camilere saygı 1
Camilere saygı 2
Mihrab ne demektir?
Sual: Birçok camilerde Mihrabın üstünde, Al-i İmran suresinin 37.âyeti
yazılıdır. Buradaki mihrab ne demektir?
CEVAP
Birçok camilerde Mihrabın üstünde, Al-i İmran suresinin 37.âyeti yazılıdır. Buradaki mihrab ne demektir? ve ön tarafına da mihrab
denir. Mihrab, harb kökünden gelir. Çünkü burada şeytanla harb yapılır. (Kadı
Beydavi)
Hazret-i Meryem’in validesi Hanne ihtiyarlamıştı. Bir ağaç gölgesinde
otururken, bir kuşun, yavrusuna bir şeyler yedirdiğini gördü, kendisinde de
annelik hevesi uyandı. (Ya Rabbi, eğer bana bir çocuk ihsan edersen,
nezrim olsun onu Beyt-ül-mukaddese hizmetçi olarak vereceğim) dedi.
Bu duası kabul olduktan sonra kocası İmran bin Masan vefat etti, daha sonra da
Hazret-i Meryem’i doğurdu. Hanne, Hazret-i Meryem’i bir hırkaya sararak
Mescid-i Aksaya götürdü. Oradaki din âlimleri olan 29 zatın yanına
bıraktı. (Bu bir adaktır, kabul ediniz) dedi. Herbiri, onu
alıp himaye etmek istedi. Bu yüzden aralarında ihtilaf çıktı. Zekeriyya
aleyhisselam, o zatların reisi ve Hazret-i Meryem’in teyzesinin kocası idi. Bu
sebeple Hazret-i Meryem’i kendi alıp himaye etmek istedi. Diğer zatlar
ise, (Meryem’e anası herkesten daha yakın iken, onu kendi yanında
bırakmıyor, artık senin yanında bırakılması uygun olur mu? En iyisi kur’a
çekelim kime çıkarsa, o alıp baksın) dediler. Irmağa gittiler,
kalemlerini suya attılar.
Hangisinin kalemi sabit kalıp suyun yüzüne çıkarsa, Hazret-i Meryem’e o bakacaktı.
Bunlardan yalnız Hazret-i Zekeriyya’nın kalemi su üzerine çıkıp kaldı. Hazret-i
Meryem’i, Zekeriyya aleyhisselam alıp, teyzesinin yanına götürdü. Hazret-i
Meryem, genç bir kız olunca, onun için Mescid-i Aksa’da merdivenle çıkılan,
yüksek bir çardak yaptırdı. Bu çardağa mihrab deniyordu. Sonra Hazret-i
Meryem’i buraya bıraktı, onun yiyecek ve içeceğini yalnız kendisi götürür, ona
verirdi. Başkaları onun yanına giremezdi. Bu esnada, Hazret-i Meryem’e Allahü
teâlâ, çeşit çeşit nimetler; yaz mevsiminde kış meyvesi, kış mevsiminde de yaz
meyvesi ihsan etti. Hazret-i Zekeriyya, (Ya Meryem! Bu nimetler sana
nereden geliyor) diye sual etti.
Hazret-i Meryem’in cevabı âyet-i kerimede şöyle bildirilmektedir:
(Rabbi Meryem’e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi.
Zekeriyya’yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyya, onun yanına, mihraba
her girişinde orada bir rızık bulur, "Ey Meryem, bu sana nereden
geliyor?" der; o da, "Bu, Allah tarafındandır.
Allah, dilediğine sayısız rızık verir" dedi.) [Al-i İmran
37]
Camide yer ayırmak
Sual: Camide safta boş yer görünce gidip oraya oturdum. Bir arkadaş
geldi, burası benim yerim, dedi. Ben az önce okuduğum Mushafı kitaplığa koymak
için kalkmıştım dedi. Ben de camide yer mi yok, birkaç başka yere otursan, ne
fark eder dedim. Tartışmayı büyütünce kalkmak zorunda kaldım. Ne yapmak
uygundu?
CEVAP
Camide kendine muayyen yer ayırmak mekruhtur. Fakat, dışarı çıkarken, kimse
oturmasın diye, yerine ceketini bırakırsa, gelince oraya tekrar
oturabilir. (S. Ebediyye)
Camide böyle şeyler konuşmak uygun olmaz.
O arkadaş, ceketini veya başka şey bırakmadığı için oturmanız normal. Kalk
burası benim demek hoş olmadığı gibi, sizin de ısrar etmeniz hoş olmamış. Böyle
işlerde hep fedakârlık bizden olmalı. Haklı da olsak, hak benim dememeli, peki
demeli hemen yeri teslim etmeli. Sesi yükseltmeden konuşmalı, iki taraftan biri
yaşlı ise, yaşlı olana da saygılı davranmalı.
