Âlimin huzûrunda sükût edip, edeb ile dinlemeli
30/11/2021 Salı Köşe yazarı V.T
"Allahü teâlâ,
bildiği ile amel edene, bilmediklerini öğrenmeyi ihsân eder."
Ebû Muhammed
el-Baltacî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Mısır’da yaşadı. 658 (m.
1260) senesinde vefât etti. Ebü’l-Feth el-Vâsıtî’nin ileri gelen talebelerinden
olan Ebû Muhammed el-Baltacî, aklî ve naklî ilimlerde mütehassıs idi. Çok
kerâmetleri görüldü. Şöyle anlatılır: “Ebû Muhammed bir şehre geldi ve oradaki
mescidlerden birine girdi. Tahıyyet-ül-mescid namazı kıldı. Daha sonra orada
uyuyakaldı. Câminin imâmı akşam namazı için câmiye geldi ve Ebû Muhammed’i
azarladı. Daha sonra, gelen cemâate imâm oldu ve iftitâh tekbîrini aldı. Lâkin
bir türlü bir şey okuyamadı. Namaz bozuldu, imâm biraz önce yaptığı hatâyı
anladı ve önceki bağırdığı zâtı aramaya başladı. Câmide o zâtı göremeyince
arkasından koştu ve şehir dışında yolda giderken ona rastladı. Ellerine yapışıp
özür ve af diledi. Ebû Muhammed el-Baltacî’nin affetmesi üzerine, imâm, konuşur
hâlde geri döndü.”
Yine şöyle anlatılır:
“Baltac vâlisi, Ebû Muhammed ve talebelerine âit olan dergâhı kendi
topraklarına katmıştı. Bu haber Ebû Muhammed hazretlerine ulaştığında, dergâhın
duvarını tamir ediyordu. O, bu haber üzerine heybetlendi ve sultâna hitaben;
-Baltac vâlisi
zulmediyor. Onu azlet! diye buyurup, elindeki âleti ileri uzattı. Bir anda
sultânın duvarı yarılıp, Ebû Muhammed’in eli ve âleti görüldü. Sultan çok
korktu. Derhal vâliyi azletti ve elleri bağlı olarak Ebû Muhammed el-Baltacî’ye
gönderdi. Vâli pişman olmuş bir hâlde huzûra geldi. Ebû Muhammed’den özür ve af
diledi. O zaman Ebû Muhammed, sultâna hitaben;
-Madem ki pişman oldu.
Biz de onu affettik. Tekrar vâli olsun, buyurdu. O kişi tekrar eski
vazîfesine döndü. Ölünceye kadar adâletten ayrılmadı.”
Yine şöyle anlatılır:
Ebû Muhammed bir gün, havada uçan bir kişi gördü. Onun bu hâlini hoş
karşılamayıp, nazar ettiler. O esnada uçan kişiyi bir hâl kaplayıp yere düştü.
Az kalsın parçalanacaktı. Daha sonra o kişi, tövbe etti. Daha sonra da bir
mahalle bekçisi oldu. Vefâtına kadar bu vazîfede kaldı. Edebden ayrılmadı.”
Baltacî hazretleri
buyurdu ki:
İlim öğrendiği âlimin huzûrunda sükût edip, edeb ile dinlemeli, suâl sorarken güzel sormalı, hocasına itirâzı ve onunla mücâdeleyi terk etmelidir, öğrendiği ilim ile amel etmeli, gevşeklik göstermemelidir. Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teâlâ, bildiği ile amel edene, bilmediklerini öğrenmeyi ihsân eder.”