"Arifler Sultanı" Bayezid-i Bistami
31/12/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Bayezid-i Bistami hazretleri, Silsile-i aliyyenin beşincisidir.
"Arifler Sultanı" diye meşhurdur. İsmi Tayfur'dur. Üveysî idi.
Kendisinden kırk yıl önce vefat eden imam-ı Cafer-i Sadık hazretlerinin
ruhaniyetinden istifade etti. 113 âlimden ilim öğrenmiştir. Son derece âlim,
fâdıl ve edip idi...
Çocukken bir gün cami avlusunda oynuyordu. Şakik-i Belhi
hazretleri, "Bu çocuk büyüyünce zamanının en büyük velisi olacak"
buyurdu. Hadis âlimlerinden bir zat, onu görünce çok hoşuna gitti. "Güzel
çocuk, namaz kılmasını biliyor musun?" dedi.
Bayezid-i Bistami, "Evet Allah dilerse
becerebiliyorum" cevabını verince; "Nasıl?" diye sordu. O da
"Buyur yâ Rabbi! Emrini yerine getirmek üzere tekbir alıyor, Kur'ân-ı
kerimi tane tane okuyor, tazim ile rükuya varıyor, tevazu ile secde ediyor,
vedalaşarak selam veriyorum" deyince, o zat hayran kalarak; "Ey zeki
çocuk! Sende bu fazilet ve derin anlayış varken, insanların başını okşamalarına
niçin izin veriyorsun?" diye sordu. Ona, "Onlar beni değil, Allahü
teâlânın beni süslediği o güzelliği meshediyorlar. Bana ait olmayan bir şeye
dokunmalarına engel olmam uygun olur mu?" dedi...
Bu mübarek zat küçük yaşta iken okumaya başladı. Dikkatle
derslerine devam ediyordu. Bir gün okuduğu bir âyet-i kerimenin (Lokman
suresi: 14) tesiri ile eve döndü. Annesi merak edip niçin
erken döndüğünü sorunca, şöyle cevap verdi: "Öğrendiğim bir âyet-i kerimede,
Allahü teâlâ, kendisine ve sana itaat etmemi emrediyor. Ya sana hep hizmet
edeyim veya beni serbest bırak, hep Allahü teâlâya ibadet ile meşgul
olayım" dedi. Annesi; "Sen beni bırak Allahü teâlâya
ibadet et" dedi. Bundan sonra, kendini Allahü teâlâya
verdi, emirlerinin hiç birini yapmakta gevşeklik göstermedi; ama annesinin
hizmetini de ihmal etmedi. Annesinin küçük bir arzusunu, büyük bir emir kabul
edip, her durumda yerine getirmeye çalışırdı. Çünkü Allahü teâlânın emri de
böyle idi...
Soğuk bir kış gecesi idi. Annesi yatarken su istedi. O da hemen fırladı. Fakat testide su yoktu. Çeşmeye gidip, testiyi doldurdu. Eve geldiğinde, annesinin tekrar uykuya dalmış olduğunu gördü. Uyandırmaya kıyamadı. Testi elinde olduğu hâlde bekledi. Epey müddet sonra annesi uyanıp "Su, su!" diye mırıldanarak uyandı. Oğlunun bu hâlini gören annesi; "Yavrum, testiyi niçin elinde tutuyorsun?" dedi. O da, "Uyandığın zaman, suyu hemen verebilmek için testi elimde bekliyorum" dedi. Annesi; "Ya Rabbi! Ben oğlumdan razıyım. Sen de razı ol!" diye dua etti. Belki de annesinin bu duası sebebiyle, Allahü teâlâ ona evliyalığın yüksek mertebelerine kavuşmayı ihsan etti...