Cimri âlim olur mu?
Cimrilik
CEVAP
Bilgili olmak ayrı şey, ilmi ile amel etmek ayrı şeydir. Dünyada yapılan bir
iyiliğe ahirette 700, hatta daha fazla sevap verileceğine inanan kimse, cömert
olmaya gayret eder. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah katında, cömert cahil, cimri âlimden daha kıymetlidir.) [Deylemi]
(Cimrilikle iman, bir kulun kalbinde asla birlikte bulunamaz.) [Nesai]
(Cimri çok ibadet etse de, Cennete girmez. Cömert, çok günah işlese de
Cehenneme girmez.) [R. Nasıhin]
Bu hadis-i şerifler müminler için söylenmiştir. Kâfir cömert de olsa Cennete
giremez.
[Not: (Cimri, Cennete girmez), (Cimrilik küfürdür) gibi
hadis-i şerifleri açıklaması ile birlikte okumalıdır. Açıklamasız okunursa
yanlış anlamaya sebep olur. Cimrilik her ne kadar kötü ahlaktan ise de,
imansızlık değildir. (Cimri, günahının cezasını çekmedikçe Cennete
giremez) demektir. Hatta sevabı günahından çok gelirse, Cehenneme
girmeden de Cennete gider. Affa ve şefaate uğrayarak da Cennete gidebilir.
(Cömert Cennete yakındır) hadis-i şerifi de böyledir. Yani cömerdin
imanı yoksa ebedi olarak Cehennemde kalır. İmanı varsa, sevapları fazla ise
Cennete gider. Ehl-i sünnete göre, iyilik eden muhakkak Cennete, kötülük eden
muhakkak Cehenneme gider diye bir şey yoktur. Bir müminin günahı sevabından çok
ise, affa ve şefaate de uğramamışsa, günahının cezasını çektikten sonra Cennete
gider. İmanı olmayan kimsenin ise, ne yaparsa yapsın, hiçbir iyiliği onu
Cehennemden kurtaramaz. (İslam Ahlakı)]
Tamah ve cimrilik
Sual: Cimrilikle tamah aynı mıdır, bunlardan kurtuluş yolu var mıdır?
CEVAP
Tamah, mal toplama, biriktirme hırsıdır. Cimrilik ise, harcanması gereken yerde
para harcamaktan kaçınmaktır. Cimriliğin içinde tamah da vardır. Her hastalığın
çaresi vardır. Önce hastalığı teşhis etmek gerekir! Hastalık belli olunca ona
göre ilaç verilir. Allah’tan korkan, kötülük işlemekten çekinir. Tamahın kötü
olduğunu bilen müslüman da bundan kaçar. Dinimizde mal sahibi olmak kötü
değildir. Kur'an-ı kerimde mala hayır adı verilerek
övülmüştür. [Bekara 180]
Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Mal, salih kimse için ne güzeldir.) [Taberani]
Mal, kıymetli olduğu için onu israf etmek haramdır. Süfyan-ı Sevri hazretleri,
malın insanın silahı olduğunu söyleyerek, insanın canını, malını, sıhhatini,
dinini, şerefini mal ile koruyacağını bildirmiştir.
Dinimiz malı böyle övmüş, fakat mal hırsını, mal sevgisini yermiştir. Zengin
olmak başka, mala muhabbet başkadır. Tamah mala muhabbettir. Tamahkâr malını
hayırlı işlerde kullanamaz. Mal sevgisinin kötü olduğunu bildiren hadis-i
şeriflerden birkaçı şöyle:
(İnsan yaşlandıkça, iki şeyi gençleşir: Uzun yaşama arzusu ve mal
sevgisi.) [Buhari]
(Mal ve makam sevgisinin, müminin dinine vereceği zarar, iki aç kurdun,
koyun sürüsüne vereceği zarardan daha fazladır.) [Bezzar]
(Sakın tamahkâr olmayın! Tamah, fakirliğin tâ kendisidir.) [Taberani]
(Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır.) [İbni Mace]
(Aza kanaat etmeyen, çok ile doymaz.) [Beyheki]
(Mal ve mevki sevgisi, suyun sebzeyi yeşertmesi gibi kalbde nifakı
yeşertir.) [İ. Gazali]
(İnsanoğlunun iki dere dolusu altını olsa, üçüncüsünü isterdi. Onun gözünü
ancak bir avuç toprak doyurur.) [Buhari]
(Zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir.) [Buhari]
Kur'an-ı kerimde bildiriliyor ki, İbrahim aleyhisselam, (Ya Rabbi, beni
ve çocuklarımı puta tapmaktan koru!) diye dua etmiştir. Puttan maksat
para sevgisidir. Demek ki, parayı sevmek, puta tapmak gibidir. Bunun için (Paraya
tapan helak oldu) buyuruldu. (Altın ve gümüşün kulu helak
oldu. Sürçmedi, tamamen helak oldu) hadis-i şerifi, parayı çok
sevenlerin akıbetini haber vermektedir. (Tirmizi)
Kanaat gibi zenginlik olmaz. (Âlim ilme, tamahkâr da mala doymaz)buyuruldu.
