Âlim olduğunu söyleyen, cahildir
7/11/2018 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
Din adamı olduğu için tekebbür etmek, kibirlenmek, cahil olmanın alametidir.
Sual: Bazı din adamları, hep ben bilirim, benim dediğim doğru diyerek hep kendilerini öne çıkarıyorlar. Bir din adamının bu şekilde hep ben diyerek kibirlenmesi, kendini büyük bilmesi, dinen doğru mudur?
Cevap: Din adamı olduğu için tekebbür etmek, kibirlenmek, cahil olmanın alametidir. Çünkü, ilim, tevazuya sebep olur, kibirden meneder. Hadîs-i şerifte;
(Âlim olduğunu söyleyen kimse, cahildir) buyuruldu.
Her sorulana cevap veren, her gördüğünden mana çıkaran ve her yerde bilgi satan kimse, cahilliğini ortaya koyar. Bilmiyorum, öğrenip de söylerim diyen kimsenin, derin âlim olduğu anlaşılır. Resûlullah efendimize, en kıymetli yer neresidir, denildikte;
(Bilmiyorum, Rabbim bildirirse söylerim) demiştir. Bunu Cebrâîl aleyhisselâma sormuş, ondan da, aynı cevabı almıştır. O da, Allahü teâlâya sormuş;
(Mescitler)dir cevabını almıştır. A'râf sûresinin;
(Affet ve marufu emret) mealindeki 198. âyet-i kerimesi gelince, Cebrâîl aleyhisselâmdan bunu açıklamasını istemiş, o da, Rabbimden öğreneyim, diyerek gitmiştir. Tekrar geldiğinde, Allahü teâlâ;
(Senden uzaklaşana yaklaş! Senden esirgeyene ihsan et! Sana zulmedenleri affet!) emrini verdi dedi. İmam-ı Şa'bî hazretleri, kendisine sorulanlardan birine 'bilmiyorum' deyince;
-Sen Irak memleketinin müftüsüsün, bilmiyorum demek, sana yakışır mı? dediklerinde;
-Meleklerin üstünleri bilmiyoruz dediler. Benim söylememden ne çıkar, buyurdu. İmâm-ı Ebû Yusuf hazretleri, bir suale 'bilmiyorum' deyince;
-Hem Beyt-ül-maldan maaş alıyorsun, hem de cevap vermiyorsun, dediler.
-Beyt-ül-maldan, bildiklerim kadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım, Beyt-ül-malda bulunanların hepsi yetişmezdi dedi.
Nefsine uymayan cahil ile arkadaşlık etmek, nefsinin esiri olan din adamı ile arkadaşlık etmekten iyidir.
***
Sual: İmâm-ı a’zam hazretleri ilmi kimden öğrenmiş, hocaları silsile olarak Peygamber efendimize ulaşıyor mu?
Cevap: İmâm-ı a'zam hazretlerinin hocasının ismi, Hammâd'dır ve Hammâd'ın hocasının ismi, İbrâhîm-i Neha'îdir ve onun hocasının ismi Alkama bin Kays'dır ve dayısıdır. Onun hocasının ismi, Eshâb-ı kiramdan Abdullah ibni Mes'ûd hazretleridir. Abdullah ibni Mes'ûd hazretleri de, ilmini, Resûlullah efendimizden almış, Ondan öğrenmiştir.