Özbekistân’daki din büyüklerimiz
31/05/2022 Salı Köşe yazarı R.A
Özbekistân’da,
“Silsile-i aliyye” denilen büyük âlim ve velîlerin hemen hemen üçte biri [12
zât] bulunmaktadır.
Buhârâ ve civârında
bulunan zevâttan bazıları şunlardır:
1- Abdülhâlık
Goncdüvânî [Gucdüvânî] hazretleri, “Silsile-i aliyye”nin dokuzuncusudur.
Babası Abdülcemîl
Malatyalı idi. Hızır aleyhisselâm, "Ey Abdülcemîl! Senin bir erkek
evlâdın olacak. İsmini Abdülhâlık koyarsın" buyurdu. Abdülcemîl,
daha sonra Buhârâ'nın Goncdüvân kasabasına yerleşti. Çok
geçmeden bir erkek evlâdı oldu ve ismini Abdülhâlık koydu.
2- Buhârâ'ya
takrîben 30 km uzaklıkta bulunan Rîveger köyünde dünyâya gelen Ârif-i
Rîvegerî hazretleri, “Silsile-i aliyye”nin onuncusudur.
3- Buhârâ'nın Fağne
köyünde doğan, Mâverâünnehr’in Tûr-i Sînâ gibi mukaddes bir yer olmasına vesîle
olan, orayı nûrlandıran büyük âlim ve velîlerden Mahmûd-i Encirfağnevî
[İncirfağnevî] hazretleri, "Silsile-i aliyye"nin onbirincisidir.
4- Buhârâ
yakınlarındaki Râmiten kasabasında doğan, “Azîzân” ve “Pîr-i
Nessâc” sıfatlarıyla anılan Alî Râmitenî hazretleri, “Silsile-i
aliyye”nin onikincisidir.
5- Hâce Alî
Râmitenî’nin talebesi olan ve Buhârâ'ya bağlı Semmâs köyünde doğan Muhammed
Bâbâ Semmâsî hazretleri, “Silsile-i aliyye”nin onüçüncüsüdür.
6- Muhammed Bâbâ
Semmâsî'nin talebesi, Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin hocası ve Hazret-i
Hüseyin'in soyundan olan Seyyid Emîr Gilâl (Gülâl, Külâl) hazretleri,
"Silsile-i aliyye"nin ondördüncüsüdür.
7- İslam
âlimlerinin en meşhûrlarından olan, tasavvufta en yüksek derecelere ulaşan,
zamanında ve kendinden sonraki asırlarda pek çok insanın, hidâyetine, doğru
yola kavuşmasına vesîle olan Seyyid Muhammed Behâeddîn Buhârî
hazretleri, "Silsile-i aliyye"nin onbeşincisidir. Allahü
teâlânın sevgisini kalplere nakşettiği için, kendisine “Nakşibend” denir.
1318’de Buhârâ'ya yakın “Kasr-ı Ârifân”da doğdu. 1389'da yine orada
vefât etti; kabr-i şerîfi oradadır.
Henüz o doğmadan, zamanın
büyük velîlerinden Muhammed Bâbâ Semmâsî, Kasr-ı Ârifân'a gelmişti. Bu
gelişinde, “Burada büyük bir zâtın kokusu geliyor. Bu beldede büyük bir
velî yetişecek” diyerek işâret etmiş, “Emsâlsiz bir zâtın
buradan zuhûr edeceğini, ortaya çıkacağını” talebelerine müjdelemişti.
8- Asıl ismi
Muhammed bin Muhammed Buhârî olan Alâüddîn-i Attâr hazretleri de, Buhârâ'da
yetişen en büyük evliyâdandır. "Silsile-i aliyye"nin onaltıncısıdır.
Zengin olan babası
vefât edince, oğullarına mîrâs olarak çok fazla mal kaldı. Fakat Alâeddîn,
hiçbir mîrâs kabûl etmeyip, Şâh-ı Nakşibend Muhammed Behâeddîn-i Buhârî’ye
talebe olmayı tercîh etti. Denöv’de medfûndur.
9- Derin âlim ve kâmil bir velî, hem de evliyânın büyüklerinden olan; insanların îmân, ibâdet ve ahlâk husûslarında doğruyu öğrenip, yapmalarını sağlayan ve Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmak için rehberlik eden Ya’kûb-i Çerhî hazretleri, yine kendilerine “Silsile-i aliyye” denilen İslam âlimlerinin onyedincisi olup Tâcikistân’dadır.