İnsan, genelde cimridir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(De ki, "Eğer Rabbimin rahmet hazineleri sizin olsaydı, tükenir
korkusuyla yine de vermeyip cimrilik ederdiniz." Gerçekten insan çok
cimridir.) [İsra 100]
(Allah’ın ihsan ettiği mal ile cimrilik yapanlar [zekât
vermeyenler] iyi yaptıklarını [zengin kalacaklarını] mı
zannediyorlar? Halbuki kendilerine kötülük ediyorlar. Cimrilik edip
vermedikleri o mallar,[Cehennemde azap aleti olacak, yılan şeklinde] boyunlarına
dolandırılacaktır.) [A. İmran 180]
Cimriliğin zararları
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cimrilik, helak edicidir.) [Taberani]
(Allahü teâlâ, yemin ederek cimrinin Cennete girmeyeceğini bildirdi.) [Tirmizi]
(Cimri abid olsa da, Cennete girmez.) [Taberani]
(En kötü hastalık cimriliktir.) [D. Kutni]
(Cimri, öyle bir kedere boğulur ki, artık sevinç ve ferahlık yüzü
görmez.) [İ. Gazali]
(Her sabah iki melekten biri, "Ya Rabbi, infak edene karşılığını
ver!" diye, diğeri de, "Cimrilik edenin malını helak et!" diye
dua eder.) [Buhari]
("Hakkımın zerresinden vazgeçmem" demek cimrilik için
kâfidir.) [Hakim]
(Kaybettiği dünyalığa üzülen, Cehenneme yaklaşmış olur.) [İ.
Gazali]
(Ya Rabbi cimrilikten sana sığınırım.) [Müslim]
Savaşta ölen oğlu için (Vah şehidim) diye ağlayan kadına,
Peygamber efendimiz, (Şehit olduğunu nereden biliyorsun? Belki boş
konuşur, belki de cimri idi) buyurdu. (E. Ya’la)
Cimriliğin tedavisi
Sual: Cimrilik neden meydana gelir, tedavisi nasıldır?
CEVAP
Cimriliğin, diğer kalb hastalıkları gibi, ihlas noksanlığı, iman zayıflığı ve
hatta küfürle ilgisi vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cimrilik küfürdendir, küfrün yeri de Cehennemdir.) [Deylemi]
Kur'an-ı kerimde de kâfirlerin cimrilik ettiği bildirilmektedir:
(Cimrilik eden, hem de herkese cimriliği tavsiye eden ve kendilerine
Allah’ın fazlından verdiğini gizleyen kâfirlere hor ve hakir edici bir azap
hazırladık.) [Nisa 37]
Cimrilik mal sevgisinden meydana gelir. Cimriliğin sebebi, uzun yaşama ümidi
ile parasız kavuşamayacağı arzularıdır. Eceline üç gün kaldığını bilse, cimriye
mal vermek zor gelmez. Fakat çocukları olur, onların yaşamasını kendi yaşaması
gibi kabul ederse, cimriliği yine artar. Bu bakımdan çocuklar, cimrilik sebebi
olabilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çocuk, cimrilik sebebidir.) [Hakim]
Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Mallarınız, çocuklarınız, sizin için fitnedir, imtihandır.) [Tegabün
15]
(Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın!)[Münafikun
9]
Zengin cimriler
Kimi, çok zengindir, hiç kimsesi yoktur, yaşlanmıştır, öldükten sonra, malının
başkasına kalacağını da bilir. Buna rağmen, sırf mala olan sevgisinden dolayı,
zekât vermez, hastalansa doktora gitmez, birkaç ilaç almakla yetinir. Hatta
kendi malını yemeye bile korkar. Para, insanı ihtiyacına ulaştıran bir vasıta
olduğu için sevilir. Tatlıya ulaştıran her şey tatlıdır. Cimri, tatlıyı unutmuş
görünüp, tatlı alacak parayı sever.
