nimettir! Allahü teâlâ, kullarına ıyâlim demiş, çok merhametli
olduğu için, herkesin rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ,
bu ıyâlinden, kullarından birkaçının rızıkları, nafakaları için ve bunların
yetişmeleri, rahat yaşamaları için bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük
ihsan etmiş olur. Bu büyük nimete kavuşup da, bunun için şükretmesini bilen
kimse, çok talihli, pek bahtiyardır. Bunun kıymetini bilip, şükretmek, kendi
sahibinin, Rabbinin ıyâline, kullarına hizmet etmeyi saadet ve şeref bilmek ve
Rabbinin kullarını yetiştirmekle öğünmek, akıl icabıdır.”
Sual: Bir kimse, başka birinin bahçesindeki elmaları toplayıp fakirlere
dağıtın diye emir verse, bu emre uyanlar, dağıttıkları elmaların bedelini
öderler mi?
Cevap: Herkes, ancak kendi mülkü için emir verebilir. Başkasının malını
denize at diye birisi emir verse, bu emre uyup o mal denize atılmaz, atan öder.
Vekiline, borcumu, kendi malından öde dese, vekil kabul etse bile, ödemeye
mecbur olmaz. Fakat, vekilde alacağı veya emanet parası varsa, o vekil, emri
yapmaya, ödemeye mecburdur. Malımı satıp öde dese, bu emri, yalnız ücretli
vekil yapmaya mecbur olur.
Sual: Başkasını kendisine tercih etmek güzel huylardandır deniyor. Bu
tercih, ibadetler dâhil, her konuda geçerli midir?
Cevap: Bu konuda Eşbâhda deniyor ki:
“Başkasını kendine tercih etmek, isârdır ve güzel huylardandır. İsâr, muhtaç olduğu bir şeyi almayıp, muhtaç olan din kardeşine bırakmak, vermektir. İnsana lazım olan şeylerde isâr yapılır, ibadetlerde isâr yapılmaz. Mesela, taharetlenecek kadar suyu, setr-i avret edecek kadar örtüsü olan bir kimse, bunları kendisi kullanır. Bunları muhtaç olana vermez. Cemaatle namaz kılarken, birinci safdaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu başkasına îsâr etmesi, vermesi caiz değildir.”