Allah kullarını yaptıklarıyla cezalandıran konumundan münezzehtir. O cezalandırıcı değil, rahmet edicidir, Allah dünyada insanları cezalandırmaz mı, sadece öldükten sonra mı cezalandırır?
Allah dünyada da ceza verir
CEVAP
Elbette dünyada da cezalandırır ve cezalandırdığı da Kur’an-ı kerimde
bildiriliyor. Azap âyetleri, rahmet âyetlerinden daha çoktur. Kâfirler,
Hazret-i Nuh’a (Madem Allah cezalandırıyor, haydi bizi cezalandırsın) demişlerdir.
(Hud 32) Daha sonraki âyetlerde ise, inananların gemiye alındığı, inanmayanları
ise Allahü teâlânın suda boğduğu bildiriliyor.
Allahü teâlâ ibret olsun diye birçok milletleri cezalandırıp helak ettiğini
bildirmiştir. Bu konudaki bazı âyet-i kerime mealleri:
(O kâfirleri dünyada da, ahirette de en şiddetli azap ile cezalandıracağım.) [Al-i İmran
56]
(Kendilerine yapılan öğütleri unutunca, biz kötülükten men edenleri kurtardık
ve zalimleri, Allah'a karşı gelmelerinden ötürü şiddetli azaba uğrattık.) [Araf
165]
(Melekler dediler: Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamaz. Gece
ailenle yola çık. Azap emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik;
üzerlerine taş yağdırdık.) [Hud 81,82]
(Onlara kendilerinden öncekilerin, Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin, İbrahim
kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı?) [Tevbe
70]
(Seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, onlardan önce Nuh milleti, Ad, Semud,
İbrahim milleti, Lut milleti ve Medyen halkı da peygamberlerini yalancı saymış
ve Musa da yalanlanmıştı. Ama Ben, kâfirlere önce bir süre tanıdım, sonra da
onları yakalayıverdim. Beni tanımamak nasılmış görsünler. Nice beldelerin
halkını haksızlık yaparken yok ettik. Artık çatıları çökmüş, kuyuları yıkık,
sarayları bomboş kalmıştır.) [Hac 42-45]
(Ad’ı, Semud’u, Res halkını ve daha birçok kâfirleri yerle bir ettik.) [Furkan
38]
(Eyke halkı ve Tübba kavmi de, resullerini yalanladılar da, azabım
gerçekleşti.) [Kaf 14]
(Önce Ad milletini, Semud milletini yok eden, pek azgın olan Nuh kavmini helâk
eden, Lut milletinin beldelerini yere batıran Odur.) [Necm 50-53]
(Rabbin onları azap kırbacından geçirdi. Çünkü Rabbin hep
gözetlemededir.) [Fecr 13-14]
(Firavun ailesini, ders alsınlar diye, yıllarca kuraklık ve ürün kıtlığına
uğrattık.) [Araf 130]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan gafil olmayın. Huşulu gençler, rüku eden ihtiyarlar,
otlayan hayvanlar, emzikteki çocuklar olmasaydı, üzerinize azap üstüne azap
yağardı.) [Beyheki, Taberani]
(Ümmetim, merhamete kavuşmuştur, onlara ahirette azap yoktur. Dünyadaki
depremler, belalar, fitneler günahlarına kefaret olur.) [Hâkim]
(Allahü teâlâ, bir ümmeti [müstahak oldukları] azaba
uğratmamışsa, gıda maddeleri pahalanır, ömürleri kısalır, tüccarları ticaret
edemez, yağmurları azalır ve başlarına şerli kimseler musallat olur.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ özel bir kesimin kötü ameli yüzünden genel bir azap vermez. Şayet
toplum, gücü yettiği halde, özel kesime aldırmaz ise, hepsine azap eder.) [Taberani]
(Depremler olur. 10, 20 veya 30 bin kişi ölür. Allahü teâlâ bu ölümü müminlere
rahmet, kâfirlere ise azap kılar.) [İ.Asakir]
Peygamber efendimiz, (Ümmetimde günahlar zuhur ettiğinde, Allahü teâlâ
onlara genel bir azap verir) buyurunca, “O zaman onların
içinde salihler olmaz mı?” diye soruldu. Buyurdu ki:
(Evet olur. Azap herkese isabet eder. Fakat salihler Allahü teâlânın affına ve
rızasına kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Allahü teâlâ, kullara bela murat ettiğinde, çocuklar ölür. Kadınlar doğurmaz
ve içlerinde rahmete şayan biri yoksa, başlarına bela gelir.) [Şirazi]
(Müminin kendine, çocuğuna ve malına, hiç günahı kalmayıncaya kadar bela gelir,
bu Allah’a mülaki oluncaya [ölünceye] kadar devam eder.) [Tirmizi]
(Kul, ameliyle kendisine takdir edilen mertebeye ulaşamıyorsa, Allahü teâlâ
ona, ailesine veya malına bela verir ve o belalara sabretmeyi de verir ki
ezelde onun için takdir ettiği dereceye nail olsun.) [Buhari]
(Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insan da bela ile imtihan
olur.) [Taberani]
Bela günahsız olanlara da gelir. Allah indinde derecesi daha yüksek olana daha
çok, daha şiddetli bela gelir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(En şiddetli belaya düçar olanlar, Peygamberler, sonra fazilet derecesine göre
onları takip edenlerdir. Kişi dindarlığı derecesinde belaya düçar olur. Eğer
kişi dininde kuvvetli ise onun belası da şiddetli olur. Eğer dini gevşek ise
belası da ona göre olur. Bela, kula öyle yapışır ki, günahı kaldığı müddetçe
onu bırakmaz.) [Tirmizi]
Dünyada ceza
Sual: (Zina, içki gibi günah işleyene dünyada ceza verilirse,
imtihanın anlamı kalmaz. O zaman herkes, Allah'tan korktuğu için değil, cezadan
koktuğu için günahlardan sakınır) deniyor. Kur’anda, (Şu günahları
işleyene şu cezaları verin!) denmiyor mu? Hâşâ Allah mânasız emir mi veriyor?
CEVAP
Dünyada da ceza vermek, Allahü teâlânın bir ihsanıdır. Dünyada ceza
vermezse, günahlar daha yaygın hâl alır.