Dördüncü Mehmed Han
Dördüncü Mehmed Han
Osmanlı padişahlarının on dokuzuncusu, İslam halifelerinin seksen dördüncüsüdür. Babası Sultan İbrahim Handır. 1648 de padişah oldu.
Dördüncü Mehmed Han devrinde esaslı ıslahatlar yapılıp, İstanbul’da ve ülke içinde asayiş sağlandı.
Ordu ve donanma kuvvetlendirildi. Çanakkale Boğazı girişine kadar gelen Venedik ve diğer Hristiyan devletlerin gemileri, 19 Temmuz 1657 de kaçırıldı. Bozcaada ve Limni düşman işgalinden kurtarıldı. Asi Erdel prensi üzerine sefere çıkılarak, 1 Eylül 1658 de Yanova Kalesi ele geçirildi. Erdel, harp tazminatı vermeyi ve on beş bin altınlık vergiyi, kırk bin altına çıkarmayı kabul etti. Kırım Hanı Mehmed Giray, Rusları 12 Temmuz 1659 da Konotop’ta mağlup ederek, elli bin esir alıp, yüz yirmi bin Rusu imha etti.
Dördüncü Mehmed Han, Köprülü Mehmed Paşanın iç ve dış işlerindeki başarılı icraatlarını takdir ederek, onun vefatından sonra oğlu Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşayı, 30 Ekim 1661 de Sadrazamlığa tayin etti. Osmanlı hududunu ihlal eden Avusturyalılar üzerine 12 Nisan 1663 de sefer açılarak, Serdar-ı ekremliğine Fazıl Ahmed Paşa getirildi. 1663 de başlayan Avusturya harpleri, 10 Ağustos 1664 Vasvar Antlaşmasıyla neticelendi.
Arazi bakımından olduğu gibi askeri ve siyasi yönden de kârlı çıkılan Avusturya Seferinden sonra, 1666 yılında Girit Seferine çıkıldı. Fazıl Ahmed Paşa, Girit Adasının Kandiye Kalesini kuşatırken, fethin gecikmesi üzerine, Sultan Dördüncü Mehmed Han, 18 Ağustos 1668 de sefere çıktı. Sultan Mehmed Han Girid’e geçmek üzere Eğriboz’a giderken, Kandiye’nin fethi haberi verilince geriye döndü.
Lehistan Kralının, Osmanlı himayesini kabul eden Ukrayna Kazaklarına saldırması üzerine, Lehistan’a sefer açıldı. 4 Haziran 1672 tarihinde Birinci Lehistan Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Han, 27 Ağustosta Kamaniçe’nin teslim alınması neticesinde Osmanlı ordusuyla birlikte süratle Podolya’ya girdi. Lehistan Kralı anlaşma istedi. 18 Ekim 1672 Bucaş Antlaşmasına göre; Podolya Osmanlı Devletine, Ukrayna Türk himayesini kabul eden Kazak Beyine verilecekti. Lehistan, yıllık 220.000 altın vergi vermeyi kabul etti. Papa ile Almanya’nın yardım teklifi üzerine tesir altında kalan Lehistanlılar, Bucaş Antlaşmasını ihlal ettiler. 7 Ağustos 1673 de İkinci Lehistan Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Hanın Ukrayna’ya girmesiyle Lehliler, tekrar anlaşma istediler. 27 Ekim 1676 Zorawno Antlaşmasıyla Podolya ile Ukrayna Osmanlı Devletine bırakıldı.
Sultan Dördüncü Mehmed Han, Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşanın 1676 Kasım ayı başında vefatıyla Merzifonlu Kara Mustafa Paşayı sadrazamlığa getirdi. 1677 de Ukrayna’nın Rus istilasına uğramasıyla, Lehistan serdarı İbrahim Paşa ile Kırım Hanı Selim Giray, Kazakların merkezi olan Çehrin Kalesini kuşattılar. 1678 baharında Rusya Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Han, yol üzerindeki Silistre’den sonra yerine sadrazam Mustafa Paşayı gönderdi. İki yüz bin Rus, Alman, Kazak ve diğer milletlerden meydana gelen müttefik düşman kuvvetlerinin müdafaa ettiği Çehrin Kalesi, Osmanlı ordusunun yaptığı şiddetli taarruzlara dayanamayarak, 1677 yılı Ağustos ayının 20/21. günü gecesi düştü. Şiddetli topçu ateşi sebebiyle kalede çıkan yangında düşman ordusu, yanarak veya can havliyle atladıkları nehirde boğularak yok oldu.
