Derdi olan ona koşardı...
30/12/2024 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Allah
dostlarından Zindan Baba, Lüleburgaz'da yetişen velîlerindendir.
1500'lü yıllarda yaşadı bu topraklarda.
“Allah
sevgisiyle” doluydu kalbi.
Derdi
olan ona gider, onda bulurdu dermanını.
Bu
zât bir gün evinin önünde oturuyordu ki, bir kişi, hanımıyla geldi bu zâtın
yanına.
“Selâmün
aleyküm baba.”
“Aleyküm
selâm evlât.”
Yanlarında
on yaşlarında güzel bir çocuk vardı. Onu gösterip;
“Hocam
bu çocuğumuz dilsiz. Duâ edin de dili çözülsün” dedi.
Mübârek
zât çocuğa şefkatle bakıp “Mâşallah, çok da sevimliymiş” dedi.
Adam
üzgündü...
“Evet,
ama konuşamıyor.”
“Hiç
mi konuşmuyor?”
“Maalesef.
Bugüne kadar bir kelime bile etmedi hocam.”
Mübârek
zât döndü çocuğa.
Elini
şefkatle başına koyup sordu:
“Senin
adın ne bakayım?”
“Ahmed.”
“Kaç
yaşındasın?”
“On
yaşındayım.”
Anne
baba, hayretle birbirlerine bakıştılar!
Şoka
girmişlerdi sevinçten.
Evet,
çocuk konuşuyordu.
Büyük
velî, sordu onlara:
“Niçin
çocuğa iftirâ ediyorsunuz?”
“Estağfirullah
hocam.”
“Az
önce konuşmuyor demediniz mi? Ne güzel konuşuyor işte.”
Evet,
çocuğun dili çözülmüştü.
Anne
baba, sevinç gözyaşlarıyla döndüler evlerine!
Allah’a şükrederek...