Malı, Allah yolunda harcamak için biriktirmenin zararı olmaz. Hadis-i
şerifte (İyi kimseye, malın iyisi ne güzel yakışır) buyuruldu.
İyi yolda harcanmayan paranın vebali vardır. Taparcasına parayı sevmek kötüdür.
Hadis-i şerifte (Altın ve gümüşün kuluna [paraya tapana] lanet
olsun!) buyuruldu. (Tirmizi)
Her hastalık, sebebinin zıddı ile tedavi edilir. Nefsin çeşitli arzularından
kurtulmanın, ilacı, aza kanaat ve sabırdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın ihsan ettiği az rızka, kanaat eden mümin, kurtuluşa
ermiştir.) [Müslim]
(Kanaat tükenmez hazinedir.) [Beyheki]
(Allahü teâlâ kanaat edeni, kanaatkâr yapar.) [Taberani]
(Aza kanaat etmeyen, çok ile doymaz.) [Beyheki]
Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz.
Çocuklarının fakir kalacağı korkusunun ilacı ise, cimrilikle zengin
olunamayacağını, bıraktığı malları boşa harcayabileceklerini, hatta bazen
servetin kötü yollara sevk ettiğini, zengin olacaklarsa bir başka yerden buna
kavuşacaklarını düşünmelidir. Her zenginin, miras sebebiyle zengin olmadığını,
mirasa konanların ise, boşa harcadıklarını da bilmek gerekir. Çocukları iyi
olursa, Allahü teâlânın onlara kâfi geleceğini, kötü olurlarsa, bıraktığı
malları, kötü yollarda harcayacaklarını düşünmelidir!
Birçok cimrinin gafletle öldüğünü, hasret çektiğini, bıraktığı malı
mirasçıların harcadığını göz önüne getirmelidir. Cimriliğin her bakımdan kötü
olduğunu düşünmelidir!
Aşırı mal sevgisinin ilacı, o maldan ayrılıp uzaklaşmaktır. Faydalı işte
kullanmadığımız malı, denize atıp aşırı sevgisinden kurtulmak, cimrilikle
saklamaktan daha az zararlıdır. Bir malı cimrilikle saklamak, riya ile
başkasına vermekten daha kötüdür.
Mal, yılan gibi, içinde hem zehir ve hem ilaç vardır. Malı kullanmayı bilmek
gerekir. Yani biz malı kullanmalıyız, mal bizi kullanmamalıdır!
Cimrilik, verilmesi gerekeni vermemektir. Mesela yemeği olanın, aç komşusuna
vermemesi, cimrilik olur. Cömertlik, cimrilikle israfın arasında orta yoldur.
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Onlar harcadıklarında, ne israf, ne de cimrilik ederler; bu ikisi arasında
orta bir yol tutarlar.) [Furkan 67]
Cömert miyim, cimri miyim?
Sual: Bir kimse, kendinin cömert veya cimri olduğunu bilebilir mi?
CEVAP
Bir kimseye verdiği şey zor gelmezse, cömert sayılır. Zor gelirse cömert
sayılmaz. Mürüvvetin icapları ile iktifa eden, cimrilikten kurtulur. Mürüvvet,
insanlık demektir.
Hazret-i Hasan da buyurdu ki: "Mürüvvet, kulun, dinini muhafaza edip
nefsini korkutması, misafirini iyi karşılaması, münazaalarda, güzel davranması
demektir. Ululuk ise, komşuya eziyet etmemek ve zorluklara göğüs germektir.
Kerem de istemeden vermek, yerinde yemek yedirmek, saile yumuşak davranmak ve
bol vermektir."