Sual: Camide konuşmak, şakalaşıp, gülüşmek caiz midir?
CEVAP
Zaruretsiz konuşmamalı ve gülmemelidir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Camide gülmek, kabirde karanlığa maruz kalmaya sebeptir.)[Deylemi]
(Ahir zamanda camide dünya kelamı konuşanlarla beraber olmayın! Allahü
teâlânın böyle kimselerle işi yoktur.) [İbni Hibban]
(Hayvanların otu yediği gibi, camide konuşmak da sevapları yer, yok eder.) [İ.Gazali]
(Mescitte dünya kelamı söyleyenin ağzından kötü bir koku çıkar. Melekler,
“Ya Rabbi, bu koku bizi rahatsız ediyor” derler. Hak teâlâ da buyurur ki:
“İzzim celalim hakkı için, onlara büyük bela veririm.”) [Ey Oğul İlm.]
Farz ile sünnet ve sünnet ile farz arasında da konuşuluyor. Bu konuşma,
sünnetin sevabını yok eder. Zaruretsiz konuşmamalıdır.
Camiye girerken
Sual: Camiye girerken, dua edilir mi? Oradakilere selam verilir mi?
CEVAP
Eğer Camide Kur’an okunmuyorsa oradakilere selam verilir. Caminin kapısından
içeri girerken dua etmeli, mesela (Ya Rabbi, bana fazlınla rahmet kapısını aç)
demelidir. Evimize girerken de aynı şekilde dua etmelidir. Bir hadis-i şerif
meali:
(Mescide giren, Peygamberinize [Esselamü aleyküm ya Resulallah
diyerek] selam versin! Sonra, “Ya Rabbi, bana rahmet kapılarını aç”
diye dua etsin.) [Müslim, Ebu Davud, Nesai]
(Rahmetin çıkış kapısı her zaman açık ise de, giriş kapısı olan kalbler,
herkeste açık değildir. Bunun açılması için dua etmeliyiz!)
Camiden çıkarken de aynı şekilde, (Ya Rabbi, bana fazlınla rahmet kapısını aç)
diye dua etmelidir.
Camide konuşmak
Sual: Camilerde dünya kelâmı konuşmak sevablarımızı azalttığına göre,
camide ihtiyâç halinde konuşmak, (Soğuk geliyor, pencereyi kapatın, ön
saftaki boş yerleri doldurun, balkonda yer var, oraya çıkın) gibi
sözler dünya kelâmı sayılır mı?
CEVAP
Camiye girerken itikâfa niyet edilirse, konuşmak zarar vermez. İhtiyaç halinde
yukarıdaki sözleri konuşmakta mahzur yoktur. İtikâf edene, hep ibâdet etmiş,
namaz kılmış gibi sevab yazılır. İtikâf demek, bir müddet camiye girip orada
kalıp ibadete niyet etmek demektir.
Sual: Mescid olarak da kullanılan odaya, abdestsiz girmek caiz
midir?
CEVAP
Hayır, abdestsiz girip oturulmaz, fakat ihtiyaç olunca bir şey almak için
girilip çıkılabilir.
Haram parayla cami
Sual: Avrupa’da uygunsuz yerlerden toplanan haram parayla yaptırılan
camide namaz kılınır mı?
CEVAP
Haram parayla cami yaptırmak, kirli elbiseyi idrarla yıkamaya benzer, daha çok
pislenir. Böyle camide namaz kılınmaz. Elde haram para varsa, bir miktar helâl
para karıştırmalı. Haramla helâl karışınca, mülk olur. Her ne kadar tayyib
[temiz] olmasa da, kullanmak caiz olur. Böyle, helal haram karışık paralarla
yapılan camide, namaz kılmak caiz olur. (Hadika)
Sual: Cami de, kilise ve havra da Allah’ın evidir denebilir mi?
CEVAP
Kiliseler ve havralar Allah’ın değil, şeytanın evidir. Allahü teâlâya, Onun
istediği gibi ibadet edilen yere Allah’ın evi denir. Mesela Kâbe’ye Beytullah,
yani Allah’ın evi denir. Hadis-i şerifte, (Camiler, Allah’ın evidir) buyuruldu.
(Hâkim)
Kilisede namaz kılınmaz ve Kur’an-ı kerim okunmaz; çünkü kilisede, şeytanlar
toplanır. Kilise putlardan temizlenirse, namaz kılmak mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Camide kermes
Sual: Caminin içinde kermes düzenlemek caiz midir?
