Namaz kılmak, herkes için çok kolaydır...
31/01/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T
"Allahü teâlâ,
size hafîf, kolay emretmek istedi. Çünkü, insan zayıf yaratılmıştır."
Akkirmani Ali Efendi
Halveti tarikatının büyüklerinden olup Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdu.
Ramazan Efendi'nin sohbetlerinde kemale erdi. Onun vefatından sonra, bugün Ukrayna’da
bulunan Akkirman şehrine giderek Murad Kırîmî'ye intisab etti ve ondan sonra
onun makamına geçti. 1062 (m. 1651)’de Akkirman’da vefat etti. “Aynü'l-Hayat”
ismindeki eserinde şöyle anlatır:
Allahü teâlâ,
kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir. İnsanları zayıf yarattığı için,
her emrinde kolaylık göstermiştir. Nisâ sûresi yirmiyedinci âyetinde
meâlen, (Allahü teâlâ, size hafîf, kolay emretmek istedi. Çünkü, insan
zayıf yaratılmıştır) buyuruldu. Allahü teâlâ, (Hakîm)dir.
[Her şeyi yerinde, uygun olarak yapar. (Raûf)dur. (Acımaya lâyık
olmayanlara da acıyıcıdır.) (Rahîm)dir. Âhırette sevdiklerine, yâni
küfrân-ı nîmet etmeyenlere, yâni müminlere Cenneti ihsân edicidir.] Kullarına
yapamayacakları şeyi emretmek hikmetine, re'fetine yakışmaz.
Kullarına,
kaldırılamayacak, büyük kayayı kaldırmayı emretmeyip, herkesin çok kolay
yapacağı kıyâm, rükü', secde, ufak bir âyet okumak ile meydana gelen namazı
emretmiştir. Namaz kılmak, herkes için çok kolaydır. Ramazan-ı şerif orucu da,
pek kolaydır. Zekâtı da, çok hafîf emretmiş, malın hepsini değil, kırkta birini
verin demiştir. Hepsini veya yarısını vermeyi emretseydi, kullarına güç olurdu.
Merhameti, pek fazla olduğundan, emri tâm yapılamaz ise, daha da
hafîfletmiştir. Meselâ, abdest alamayanlara, teyemmüm etmeye, namazda ayak
üzere duramayanlara, oturarak kılmaya, oturamayanlara da, yatarak kılmaya,
rükü' ve secde yapamayanlara, îmâ ile [oturup, rükü' ve secde için, az
eğilerek] kılmaya, bunlar gibi, daha nice kolaylıklara izn
vermiştir. İslâmiyyetin emirlerine dikkatle ve insâfla bakan, bu
kolaylıkları görür. Allahü teâlânın, kullarına ne kadar çok merhametli
olduğunu, pek iyi anlar.
Bazı kimselere, ibâdetlerin zor gelmesine sebep, nefislerinin karanlığı ve şehvânî arzularının kötülüğüdür. Bu karanlık ve kötülükler, nefs-i emmâreden hâsıl olmaktadır. Nefs-i emmâre, Allahü teâlânın düşmanıdır. Şûrâ sûresi onüçüncü âyetinde meâlen, (Îman ve ibâdet etmek, müşriklere güç gelir) ve Bekara sûresi, kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Namaz kılmak, yalnız müminlere, Allahü teâlâdan korkanlara kolay gelir) buyuruldu.