1680 yılında Rusların harp hazırlıkları haberi alındığında Dördüncü Mehmed Han 29 Ekim 1680 de İkinci Rus Seferine çıktı. Osmanlı seferinden çok korkan Ruslar, Sultanın Edirne’ye gelmesiyle, Kırım Hanı Murad Giray vasıtasıyla anlaşma istediler. 11 Şubat 1681 de imzalanan Osmanlı-Rus Antlaşmasına göre; iki devlet arasında Özi Nehri hudut kesildi. Avusturya Kralının Macar milliyetçilerini imha hareketine karşı, Macarlar, Osmanlılardan yardım istedi. Sultan Mehmed Han, 9 Ocak 1682 de Macar milliyetçilerinin lideri Tökeli İmre’yi Orta Macaristan Kralı tanıdı. Mehmed Han Tökeli İmre’ye mücevher bir topuz, Budin Beylerbeyliğine de Hatt-ı Hümayun göndererek yardım edilmesini ve yeni krallığın Avusturyalılardan kurtarılmasını emretti. Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa, Tökeli İmre’nin yardım istemesiyle, 27 Temmuz 1682 de, Orta Macar Seferine çıktı. 15 Ağustos 1682 de Orta Macaristan’ın merkezi olan Kaşa Kalesi fethedilerek, Tökeli İmre, Macar milliyetçilerinden on iki bin gönüllü askeriyle krallık tahtına oturtuldu.
Yabancı devletlere karşı tavizsiz bir siyaset takip eden Vezir-i azam Kara Mustafa Paşa, Fransız gemilerinin Sakız Adasında küstahca davranmasını protesto ederek, Fransa Kralından tazminat aldı. Avusturya’nın tekrar tekrar antlaşma istemesine rağmen, devamlı tecavüzkâr bir siyaset takip etmesi üzerine, Dördüncü Mehmed Han, 12 Ekim 1682 de sefere çıktı. Avusturya Seferinde Sultanın Belgrad’da kalmasıyla, Sadrazam Kara Mustafa Paşaya Serdar-ı ekremlik vazifesi verildi. Papalığın Avusturya’ya yardım ederek Lehistan’la ittifak kurması üzerine, 27 Haziran 1683 tarihindeki Harp meclisinde Viyana’nın fethine karar verildi. 14 Temmuz 1683 de Avusturya’nın merkezi Viyana Osmanlılarca ikinci defa kuşatıldı. Serdar-ı ekrem Kara Mustafa Paşanın Viyana kuşatmasını kaldırıp, geri çekilmesiyle, 15 Aralık 1683 de sadrazamlığa Kara İbrahim Paşa tayin edildi. Dördüncü Mehmed Han, Osmanlı Devletini en geniş hudutlara kavuşturmasından sonra, 1683 geri çekilişiyle mevzii harpler kazanılmasına rağmen Macaristan elden çıktı. Dalmaçya kıyıları ve Yunanistan, Venediklilerin tecavüzüne uğradı. Avrupa devletleriyle muharebeler, 26 Ocak 1699 tarihinde imzalanan Karlofça Antlaşmasına kadar devam etti. Antlaşmadan on iki yıl önce 8 Kasım 1687 tarihinde Dördüncü Mehmed Han tahttan indirilmişti. Otuz dokuz yıl Osmanlı sultanlığı yapan Dördüncü Mehmed Han, 6 Ocak 1693 tarihinde, vefatına kadar Edirne’de oturdu. Vefat edince İstanbul’a getirildi ve Yeni Cami yanındaki annesi Turhan Valide Sultanın türbesine defnedildi.
Osmanlı Devletinde Kanuni Sultan Süleyman Handan sonra en fazla tahtta kalan padişah Dördüncü Mehmed Handır. Yaratılışı icabı mutedil, kadirşinas, vefakâr olup, verdiği söze sadık bir şahsiyete sahipti. Ava, edebiyata, tarihe merakı olup, sohbet dinlemeyi severdi. Dindardı, beş vakit namazını cemaatla kılardı. İçkiyi ve imalatını yasakladı. Dine sonradan karıştırılan bütün hususların kaldırılması için uğraştı. Kahvehaneleri kapattırıp, oyuncu ve çalgıcıları İstanbul’dan uzaklaştırdı. Sadrazamlığı Köprülü ailesine verip, idarede serbest bıraktı. Ava merakından dolayı “Avcı” lakabı verildi. Zamanında Osmanlı Devleti en geniş hudutlarına kavuşarak, dünya siyasetinde faal rol oynadı.
