Peygamberlik makamı aklın üstündedir
31/10/2020 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
"Her şey akıl ile anlaşılabilseydi, peygamberler gönderilmezdi!.."
Sual: Peygamber olmadan, akıl ile her şeyi anlamak mümkün değil midir?
Cevap: Konuyla alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında
buyuruyor ki:
“Peygamberlik makamı aklın ve düşüncenin dışındadır, üstündedir. Aklın eremeyeceği,
anlayamıyacağı çok şeyler vardır ki, bunlar Peygamberlik makamında anlaşılır.
Her şey akıl ile anlaşılabilseydi, peygamberler gönderilmezdi. Ahiret azapları,
Peygamberler göndererek bildirilmezdi. İsrâ sûresinin 15. âyetinde
meâlen; (Biz, Peygamber göndererek bildirmeden önce, azap yapıcı
değiliz) buyuruldu. Akıl çok şeyi anlar. Fakat, her şeyi anlayamaz.
Anlaması da, kusursuz değildir. Çok şeyleri, peygamberler bildirdikten sonra
anlamaktadır. Peygamberlerin gelmesi ile, insanların özür ve bahane yapmaları
önlenmiştir. Nisâ sûresinin 164. âyetinde meâlen; (Peygamberleri, müjde
vermek için ve korkutmak için gönderdim. Böylece, insanların Allahü teâlâya
özür, bahane yapmaları önlendi) buyuruldu.
Akıl, dünya işlerinde bile çok kere yanılmaktadır. İslam bilgilerini, böyle
bir akıl ile tartmaya kalkışmak doğru olamaz. İslam bilgilerini akıl ile
inceleyip, akla uygun olup olmamasına bakmak, aklın hiç yanılmaz olduğuna
güvenmek olur ve Peygamberlik makamına inanmamak olur. Böyle bozuk iş yapmaktan
Allahü teâlâ hepimizi korusun!
Önce, Peygambere inanmak, Allahın Peygamberi olduğunu tasdik etmek
lazımdır. Böylece, Onun bildirdiklerinin hepsinin doğru oldukları kabul edilmiş
olur. Şüphelerden kurtuluş nasip olur. Dinin temeli, Peygambere
inanmaktır. Peygamberin Allah tarafından gönderildiğini, hep doğru söylediğini
aklın kabul etmesidir. Akıl, bu temel bilgiyi kabul edince, Peygamberin
bildirdiklerinin hepsini kabul etmiş olur. Peygamberin Allah tarafından
gönderildiğini, Allahın bildirdiklerini haber verdiğini kabul etmemiş olan bir
akla din bilgilerini birer birer inandırmak çok güç olur.
Aklın Peygambere kolay inanması ve kalbde tam iman hasıl olması için en yakın yol, Allahü teâlâyı zikretmektir. Ra'd sûresinin 30. âyetinde meâlen; (İyi biliniz ki, kalpler, Allahü teâlânın zikri ile itminana, rahata kavuşur!) buyuruldu. Yani, tam imana kavuşur. Düşünerek, akıl ile ölçerek, bu yüksek makama kavuşmak, güç, hem de çok güçtür.”