CEVAP
Hayır, caiz değildir. Caminin içinde alışveriş yapmak, mekruhtur. (Redd-ül-muhtar)
Bir hadis-i şerifte, (Mescidlerde alışveriş yapmayın) buyuruldu. (Tirmizî,
Nesaî, Ebu Davud)
Camide telefonu kapatmak
Sual: Bir caminin kapısına, (Camide cep telefonlarını kapatın)
anlamında, (Hak’la irtibata geçince, halkla irtibatı kesin) diye
levha asılmış. Uygun mudur?
CEVAP
İnsan dışarıdayken de, yani halkın içindeyken de Hak’la beraber olabilir.
Aksine camideyken de halkla, dünya ile meşgul olabilir. Telefonunu kapatsa da
yine halkla beraber olabilir. Bu bakımdan, (Camiye girerken telefonları
kapatalım) demek daha uygun olurdu.
Camiye abdestsiz girmek
Sual: Unuttuğu bir eşyasını almak için, camiye abdestsiz girmek
caiz olur mu?
CEVAP
İhtiyaç olunca, o kadar zaman için abdestsiz girmek caiz olur, mekruh olmaz.
Kıble duvarında levha
Sual: Caminin veya evdeki namaz kılınan odanın kıble duvarına, içinde
canlı resmi olmayan tablolar, Besmele veya âyet yazılı levhalar asmak caiz
midir? Bir de, yere işlemeli seccadeler seriliyor, Bunlar zihni meşgul ettiği
için mekruh olmuyor mu?
CEVAP
Zihni meşgul eden şeyler mekruh olur. Camilerin kıbleden başka duvarlarını
süslemek caizse de, fazla süslü olmaları mekruh olur. Kıble duvarını kıymetli
şeylerle, renklerle süslemek mekruhtur. (Redd-ül-muhtar)
Resimli, nakışlı seccadeler zihni meşgul ediyorsa kullanmamalıdır. (S.
Ebediyye)
Kıble duvarını sade yapmalı, hiçbir şey asmamalı ve yazı yazmamalıdır.
Mahya kurmak
Sual: Camilerde iki minare arasına mahya kurmak caiz midir?
CEVAP
Hayır. Çifte minareli camilere mahya kurulması, sultan üçüncü Ahmed han
devrinde sadrazamlık yapmış olan Damat İbrahim Paşa’nın 1719’de ihdas eylediği
bid’attir. (Mirat-ül-Haremeyn s.802)
Minarede ışık yakmak
Sual: Vaktin girdiğini belirtmek için minarede ışık yakmak caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir. Minarelerde ışık yakmak Mecusilere benzemek olur,
bid’attir. (Tahtavi)
Camide fazla ışık yakmak
Sual: Özellikle mübarek gecelerde, camilerde çok ışık yakıyorlar. Bu
israfa girmiyor mu?
CEVAP
Mübarek gecelerde, camilerde fazla ışık yakmak bid’attir. (Eşbah,
Ukud-üd-dürriyye)
Önce camiye gitmek
Sual: (Herhangi bir şehre gidince önce camiye gitmeli) deniyor. Bunun
hikmeti nedir?
CEVAP
Önce Allahü teâlânın evini ziyaret etmek, onun misafiri olmak önemlidir. İki
hadis-i şerif meali:
(Camiler Allah’ın evleridir ve müminler de Onun ziyaretçileridir.
Ziyaretçisine ikram etmesi, ziyaret edilen üzerine haktır.) [Hâkim]
(Güzel abdest alıp camiye giren misafirine Allahü teâlâ mutlaka ikram eder.) [Beyheki]
Hadis-i şerifte bildirilen hususların doğruluğundan şüphe etmemeli. Birçok
kimseden bir memlekete gidince önce camiye giden Müslümanın işinin rast
gittiğini işittik. Şahsen biz de, önce camiye gidince, işimizin rast gittiğini
çok gördük. Bu ziyaret işini îtiyat [alışkanlık] hâline getirmeli. Mekruh vakit
değilse, iki rekât tehıyyet-ül-mescid namazı kılmalı.
Cünübün mescide girmesi
Sual: Âcilen bir şey almak zorunda kalan cünüp, mescide girip o
şeyi alıp çıksa, caiz olur mu?
CEVAP
Mescide teyemmüm ederek girip, o eşyayı alıp hemen çıkar. (S. Ebediyye)
Başkasını rahatsız etmek
Sual: Camide, öndeki boş yerlere geçmekte mahzur olur mu?
