2024 yılı biterken...
30/12/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Her insan, yaratılışı
îcâbı hayâtı sever ve ömrünün uzun olmasını ister. Ancak, uzun ömür, Hak
yolunda tüketilmiş ise hayırlıdır.
Yarın 2024 yılının son günü. Ömrümüzden 1 sene daha gitmiş, ölüme, kabre ve âhırete biraz daha yaklaşmış olacağız. Geçen hafta da ifâde ettiğimiz gibi bir yıl: 4 mevsim, 12 ay, 52 hafta, 365 gün ve 8.760 sâat [ya’nî 525.600 dakîka]dır.
Malûm
olduğu üzere, her insan, yaratılışı îcâbı hayâtı sever ve ömrünün uzun olmasını
ister. Ancak, uzun ömür, Hak yolunda tüketilmiş ise hayırlıdır. Nitekim bir
sahâbî, Sevgili Peygamberimize, “Yâ Resûlallah! İnsanların hayırlısı
[en iyisi] kimdir?” diye bir suâl sorduğunda, Peygamber Efendimiz ona
şöyle cevap vermiştir: “İnsanların hayırlısı [en iyisi], ömrü uzun olup
ameli güzel olandır.” O sahâbî, “Hangi insanlar
şerlidir [daha kötüdür]?” diye sorunca da, Resûlullah Efendimiz, “Ömrü
uzun olup da, ameli kötü olan” [Tirmizî] buyurmuştur.
Zâten
Allahü teâlâ da, Kur'ân-ı kerîm’inde, Mülk sûresinin 2. âyetinde: “Amelce
hanginiz daha güzeldir diye [yanî hanginizin daha güzel amelde
bulunacağını] imtihân edip ortaya çıkarmak için ölümü de, hayâtı da
yaratan O'dur… " buyurmuştur. Demek ki hayât ve ölümün
yaratılmasında, imtihân maksadı vardır.
Allahü
teâlâ, bütün kullarının, îmân etmelerini, ibâdet yapmalarını, verdiği
ni’metlere şükretmelerini, güzel ahlâka sâhip olmalarını, kendi aralarında
kardeşçe yaşamalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını emretmiştir.
Onun
için, Allahü teâlânın bizlere ihsân buyurduğu sonsuz ni’metlerine şükretmeli,
bunları yerli-yerinde kullanmalı, O’nun dînine hizmet ve kullarına yardım
etmeliyiz. O hâlde ilmi olan ilminden, makâmı olan makâmından, malı
olan da malından diğer insanları faydalandırmalıdır. Her gün, en iyi
işleri yapmaya çalışmalıdır.
Unutmayalım
ki, zamân
ni’meti, Allahü teâlâ’nın bizlere önemli lutuflarından birisidir. Zaman
en büyük sermâyedir. Sevgili Peygamberimiz buyurmuştur ki: “İki
[büyük] ni’met vardır ki, insanların çoğu bunlarda hep aldanır. Bunlar: Sağlık
ve boş vakittir.” [Tirmizî]
Dünyâ
ve âhiret saâdetini kazanmak, bu sınırlı zamânı iyi kullanmaya bağlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz “Nasıl
yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz” buyurmuşlardır.
Aralık
ayında, önemli bazı şahsiyetlerin vefâtları vukû bulmuştur. Burada, ancak çok cüz’î
bir kısmını zikredelim:
16
Aralık (Hicrî
10 Muharrem 61 Aşûre Günü): Sevgili Peygamberimizin mübârek
torunu Hazret-i Hüseyin, Kerbelâ'da şehîd edilmiştir.
17
Aralık 1273’te:
Büyük âlim ve velîlerimizden Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî,
18
Aralık 1111’de:
Büyük İslâm Âlimi ve velî İmâm-ı Gazâlî,
20
Aralık 820’de:
İslâm âlimlerinin en büyüklerinden İmâm-ı Şâfiî,
23
Aralık 1624’te:
Evliyânın en önde gelenlerinden İmâm-ı Rabbânî âhirete irtihâl
etmişlerdir.
Aslında, doğum günü ve mübârek geceler, hep hicrî-kamerî yıla
göre hesâb edilir. Bütün ibâdetlerde ve dînî faâliyetlerde de hicrî-kamerî
aylar esâs alınır. Oruç, hac, kurbân ve bayram günleri, hep kamerî
aylara göre tesbît edilir. Haccı, Allahü teâlânın bildirdiği Zilhicce
ayında yapmayıp da, mîlâdî bir ayda, meselâ Ocak’ta yapmak; orucu, Ramazân
ayında değil de, Şubât’ta veya Mart'ta tutmak; Cuma namazını Cuma günü değil de
Pazar günü kılmak dîni değiştirmek olur. O şekilde yapılan ibâdetlerin
hiçbirisi sahîh olmaz.