Zekâtı severek veren, kurban kesen cömerttir. Hadis-i şerifte, (Zekâtını
severek veren, misafirini ağırlayan, darda kalana yardım eden cimrilikten
kurtulur) buyuruldu. (Taberani)
Misafir ağırlamak
Malı saçıp savurmak ne kadar kötü ise, malı korumak da o kadar mühimdir.
Misafire ikram etmek ise, malı korumaktan mühimdir. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Misafir ağırlamayanda hayır yoktur.) [İ. Ahmed]
(En iyiniz, yemek yedireninizdir.) [Hakim]
(Allahü teâlâ, yemek yediren cömertle meleklerine övünür.) [İ.
Gazali]
(Yemek sofrası misafirin önünde bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine
istigfar ederler.) [Taberani]
(Arkadaşına, arzu ettiği yemeği ikram edenin günahları affolur.)[Bezzar]
Bir insanın karnını bir sefer doyurmanın bile ne kadar mühim olduğu görülüyor.
Birini ömür boyu doyurmak veya öldükten sonra ebedi olarak doyurmaya sebep
olmak daha büyük sevaptır. Bunu esirgemek ise çok kötüdür. Onun için, (Cimrilerin
en kötüsü, emr-i maruf ve nehy-i münker yapmayandır) buyurulmuştur.
Her bakımdan cömert olmaya heves etmelidir! Çünkü, cimrinin malı felakete
uğrar, cömert de verdikçe, fazlası ile alır. Hadis-i şerifte (Cömerdin
evine rızk, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir) buyuruluyor.
(İbni Mace)
Yüksek tansiyonu olanın, hacamat yaptırması sağlık açısından iyidir. Kan
vermekle sağlığa, yeni kana kavuştuğu gibi, misafir de rızkı ile gelir, kırk gün
bereket bırakıp gider. Gerekli yerlere vermekle, cömerdin eli daralmaz.
Peygamber efendimiz, yemin ederek (Sadaka vermekle mal azalmaz) buyurdu.
(Tirmizi)
Şeytan ise cimriliğe teşvik eder. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Şeytan fakirlikle korkutup, size cimriliği emreder.) [Bekara 268]
Cimri, rızk için endişelenmemelidir! Her mahlukun rızkını Allahü teâlâ
verir. (Her canlının rızkı Allah’a aittir.) [Hud 6]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Rızk için üzülme, takdir edilen rızk seni bulur.) [İsfehani]
(Allahü teâlâ, müminin rızkını ummadığı yerden verir.) [İbni
Hibban]
Peygamber efendimize inanan, vermekle malın azalmayacağını bilen bir müslüman,
nasıl olur da, şeytana uyup cimrilik edebilir? Yahya aleyhisselam, (Şeytan
cimri mümini sever, fâsık da olsa, cömertten nefret eder) buyuruyor. Bişr-i
hafi hazretleri de (Cimriyle karşılaşanın kalbi katılaşır)
buyuruyor. Hadis-i şerifte ise (Aman cimrilikten çok sakının! Sizden
öncekileri cimrilik helak etmiştir) buyuruluyor. (Müslim)
Sual: Misafire fazla ikram veya yüksünerek hizmet etmek günah
mıdır?
CEVAP
Misafire ikram çok sevaptır. Misafiri nimet bilmelidir. Her nimetin bir külfet
karşılığı olduğu unutulmamalıdır! Külfetsiz nimet olmaz. Elbette misafirin
sıkıntısı olur. Yüksünmeden hizmet etmelidir! Misafiri ganimet bilmelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kavme hayır murat ettiğinde, onlara hediye olarak misafir
gönderir. Misafir, rızkı ile gelir-gider. Allahü teâlâ da ev halkını mağfiret
eder.) [Ebu Nuaym]
Hak teâlânın bir hediyesi olan misafire ikram etmelidir! Misafir gelmezse
üzülmelidir! Çünkü hadis-i şerifte (Misafir girmeyen eve melek de
girmez) buyurulmuştur. Misafir gelmemesini istemek doğru değildir.
Çünkü Peygamber efendimiz (Misafir istemeyende hayır yoktur) buyurmuştur.