CEVAP
Kimseye çarpmadan, sıkıntı vermeden geçilebilirse mahzuru olmaz. Geçerken ister
istemez insanlar rahatsız olur. Başkalarını rahatsız etmek günahtır. Geç
kalanın, başkalarını rahatsız etme ihtimali olduğu için, ön saflara geçmemesi
daha uygun olur.
Camileri imar etmek
Sual: Kur'an-ı kerimde, camileri imar etmenin öneminden bahsediliyor.
İmar ne demektir?
CEVAP
Önce o âyet-i kerimenin mealini yazalım:
(Allah'ın mescitlerini ancak, Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazı doğru
kılan, zekâtını veren ve Allah'tan korkan kimseler imar eder.) [Sadece
böyle inanan kimselerin yaptıkları işler, Allah katında doğru ve makbul olur.]
(Tevbe 18)
Âyet-i kerimede geçen imar, yeni mescitler yapmak, mevcut mescitleri restore
etmek, dışarıdan gelebilecek zararlardan korumak, kullanışlı hâle getirmek,
hasır, halı gibi şeyler sermek, ışıklandırılmasını yapmak, kış ve yaz rahatça
ibadet edilecek hâle getirmek, mescitlerde devamlı namaz kılmak, Kur'an okumak,
vaaz etmek, ilim öğrenmek ve öğretmek gibi işler yapmaktır. (Beydavî)
Âyet-i kerimede bildirilen vasfa haiz müminlerden başkasının, mescit
yaptırmasının ve diğer bütün iyi işlerinin hiç kıymeti yoktur. Bir âyet-i
kerime meali şöyledir:
(Kâfirlerin cami yapmaları ve diğer bütün [iyi] işleri,
boşa gidecektir.) [Tevbe 17]
Camide oyun oynatmak
Sual: Bazı camilerde tenis oynatıldığı gibi Karagöz ve Hacivat oyunu
da gösterilmiş, çeşitli resimler de konmuştur. Maksat ne olabilir?
CEVAP
İyi niyetle de yapılsa hiç uygun değildir. İki hadis-i şerif:
(Cebrail aleyhisselam, “Biz, köpek ve resim olan yere girmeyiz” dedi.) [Buhari,
Taberani]
(Resim, cünüp ve köpek olan yere melek girmez.) [Ebu Davud, Nesaî]
Camide dünya kelâmı konuşmak bile caiz değildir. Dünya kelâmı konuşmak, gülmek,
şakalaşmak sevapları yok eder. Nerde kaldı ki, tenis veya başka oyunlar
oynansın! İki hadis-i şerif:
(Mescitte dünya kelamı söyleyenin ağzından kötü bir koku çıkar.
Melekler, “Ya Rabbi, bu kulun mescitte söylediği kelamdan dolayı,
ağzından çıkan fena koku bizleri rahatsız ediyor” derler. Hak teâlâ da
buyurur ki: “İzzim celalim hakkı için, onlara büyük bela veririm.”) [Ey
Oğul İlm.]
(Âhir zamanda bazı kimseler, mescidlerde dünyadan konuşacaklar, dünya kelamı
söyleyecekler. Onlarla beraber olmayın! Allahü teâlânın böyle kimselerle işi
yoktur.) [İbni Hibban]
Camiyi yol haline getirip, her zaman oradan geçmek, camide bir şey yemek,
uyumak da mekruhtur. Alışveriş yapmak da mekruhtur. (Redd-ül-muhtar)
Alışveriş yapmak, içinden geçmeyi âdet hâline getirmek, dünya kelamı konuşmak
bile caiz olmayınca, tenis ve başka oyunları oynamak hiç caiz olur mu? Cami
oyun eğlence yeri değildir. Çocukları alıştırmak için mubah olan şeyler
yaptırılabilirse de, bunları başka yerde yapmalıdır.
