Arkadaşı takdir etmek
Arkadaşın adını unutmamalı
Takdir edip sevdiğiniz arkadaşa, onu sevdiğinizi hal ve hareketlerle bildirmek kâfi değildir. Dil ile de söylemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Arkadaşını seven, onun evine gidip “Seni Allah rızası için seviyorum” desin!) [İ. Ahmed]
Böyle bir arkadaş bulunca, onu üzecek bir davranışta bulunmamak lazımdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Arkadaşınla münakaşa etme! Ona sıkıntı verme! Ona buna arkadaşının halini sorma! Belki ona düşman birine rastlarsın da, arkadaşın hakkında yanlış bir şey söyleyip aranızın açılmasına sebep olabilir.) [Ebu Nuaym]
Bir kimsenin iyi veya kötü olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. Bir kimse, kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali çoktur. Onun için iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kula hayır murat ettiği zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murat edilen de, dinini kayırmayan kötü kimselerin yanında çalışır.) [Deylemi]
Dine hizmet için üç şart lazımdır: İlim, Akıl ve İhlas.
1- İlmi noksan olan, tebliğ edeceğini kendisi bilmeyen ve kendi tatbik etmeyen başkalarına doğruyu nasıl öğretebilir? Tecrübesi de yoksa bir çok yanlışlıklar yapar.
2- Bir kimsenin aklı az ise, nakli anlamakta aciz ise, ilmi de noksan olur. Ahmak, hizmet ediyorum diye uygunsuz işler yapar. İlm-i siyaseti bilmeyen yumuşak söylemeyen, insanları idare etme sanatından uzak olan kimse de, fitneye sebep olur.
3- İhlas yoksa, yaptığı işleri sırf Allah rızası için yapmıyorsa dünya menfaatleri için yapıyorsa, o işin hayrı olmaz. İyi, kötü herkese, güler yüz göstermeli, fitne çıkarmamalı, düşman kazanmamalıdır.
Hafız-ı Şirazinin, (Dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir) sözüne uymalıdır! Af dileyenleri affetmelidir!
Herkese karşı iyi huylu olmalıdır! Kimsenin sözüne karşı gelmemeli, münakaşa etmemelidir!
Herkese yumuşak söylemeli, sert söylememelidir! Şeyh Abdullah Bayal hazretleri buyurdu ki:
(Tasavvuf, namaz, oruç ve geceleri ibadet etmek demek değildir. Bunları yapmak her insanın kulluk vazifesidir. Tasavvuf, insanları incitmemektir. Bunu yapan, vasıl olmuş, yani maksada kavuşmuştur.)
Evliyanın başka insanlardan nasıl ayırt edilebileceğini, Muhammed bin Salim hazretlerinden sordular. Buyurdu ki:
(Sözlerinin yumuşak olması ve huylarının güzel olması ve yüzünün güler olması ve ihsanının bol olması ve konuşurken itiraz etmemesi ve özür dileyenleri affetmesi ve herkese merhametli olması ile anlaşılır.)
Ebu Abdullah Ahmed Makkari hazretleri buyurdu ki:
(Fütüvvet demek, gücendiğin kimseye iyilik etmek, sevmediğine ihsanda bulunmak ve sıkıldığın kimseye güler yüzlü olmaktır.)
(Arkadaşını seven, onun evine gidip “Seni Allah rızası için seviyorum” desin!) [İ. Ahmed]
Böyle bir arkadaş bulunca, onu üzecek bir davranışta bulunmamak lazımdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Arkadaşınla münakaşa etme! Ona sıkıntı verme! Ona buna arkadaşının halini sorma! Belki ona düşman birine rastlarsın da, arkadaşın hakkında yanlış bir şey söyleyip aranızın açılmasına sebep olabilir.) [Ebu Nuaym]
Bir kimsenin iyi veya kötü olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. Bir kimse, kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali çoktur. Onun için iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kula hayır murat ettiği zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murat edilen de, dinini kayırmayan kötü kimselerin yanında çalışır.) [Deylemi]
Dine hizmet için üç şart lazımdır: İlim, Akıl ve İhlas.
1- İlmi noksan olan, tebliğ edeceğini kendisi bilmeyen ve kendi tatbik etmeyen başkalarına doğruyu nasıl öğretebilir? Tecrübesi de yoksa bir çok yanlışlıklar yapar.
2- Bir kimsenin aklı az ise, nakli anlamakta aciz ise, ilmi de noksan olur. Ahmak, hizmet ediyorum diye uygunsuz işler yapar. İlm-i siyaseti bilmeyen yumuşak söylemeyen, insanları idare etme sanatından uzak olan kimse de, fitneye sebep olur.
3- İhlas yoksa, yaptığı işleri sırf Allah rızası için yapmıyorsa dünya menfaatleri için yapıyorsa, o işin hayrı olmaz. İyi, kötü herkese, güler yüz göstermeli, fitne çıkarmamalı, düşman kazanmamalıdır.
Hafız-ı Şirazinin, (Dostlara doğru söylemeli, düşmanları güler yüzle ve tatlı dil ile idare etmelidir) sözüne uymalıdır! Af dileyenleri affetmelidir!
Herkese karşı iyi huylu olmalıdır! Kimsenin sözüne karşı gelmemeli, münakaşa etmemelidir!
Herkese yumuşak söylemeli, sert söylememelidir! Şeyh Abdullah Bayal hazretleri buyurdu ki:
(Tasavvuf, namaz, oruç ve geceleri ibadet etmek demek değildir. Bunları yapmak her insanın kulluk vazifesidir. Tasavvuf, insanları incitmemektir. Bunu yapan, vasıl olmuş, yani maksada kavuşmuştur.)
Evliyanın başka insanlardan nasıl ayırt edilebileceğini, Muhammed bin Salim hazretlerinden sordular. Buyurdu ki:
(Sözlerinin yumuşak olması ve huylarının güzel olması ve yüzünün güler olması ve ihsanının bol olması ve konuşurken itiraz etmemesi ve özür dileyenleri affetmesi ve herkese merhametli olması ile anlaşılır.)
Ebu Abdullah Ahmed Makkari hazretleri buyurdu ki:
(Fütüvvet demek, gücendiğin kimseye iyilik etmek, sevmediğine ihsanda bulunmak ve sıkıldığın kimseye güler yüzlü olmaktır.)