Abdest uzuvları yoksa veya yaralı ise
31/07/2024 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bir kimsenin eli, ayağı kopmuş veya felçli ise, yahut abdest uzuvları mesela yüzü tamamen yaralı olup yıkamak mümkün olmuyorsa, böyle bir kimse nasıl abdest alabilir?
Cevap: Merâk-ıl-felâhın
Tahtâvî hâşiyesinde deniyor ki:
“Abdest
ve gusül azasının yarıdan fazlası yara ise, bu kimse teyemmüm eder. Yarısı yara
ise, sağlam yerleri yıkar. Yaraları mesih eder, yaraya mesih zarar verirse,
sargı üzerine mesih eder. Bu da zarar verirse, hiç mesih etmez.
Başında
hastalık olup, mesih zarar verirse, mesih sakıt olur, yapmaz.
İki
elinin ve iki ayağının yıkaması farz olan yerleri kesik olanın yüzü de yara
ise, teyemmüm edemeyeceğinden abdestsiz kılar ve namazı iade etmez. Yüzü sağlam
ise, yüzünü yıkatır. Yardımcısı yoksa, yüzünü toprağa sürer.
Sağlam
kimsenin bir eli felçli, yaralı, kesik, çolak ise, diğer eli ile abdest alır.
İki eli de böyle ise, elini, yüzünü toprağa sürer.
Yaranın,
çıbanın, kırığın üstüne, bunları tedavi ve zarardan korumak için zaruri olarak
sarılan sargı veya tahta, merhem, alçı açılıp yara yıkanamaz ve mesih
edilemezse, bunların yüzeylerinin ekserisine ve arada kalan sağlam cilt üzerine
mesih edilir. İmkân olursa, bunlar çıkarılıp yara üzerine mesih etmek ve sağlam
cildi yıkamak lazım olur. Bunların abdestli olarak sarılması ve belli müddeti
yoktur.
Sağlam
ayağı yıkayıp diğerindeki sargıya mesih caizdir. Yara iyi olmadan, üzerindeki
şey düşerse, abdest bozulmaz. Mesih ettikten sonra, mesih olunan şey
değiştirilirse de bozulmaz.
Tırnak
kırılır veya yara olursa, üzerine veya ayaktaki çatlağa konan merhemi kaldırmak
zarar verirse, bu hâl zaruret olacağından, merhemin üstü yıkanır. Yıkamak zarar
verirse mesih eder. Bu da zarar verirse mesih de etmez. Diğer üç mezhepte,
böyle olduğu için başka mezhebi taklide imkân yoktur. Bu merhemin, cebîre gibi
olduğu, İbni Âbidînde yazılıdır. Fakat, diş dolgusu ve kaplaması böyle
değildir. Çünkü, Maliki veya Şafii mezhebini taklid mümkündür.
Kendi sebep olmayarak aklı giden veya bayılanın üzerinden
altı namaz vakti geçerse, aklı gelinciye kadar kılamadığı namazları kaza etmez.
Hasta kimse ise, ima ile de kılamadığı namazların sayısı ne olursa olsun,
bunların iskatı için vasiyet etmez. İyi olursa, hepsini kaza eder.”