Sual: Camiye girip çıkarken, giyeceklerimizi
giyerken ve çıkarırken, nelere dikkat edilmeli, nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Camiye sağ ayak ile girilir ve camiden çıkarken, önce sol
ayakla çıkılır. Uyun-ül-besair’de buyuruluyor ki:
“Camiye girmeden, önce sol, sonra sağ ayakkabı çıkarılır. Bundan sonra, önce
sağ ayakla camiye girilir. Önce sol ayakla çıktıktan sonra veya çıkmadan, önce
sağ ayakkabı giyilir.” Hadika’da buyuruluyor ki:
“İmam-ı Nevevi Müslim şerhinde buyuruyor ki: Mübarek, şerefli
ve temiz işleri yaparken sağdan başlamak müstehaptır. Ayakkabı, gömlek
giyerken, baş tıraş ederken ve tararken, bıyık kırkarken, misvak kullanırken,
tırnak keserken, el, ayak yıkarken, mescide, Müslümanın evine ve odasına
girerken, heladan çıkarken, sadaka verirken, yemek yerken, su içerken sağdan
başlanır. Bunların zıddı olanları yaparken, mesela ayakkabı, çorap, elbise
çıkarırken, camiden ve Müslümanın evinden, odasından çıkarken, helaya girerken,
taharetlenirken soldan başlamak müstehaptır. Bunları tersine yapmak, tenzihen
mekruh olur. Çünkü, şekilde olan sünneti terk etmek olur.”
Sual: Bir caminin veya mescidin, küçük veya büyük
olmasındaki ölçü nedir, neye göre küçük veya büyük denmektedir?
Cevap: Bir caminin veya mescidin, kıble duvarı ile arka dıuvarı
arası yirmi metreden az ise, bu mescide, küçük mescid denir.
Camiye sağ ayak ile girilir
Sual: Camiye, eve, evin odalarına girerken sağ ayakla mı girmek gerekir?
Cevap: Camiye sağ ayak ile girilir. Camiden çıkarken de, önce sol ayak
ile çıkılır. Uyûn-ül-besâirde deniyor ki:
“Camiye girerken, girmeden evvel, önce sol, sonra sağ ayakkabı çıkarılır.
Bundan sonra, önce sağ ayakla camiye girilir. Önce sol ayakla çıktıktan sonra
veya çıkmadan evvel, önce sağ ayakkabı giyilir.” Hadîkada deniyor ki:
“İmâm-ı Nevevî Müslim şerhinde buyuruyor ki, mübarek, şerefli ve temiz işleri
yaparken sağdan başlamak müstehabdır. Ayakkabı, don, gömlek giyerken, baş tıraş
ederken ve tararken, bıyık kırkarken, misvak kullanırken, tırnak keserken, el,
ayak yıkarken, mescide, Müslümanın evine ve odasına girerken, heladan çıkarken,
sadaka verirken, yemek yerken, su içerken sağdan başlanır. Bunların zıddı
olanları yaparken, mesela ayakkabı, çorap, elbise çıkarırken, camiden ve
Müslümanın evinden, odasından çıkarken, helaya girerken, sümkürürken,
taharetlenirken soldan başlamak müstehabdır. Bunları tersine yapmak, tenzihi
mekruh olur. Çünkü heyette, şekilde olan sünneti terk etmek olur.”
Sual: Sarımsak, soğan yiyenlerin, camiye, toplantı yerlerine gitmeleri uygun
olur mu?
Cevap: Fena, kötü, çirkin kokulu şeyleri yiyenlerin ve üstü, başı,
yarası fena, kötü kokanların camilere, insanların toplu olarak bulundukları
yerlere gitmeleri, girmeleri caiz değildir.
Sual: Camilerde, beş vakit namazın ardından müsafeha
etmenin, tokalaşmanın dinimiz açısından bir mahzuru olur mu?
Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Camide her namazdan sonra birbiri ile müsafeha etmek bidattir. Bayram günleri,
camilerde müsafeha ederek bayramlaşmak ve namazlardan sonra, âdet etmeden, ara
sıra müsafeha etmek caizdir.”
Mabet, ibadet için, toplanılan yerdir
Sual: Mabet ne demektir, buralarda ne yapılır, mabetlerin maksadı, gayesi
nedir?
Cevap: İbadet yapmak için, toplanılan yerlere Mabet veya İbadethane denir.
Yahudilerin mabetlerine Sinagog ve Havra denir.
Hıristiyanların mabedine Kilise denir. Müslümanların
mabedine Mescid ve Cami denir. Mabetlerde
ibadet yapılması ve dinlerin emirleri, yasakları, öğretilir. Şimdi mabetlerde
konuşan vazifeliler iki şey üzerinde durmaktadırlar:
1- Parlak, yaldızlı sözlerle, acıklı hikâyelerle, nağmeli hazin okumalarla,
hatta çalgı ve hoparlörlerle, dinleyicileri rikkate, heyecana getirmek,
kalpleri alarak, onların teslim olmalarını, bir gayeye sürüklenmelerini
sağlamak.
