Örnek bir hayat...
30/05/2021 Pazar Köşe yazarı S.K
Hüseyin Hilmi Işık "kuddîse sirrûh" buyurdu
ki: “Müslüman dine uyar, günah işlemez; kanunlara uyar, suç işlemez!..”
Bugün de, geçen hafta bahsettiğimiz büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmı Işık
"kuddîse sirrûh" hazretlerinin hayatından örnekler vermeye devam
edeceğiz...
Sabır ve tahammülleri çok idi. İnsanlardan, bir eziyet, sıkıntı gelse
katlanır, mukabele etmezdi. Yerine göre pamuktan yumuşak, ama küfre, bid'atlere
ve günaha karşı da çelik gibi sert idi. Dinimizin öngördüğü derecede cesur idi.
Doğruyu yazmaktan ve söylemekten kaçınmaz, "Korkulacak yalnız Allahü
teâlâdır" der ama fitne çıkmamasına da çok dikkat ederdi. Devletin
kanunlarına uymada çok titiz davranırdı. “Müslüman dine uyar, günah
işlemez; kanunlara uyar, suç işlemez” derdi. Sık sık "Vatan
sevgisi imandandır" hadis-i şerifini okurdu.
Kendisinden büyüklerin yanında konuşmaz, kimse ile münakaşa etmez, edebi
gözetir, ekseriya iki dizi üzerine oturur, bağdaş kurmayı bile edep dışı
görürdü.
Çok nazik ve kibardı. Daima “Efendim” diyerek konuşurdu...
Vazife yaptığı yerde bir genç çalışıyordu. Onu çok severdi. O gencin babası
önemli bir mevkide bulunuyordu. Genç, evde de ‘efendim’li konuşmaya ve
ibadetlerini yapmaya başlayınca babası bu değişikliğin sebebini sordu.
Çalıştığım yerde çok kıymetli bir zat var. Çok kibar birisidir. ‘Efendimsiz’
konuşmaya alışırım da onun yanında da öyle konuşurum diye korkuyorum dedi.
Babası şaşırdı. Oğlu ile, kendisini ziyaret edip teşekkür etmek üzere haber
gönderdi. O zat "Babanız yaşlıdır. Biz ona gidelim" dedi ve o gencin
babasını ziyaret etti...
Sıhhati muhafazaya son derecede itina gösterir, mevsime göre
giyinirdi. "Elektrik cereyanı öldürür, hava cereyanı
süründürür"; "Yaşlıların üşütmekten ve düşmekten çok sakınması
gerekir"; "Sıhhati korumak Müslümanların üzerine vecibedir,
ibadetleri yapmak ancak bununla mümkün olur" derdi. "Sıhhat için
paraya acınmaz" buyururdu.
Zamanı yerli yerinde ve en iyi şekilde kullanırdı. Her işini muayyen bir
zamanda yapardı. Vakit hususunda verilen sözlere de riayet eder, başkalarının
da hassasiyet göstermesini isterdi... Bir yere gidip gelirken, kahvede
oturan adamları görünce teessüfle, "eğer parayla zaman satın almak mümkün
olsaydı şu adamların zamanlarını alır, çalışırdım" buyururdu. Okumaktan,
yazmaktan ve çalışmaktan uzak durmak, ona göre, insanın yaratılış sırrına ters
düşerdi.
Nasıl muvaffak oldunuz diye soranlara “Helekel müsevvifun” yani
"Sonra yaparım diyenler helak oldu", hadis-i şerifine uyarak bugünün
işini yarına bırakmadım ve kendi işimi kendim gördüm, yapamadığım işi bir
başkasına havale ettiğim zaman neticesini takip ettim" cevabını verirdi.
"Bu zamanda İslamiyet'e hizmeti muvaffakiyetle yapabilmek için
muhatabın anlayacağı gibi konuşmalı ve herkese tatlı dilli güler yüzlü
olmalıdır" buyururdu.
Hayatından bazı örnekler verdiğimiz merhum Hüseyin Hilmi Işık Efendinin nakil esasına gõre yazdığı ve dikkatle, insafla okuyanların iyi ki böyle bir kitabı okudum diyeceği bir şaheser olan "Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye" kitabını ve diğer kitaplarını herkese önemle tavsiye ederiz. Bu kitaplar İstanbul’da "Hakikat Kitabevi"nden istenebilir.