Misafir için fazla ikram ve külfete girmemelidir! Misafir rahatsız olur.
Hadis-i şerifte, (Misafir için külfete girmeyin, misafir bundan
rahatsız olur. Misafirini küstüren Allah’ı küstürmüş olur. Allah’ı küstürene de
Allah buğzeder) buyurulmuştur. (İbni Lal)
İktisadın önemi
Sual: İktisat eden cimri sayılır mı?
CEVAP
Cimrilik de, israf gibi kötü huydur. Dinimiz, her işte orta yolda olmayı,
iktisat etmeyi emreder. Aza kanaat eden, nafakasını kolay temin eder, geçim
sıkıntısı çekmez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, tok gözlü olanı zengin eder.) [Buhari]
(Müminin izzeti, insanlara karşı tok gözlü olmasıdır.) [Hakim]
(Yetecek rızka sahip olan ve Allahü teâlânın kendine verdiği rızka kanaat
eden müslüman kurtulmuştur.) [Müslim]
(Kimseye muhtaç olmadan yaşayan kanaatkâr müslümana ne mutlu!) [Tirmizi]
(Müjde o kimseye ki, hidayete kavuşmuş, müslüman olmuş, maişeti de yetecek
kadardır ve buna kanaat etmiştir.) [Tirmizi]
(Fakir-zengin herkes kıyamette "Keşke dünyada, geçinecek miktardan
fazla malım olmasaydı" diyecektir.) [İbni Mace]
(Şüphelilerden sakın ki, insanların en abidi olasın! Kanaat et ki, en çok
şükredenlerden olasın! Kendin için sevdiğini başkaları için de sev ki, hakiki
mümin olasın!) [İbni Mace]
(İnsan, elindeki ihtiyacına yeterken, kendini azdıracak olan daha fazla mal
ister. Aza kanaat etmez, çok ile de doymaz. Ey insanoğlu, vücudun afiyette ve
günlük ihtiyacın mevcut olarak sabahlarsan, artık bu sana kâfi gelir.) [Beyheki]
Tamahtan kurtuluş yolu
Kanaatkâr kimse, iktisat da ederse, tamahkârlıktan kurtulur. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(İktisat eden, sıkıntı çekmez.) [Taberani]
(Kurtarıcı üç şeyden biri, varlıkta, yoklukta, zenginlikte, fakirlikte,
iktisada riayet etmektir.) [Beyheki]
(İktisat etmek, maişetin yarısıdır.) [Hatib]
(Tedbirli olmak, geçimin yarısıdır.) [Deylemi]
(Geçimde iktisat etmek, peygamberliğin yirmide biridir.) [Ebu
Davud]
(İktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir.) [Bezzar]
Rızk için endişe
İnsan, rızk için endişeye düşüp sıkıntıya girmemelidir! Her mümin, rızkı
Allah’ın verdiğine inanıp, Ona güvenmelidir. Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Elbette O,
kullarının her hâlini bilir. O, her şeyi çok iyi görür. Geçim endişesi ile
çocuklarınızı öldürmeyin! Onların da, sizin de rızkınızı veren biziz. Onları
öldürmek gerçekten büyük günahtır.) [İsra 30, 31]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ey insanlar, rızkınızı güzel yollardan arayın! Herkes takdir edilenden
fazla rızka kavuşamaz. Takdir edilen rızka kavuşup onu yemedikçe de dünyadan
göçmez. İstemese de rızkı kendine verilir.) [Hakim]
(Cebrail aleyhisselam bildirdi ki, rızkını yemeden kimse ölmez. Öyle ise
Allah’tan korkun, rızkınızı güzel yollardan arayın!) [Hakim]
Peygamber efendimiz, (Eğer Allah korkusunu kendinize sermaye
edinirseniz, rızkınız, ticaretsiz ve sermayesiz gelir) buyurup şu
mealdeki âyet-i kerimeyi okudu: (Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir
çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir.) [Taberani-
Talak 2,3]
Yalan ve cimrilik
Sual: Bir hadis-i şerifte, (Her işittiğini söylemek yalan
olarak yeter. Hakkımın zerresinden vazgeçmem demek de cimrilik olarak
yeter) deniyor. Her işitilen doğru olsa da mı yalan oluyor? Bir de
hakkını almak, niye cimrilik oluyor?