2- Dinin emirlerini, yasaklarını öğretmek ve bunlara
uyulmasını sağlamak. Bugün Hristiyanların kiliselerinde ve Yahudilerin
havralarında, kalplerin, ruhların değil de, yalnız nefislerin, düşüncelerin
birleştirilmesine çalışılmaktadır. Dinî vecibeler olarak da, eski din
adamlarının koydukları ve her zaman, her yerde başka olan şeyler
öğretilmektedir. Bunun için, kiliseler, havralar, bir mabet değil, bir
politika, bir konferans yeri olup, insanları uyuşturarak, liderlerin, şeflerin
arzu ve düşüncelerine sürüklemektedirler. Müslüman görünen bazı kimselerin de,
mescid ve camileri, havra ve kiliseye çevirme peşinde oldukları görülmektedir.
Cami içinde yasak edilenler
Sual: Cami içinde konuşmak, alışveriş yapmak, çocuklar için oyun yerleri
yapmak, caminin içinden geçmek dinimizce uygun mudur?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyruluyor ki:
“Camiden bazen geçmek caizdir. Yol hâline getirmek mekruhtur. Özür olursa,
mekruh olmaz.
Camilere necaset sokmak mekruhtur. Üzerinde necaset bulunan
kimse, camiye giremez. Fetâvâ-i fıkhiyyede diyor ki:
“Mescitte necaset gören kimsenin, bunu hemen temizlemesi lazımdır. Temizlemeyi
özürsüz geciktirirse, günah olur. Namaz kılanın üzerinde, secde yerinde necaset
görenin, bunu ona bildirmesi lazımdır. Bunu haber vermek ve namazı geçecek
olanı uyandırmak vacip değil, sünnettir.”
Camide pazar kurmak, yüksek sesle konuşmak, nutuk söylemek,
kavga etmek, silah çekmek, ceza vermek tahrimen mekruhtur.
Müminin hiciv, aşk, ahlaksızlık gibi haram şeyler bulunan
şiiri okuması tahrimen mekruhtur. Camilerde ilahi ve mevlidleri namaz kılanlara
mâni olmamak şartı ile, ara sıra okumak caizdir. Her zaman okuyup, âdet hâline
getirmek caiz değildir.
Camide bir şey yemek, uyumak mekruhtur. Misafir olan
müstesnadır. Misafir, camiye girerken itikâfa niyet etmeli, önce
tehıyyet-ül-mescid olarak, namaz kılmalıdır. Sonra, yiyebilir ve dünya kelamı
konuşabilir. İtikâf eden de yiyebilir, yatabilir. İtikâf sünnet-i müekkededir.
İtikâfı terk etmek, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz kılmamak gibi olduğu
Berîka da yazılıdır.
Camide soğan, sarımsak gibi fena kokulu şeyleri yiyene,
sigara içene mâni olmalıdır. Kasapları, balıkçıları, ciğercileri, yağcıları,
üzerleri pis ise ve pis kokarsa ve üzeri pis kokanları ve cemaati dili ile
incitenleri, camiden çıkarmalıdır. İlaç olarak kokulu şey özür ile veya
unutarak yiyen, cemaate gelmez, mazur olur. Pis koku insanlara ve meleklere
eziyet verir.
Camide, alışveriş olan her akit, sözleşme mekruhtur. Nikah
yapmak ise müstehabdır.
İbadet etmeyip, camide dünya kelamı ile meşgul olmak
tahrimen mekruhtur. Ateş odunu yiyip bitirdiği gibi, camide dünya kelamı
konuşmak da, insanın sevaplarını giderir. İbadetten sonra, mübah olan şeyleri,
hafif sesle konuşmak caizdir. İslâmiyetin beğenmediği şeyleri konuşmak, her
zaman caiz değildir.
Cami içinde tütün içmek, soğan, sarımsak yemek haramdır.”
Sual: Camide namaz kılmayıp sadece tesbih çekenleri,
Kur’ân okuyanları, namaz kılmak için camiye gelenler, camiden çıkarabilirler
mi?
Cevap: Namaz kılanlar sıkışıyorsa, kılmayanları kaldırabilirler.
Mahalle mescidi dar geliyor ise, o mahalleden olmayanları, dışarı
çıkarabilirler.
Sual: Büyük camilerin bazılarında, bir tarafta Kur’ân-ı
kerim okunuyor, diğer tarafta vaaz veriliyor. Böyle durumlarda neyi tercih
etmelidir?
