Çalışıp helâl kazanmak ibadet olur...
30/10/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Haramı, helalı bilmeyen, bunları birbirinden ayıramayan, haramdan
kurtulamaz, ibadetleri boşuna gider.
İslamiyet ve çalışma hayatı -6-
Bütün ibadetlerin kabul olması, helal lokmaya
bağlıdır. İbadetler on kısımdır. Dokuz kısmı helal kazanmaktır. Bir kısmı da
bildiğimiz bütün ibadetlerdir. O hâlde helal kazanmaya çalışmalıdır. Hadis-i
şeriflerde; (Allahü teâlâ güzeldir. Yalnız güzel yapılan ibadetleri
kabul eder. [Cenab-ı Hakk, ‘Helal yiyiniz ve sâlih, iyi işler yapınız!
buyurmaktadır] ve (Uzak yoldan gelmiş, saçı sakalı
dağılmış, yüzü gözü toz içinde bir kimse, ellerini uzatıp dua ediyor. ‘Ya
Rabbi!’ diye yalvarıyor. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, gıdası hep haram.
Bunun duası nasıl kabul olur?) buyurmaktadır. Yani haram yiyenin duası
kabul olmaz. İşte haramı, helalı bilmeyen, bunları birbirinden ayıramayan,
haramdan kurtulamaz, ibadetleri boşuna gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Helal kazanmak her Müslümana farzdır.)
(İlim öğrenmek her Müslümana farzdır.)
Bazı âlimler, bu ikinci hadis-i şerifteki ilimden
murat da, “Helal ve haram ilmidir” demişlerdir. Helal kazanmak
için, helali ve haramı öğrenmek lazımdır.
İmam-ı a’zam Ebû Hanife hazretlerine,
birisi gelerek;
“Vakitlerimi ibadetle geçirmek istiyorum. Bana bir şey
yaz da hep onu yapayım” dedi.
İmam-ı a’zam hazretleri,
birkaç gün içinde alışveriş bilgilerini yazıp o adama verince;
“Bu bilgiler tüccarlara lazım olur. Ben evimde oturup
ibadetle meşgul olacağım” dedi.
İmam-ı a’zam cevabında;
“Yiyecek ve giyecek lazım olmayan kimse var mı? Dinin
alışveriş kısmını bilmeyen, haram lokmadan kurtulamaz ve ibadetlerin sevabını
bulamaz. Zahmetleri boşa gider ve azaba yakalanır ve çok pişman olur” buyurdu.
İbrahim Edhem hazretlerine;
“Falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibadet
ediyor. Vecde gelip kendinden geçiyor” dediler.
Gencin yanına gidip üç gün misafir kaldı. Dikkat etti,
söylediklerinden daha çok şeyler gördü. Kendinin soğuk, hâlsiz, habersiz;
gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli hâline şaşıp kaldı. Gençteki bu hâllerin
şeytandan olup olmadığını anlamak istiyordu. Yediğine dikkat etti; lokması
helalden değildi. “Allahü ekber! Bu hâlleri hep şeytandandır” dedi...
Genci evine davet etti. Kendi yemeğinden yedirince;
gencin hâli değişip o aşkı, o arzusu, o gayreti kalmadı. Genç, İbrahim Edhem
hazretlerine;
“Bana ne oldu?” diye sordu. “Yediğin
helalden değildi. Yemek yerken şeytan da midene giriyordu. O hâller şeytandan
oluyordu. Helal yiyince şeytan giremedi. Asıl doğru hâlin meydana çıktı”
buyurdu.