CEVAP
Her duyduğunu söyleyen, duyduğunu yanlış anlamış olabilir, ilave çıkarma
yapabilir, neticede yanlış şeyler söyler. Çok söyleyenin her sözü mubah olsa
bile, malayani ile uğraşmak caiz olmaz. Onun için her işittiğini söylemek
çeşitli sebepler yüzünden caiz değildir. Çok söz hakkında çok söz vardır.
Birkaçı şöyledir:
Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz.
Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyandır.
Çok konuşmak dostluğu bozar.
Çok konuşanın gafı da çok olur.
Söz gümüşse sükût altındır.
Konuşmakla ilgili birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Çok konuşan çok yanılır.) [Taberani]
(Dilini tutan kurtulur.) [Tirmizi]
(Rahat isteyen sussun!) [Ebu-ş-şeyh]
(Selamet isteyen, dilini tutsun!) [İ.Ebid-dünya]
(Susmak, hikmettir.) [Deylemi]
(En makbul amel dilini tutmaktır.) [Taberani]
(Dilini tutan, şeytanı mağlup eder.) [Taberani]
(Sükût eden bir mümine yakın olun! O hikmetsiz değildir.) [İbni
Mace]
(Kurtuluş için dilini tut.) [Tirmizi]
(Kişiyi Cehenneme sürükleyen dilidir.) [Tirmizi]
(Dilini tutmayan, tam imana kavuşamaz.) [Taberani]
(Çok konuşmak kalbi karartır.) [Beyheki]
(Kusurların çoğu dildendir.) [Taberani]
(En iyi şey, dilini tutmaktır.) [Taberani]
Cimrilik, verilmesi gerekeni vermemektir. Zerre haktan vazgeçmeyen kimse, nasıl
gönül rahatlığı ile zekâtını verebilir? Sadaka verebilir? Muhtaçlara ihsanda bulunabilir
ki? Cimrilikten ve cimriliğe yol açan şeylerden sakınmalıdır. Birkaç hadis-i
şerif meali:
(Her sabah bir melek, "Ya Rabbi, infak edene bol karşılık ver"
der, bir melek de, "Cimrilik edenin malını helak et" diye dua
eder.) [Buhari]
(Allahü teâlâ katında cömert cahil, cimri âlimden daha üstündür. Çünkü
cimrilik en ağır hastalıktır.) [Dare Kutni]
(Aman cimrilikten son derece sakının! Sizden öncekileri cimrilik helak
etti.) [Müslim]
Demek ki çok konuşmak yalana sebep olur, hakkın zerresinin peşinde koşmak da
cimriliğe yol açar.
Cimrinin malı, kendine yâr olmaz
Sual: Halk arasında, cimrinin malı kendine yâr olmaz diye bir söz vardır. Bu
sözün aslı var mıdır?
Cevap: Cimri diye, malının zekatını, tarlasından kaldırdığı mahsulünün
uşrunu, Ramazan ayında sadakayı fıtrını vermeyen, vacip olduğu hâlde kurbanını
kesmeyen ve çoluk çocuğunun nafakasını kazancına göre yapmayan kimseye denir.
Böyle olan kimseler hakkında hazret-i Ebu Bekir buyuruyor ki:
“Cimrilerin malı, yedi beladan birine uğrar. Miras yiyen bir varisi, malını
israf eder, onu Allahü teâlânın taatinden başka yerde harcar. Veya Allahü teâlâ
o cimrinin üzerine bir zalimi musallat eder ve onun malını, onu hor ve zelil
ettikten sonra alır. O cimriyi bir şehvet, arzu harekete getirir ki, o şehvet
ile uygunsuz işler yaparak malını telef eder. Onda bir düşünce meydana gelir,
öğünmek için bir bina yapar veya faydasız bir harabeyi tamir eder, malını
onlara sarf eder. Ya da dünya afetlerinden bir afet peyda olur. Malı suda gark
olur, hırsız çalar veya ona daimi bir dert erişir, malını doktorlara yedirir.
Yahut da, malını bir mekânda, bir yerde saklar ve sonra da unutur.”