Cevap: Caminin bir tarafında Kur’ân-ı kerim okunsa, bir tarafta da
ehl-i sünnet olan salih bir kimse vaaz verse, vaaz dinlemek efdaldir. Hele
hafız fasık ise, teganni ile okuyorsa, dinlemek caiz değildir. Cami, kubbesi,
minaresi olan bina demek değildir. İçinde, her gün beş kere, cemaat ile namaz
kılınan bina demektir. Namazdan evvel veya sonra, bu cemaate vaaz vermek de
caizdir. Vaaz, ehl-i sünnet itikadında olan bir zatın, ehl-i sünnet
âlimlerinden birisinin bir kitabına bakarak okuduğu veya ezberden söylediği bir
sözünü açıklaması demektir. Mezhepsizlerin, İngiliz casuslarının ve
misyonerlerin konuşmalarına vaaz denmez, nutuk ve konferans vermek denir.
Camilerde nutuk ve konferans vermek ve bunları dinlemek caiz değildir. Ehl-i
sünnet âlimlerinin her sözü, Kur’ân-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin tefsirleri,
izahlarıdır.
Sual: Camilerde zorla para isteyen dilencilere para
verilir mi?
Cevap: Camide, sarkıntılık eden dilenciye sadaka vermek haramdır.
Camide kendine yer ayırmak
Sual: Bir kimse, kendi mahallesindeki camide, namaz kılmak için belli bir yeri,
kendisi için ayırabilir mi?
Cevap: Camide namaz kılmak için kendine muayyen, belli bir yer ayırmak
mekruhtur. Fakat, dışarı çıkarken, kimse oturmasın diye, yerine ceketini
bırakırsa, gelince oraya tekrar oturabilir. Umumi yerlerde, Mina’da, Arafat’ta,
vapurda, otobüslerde de böyledir. Yani oturmayı âdet ettiği yere başkası
oturmuş ise, kaldıramaz. Kendine, ihtiyacından fazla yer ayırırsa, fazlasını
başkası alabilir. Bu yerin fazlasını, iki kişi isterse, hangisine verirse, o
oturur. İkisi de istemeden, bu fazla yere biri oturursa, bundan alıp ikincisine
veremez. Fakat, burayı, onun emri ile, onun için ayırdım, kendim için ayırmadım
diye yemin ederse, kaldırabilir. Satıcıların pazar yerinde yerleştikleri yer de
böyle olup, önce geleni sonra gelen yerinden kaldıramaz. Bütün bu umumi
yerlerde, ilk oturan, herkese zararlı olmuş ise, kaldırılabilir.
Sual: Cami içine giren kuşları kovmanın, çıkarmanın veya
öldürmenin dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Camilerdeki yarasa ve güvercinleri kovmak ve yuvalarını dışarı
atmak caizdir. Çünkü, camileri kirletirler. Camilerin temiz olması için bunlar
çıkarılır. Fetâvâ-i kâri-ül-Hidâyede ve Cevâhir-ül-fetâvâda deniyor ki:
“Camileri kirleten kuşları çıkarmak mümkün olmazsa, öldürmek caizdir. Eziyet
veren hayvanlar her yerde öldürülebilir.”
Cami dışındaki kuş yuvalarını bozmak, caiz değildir.
Sual: Cami içinde bir şeyler yemenin, içmenin veya yatıp
uyumanın mahzuru var mıdır?
Cevap: Cami içinde bir şey yemek, içmek, uyumak mekruhtur. Misafir
olan müstesnadır. Misafir, camiye girerken İtikâfa niyet etmeli, önce
tehıyyet-ül-mescid olarak, namaz kılmalıdır. Sonra, yiyebilir ve dünya kelâmı
konuşabilir. İtikâf eden yiyebilir, yatabilir. İtikâf sünnet-i müekkededir.
İtikâfı terk etmek, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz kılmamak gibi olduğu
Berîkada yazılıdır.
Sual: Camilerin iç duvarlarını çeşitli şekillerle
süslemenin dinen bir mahzuru olur mu?
Cevap: Camilerin kıbleden başka duvarlarını süslemek caizdir. Fakat,
bu parayı fakirlere harcetmek efdaldir. Kıble duvarını kıymetli şeylerle,
renklerle süslemek mekruhtur. Yan duvarların fazla süslü olması da mekruh olur.
Sual: Cami içinde, alışveriş veya başka şeyler için
sözleşme, akit yapmanın bir mahzuru olur mu?
Cevap: Cami içinde, alışveriş olan her akit, sözleşme mekruhtur. Ancak
nikâh akdi yapmak ise müstehabtır.
Sual: Sarımsak, soğan ve pis kokulu şeyleri yiyip,
içenleri, camiye geldiklerinde ikaz etmek, bunlara müdahale etmek gerekir mi?
Cevap: Camide soğan, sarımsak gibi fena kokulu şeyleri yiyene, sigara
içene mani olmalıdır. Kasapları, balıkçıları, ciğercileri, yağcıları, üzerleri
pis ise ve pis kokarsa ve üzeri pis kokanları ve cemaati dili ile incitenleri,
camiden çıkarmalıdır.
Sual: Cami içinde, lüzumlu, lüzumsuz şeyleri konuşmak
günah olur mu?
Cevap: İbadet etmeyip, camide dünya kelamı ile meşgul olmak tahrimen
mekruhtur. Ateş odunu yiyip bitirdiği gibi, camide dünya kelamı konuşmak da,
insanın sevaplarını giderir. İbadetten sonra, mubah olan şeyleri, hafif sesle
konuşmak caizdir. İslâmiyetin beğenmediği şeyleri konuşmak, her zaman caiz
değildir.
Sual: Cami içinde dilenmenin ve kaybolan bir şeyin
bulunması için camide bir şeyler okumanın, araştırma yapmanın hükmü nedir?
Cevap: Camilerde, sarkıntılık ederek dilenmek haramdır. Kaybolan
şeyleri, camide araştırmak ise mekruhtur.
Sual: Bazı camilerde, çocuklara yüksek sesle Kur’ân
okutuyorlar ve o anda orada namaz kılanlar da şaşırıyorlar. Bunlara müdahale
etmek gerekmez mi?
Cevap: Bu konuda İbni Hacer-i Mekkî hazretleri, Fetâvâ-yı kübrâ
kitabında buyuruyor ki:
“Camide Kur’ân-ı kerim okumak büyük kurbettir. Yüksek sesle okuyup, namaz
kılanları şaşırtan çocukları susturmak lazımdır. Hocaları susturmazsa, yetkililer
çocukları da, hocalarını da camiden çıkarmalıdır.”
Camilerde değişiklik yapmak
Sual: Bazı camilere sandalyenin yanı sıra masa bile koyanlar olmuştur. Camilere
böyle masa, sandalye koymak, dinimiz açısından uygun mudur?
Cevap: Gayr-i müslimler, Müslümanları Hristiyan yapmaya, camileri
kiliseye çevirmeye uğraşıyorlar. Bu işi sinsice yapabilmek için, Müslüman
görünüyorlar. Camilere ileride masa sokabilmek için, secde yerlerini biraz
yükseltmekle işe başlıyorlar. "Basılan yere baş konulmaz, hastalık olur"
diyorlar. Secde yerlerini uzun yıllarda "yükselte yükselte, masaya yol
açarız" diyorlar. Camilere müzik, org sokabilmek için, önce hoparlörden,
teypten başlıyor, ibadetlerin çalgı aletleri ile yapılmasına, yavaş yavaş
alıştırmak istiyorlar. Yapılması günah olmayan, mubah bir şeyin ibadet
sanılması korkusu olursa, bu mubah şeyi yapmak haram olur, büyük günah işlemek
olur. Bunun için, Müslümanların çok uyanık olması, ibadetleri Eshâb-ı kiram
gibi, dedeleri gibi yapmaya titizlikle ehemmiyet vermeleri lazımdır. Hoparlör,
teyp ve benzerleri ile ibadet etmek, iyi ve faydalı görülse bile, bidat olduğu
için ve ibadetleri değiştirmeye yol açacağı için, camilere sokulmamalı, İslâm
düşmanlarının planlarına, tuzaklarına kapılmamaya dikkat etmelidir. Bekara
sûresi 216. âyetinde mealen;
(Beğendiğiniz, sevdiğiniz çok şey vardır ki, sizin için zararlıdır!)buyuruldu.
İbadetlerde yapılacak ufak bir değişiklik, çok faydalı
görünse de, bunu yapmaktan kaçınmalıdır. Radyo ile, hoparlör ile okunan ezan
kabul olmaz. İmamın ve müezzinin kendi seslerini işitmeyip, radyo, hoparlör
sesleri ile hareket eden cemaatin namazları sahih olmaz.
Sual: Necaset bulaştıracak çocukları camiye götürmek
uygun olur mu?
Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Necaset bulaştıracak olan deliyi ve küçük çocukları camiye sokmak haramdır.
Necaset tehlikesi olmazsa, mekruhtur.”
Sual: Camide yüksek sesle konuşmanın, alışveriş yapmanın,
kan aldırmanın, dinimizce hükmü nedir?
Cevap: Camide alışveriş etmek, yüksek sesle konuşmak, kan aldırmak
mekruhtur. Fakat bunlar, cami dışında mekruh değildir. Hatta dışarıda alışveriş
ibadettir. Kan aldırmak da, mekruh değil, sünnettir.