Dördüncü Mehmed Han devrinde, kıymetli ilim adamları ve sanatkârlar yetişti. Her sahada kıymetli eserler yazıldı. Dördüncü Mehmed devrinde inşası tamamlanıp, ibadete açılan Yeni Cami, Osmanlı mimarisinin şaheserlerindendir. Yeni Cami yanındaki Mısır Çarşısı, bu camiye vakıf olarak yapılmıştı.
Dördüncü Mehmed Han devrinde esaslı ıslahatlar yapılıp, İstanbul’da ve ülke içinde asayiş sağlandı.
Ordu ve donanma kuvvetlendirildi. Çanakkale Boğazı girişine kadar gelen Venedik ve diğer Hristiyan devletlerin gemileri, 19 Temmuz 1657 de kaçırıldı. Bozcaada ve Limni düşman işgalinden kurtarıldı. Asi Erdel prensi üzerine sefere çıkılarak, 1 Eylül 1658 de Yanova Kalesi ele geçirildi. Erdel, harp tazminatı vermeyi ve on beş bin altınlık vergiyi, kırk bin altına çıkarmayı kabul etti. Kırım Hanı Mehmed Giray, Rusları 12 Temmuz 1659 da Konotop’ta mağlup ederek, elli bin esir alıp, yüz yirmi bin Rusu imha etti.
Dördüncü Mehmed Han, Köprülü Mehmed Paşanın iç ve dış işlerindeki başarılı icraatlarını takdir ederek, onun vefatından sonra oğlu Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşayı, 30 Ekim 1661 de Sadrazamlığa tayin etti. Osmanlı hududunu ihlal eden Avusturyalılar üzerine 12 Nisan 1663 de sefer açılarak, Serdar-ı ekremliğine Fazıl Ahmed Paşa getirildi. 1663 de başlayan Avusturya harpleri, 10 Ağustos 1664 Vasvar Antlaşmasıyla neticelendi.
Arazi bakımından olduğu gibi askeri ve siyasi yönden de kârlı çıkılan Avusturya Seferinden sonra, 1666 yılında Girit Seferine çıkıldı. Fazıl Ahmed Paşa, Girit Adasının Kandiye Kalesini kuşatırken, fethin gecikmesi üzerine, Sultan Dördüncü Mehmed Han, 18 Ağustos 1668 de sefere çıktı. Sultan Mehmed Han Girid’e geçmek üzere Eğriboz’a giderken, Kandiye’nin fethi haberi verilince geriye döndü.
Lehistan Kralının, Osmanlı himayesini kabul eden Ukrayna Kazaklarına saldırması üzerine, Lehistan’a sefer açıldı. 4 Haziran 1672 tarihinde Birinci Lehistan Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Han, 27 Ağustosta Kamaniçe’nin teslim alınması neticesinde Osmanlı ordusuyla birlikte süratle Podolya’ya girdi. Lehistan Kralı anlaşma istedi. 18 Ekim 1672 Bucaş Antlaşmasına göre; Podolya Osmanlı Devletine, Ukrayna Türk himayesini kabul eden Kazak Beyine verilecekti. Lehistan, yıllık 220.000 altın vergi vermeyi kabul etti. Papa ile Almanya’nın yardım teklifi üzerine tesir altında kalan Lehistanlılar, Bucaş Antlaşmasını ihlal ettiler. 7 Ağustos 1673 de İkinci Lehistan Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Hanın Ukrayna’ya girmesiyle Lehliler, tekrar anlaşma istediler. 27 Ekim 1676 Zorawno Antlaşmasıyla Podolya ile Ukrayna Osmanlı Devletine bırakıldı.
Sultan Dördüncü Mehmed Han, Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşanın 1676 Kasım ayı başında vefatıyla Merzifonlu Kara Mustafa Paşayı sadrazamlığa getirdi. 1677 de Ukrayna’nın Rus istilasına uğramasıyla, Lehistan serdarı İbrahim Paşa ile Kırım Hanı Selim Giray, Kazakların merkezi olan Çehrin Kalesini kuşattılar. 1678 baharında Rusya Seferine çıkan Dördüncü Mehmed Han, yol üzerindeki Silistre’den sonra yerine sadrazam Mustafa Paşayı gönderdi. İki yüz bin Rus, Alman, Kazak ve diğer milletlerden meydana gelen müttefik düşman kuvvetlerinin müdafaa ettiği Çehrin Kalesi, Osmanlı ordusunun yaptığı şiddetli taarruzlara dayanamayarak, 1677 yılı Ağustos ayının 20/21. günü gecesi düştü. Şiddetli topçu ateşi sebebiyle kalede çıkan yangında düşman ordusu, yanarak veya can havliyle atladıkları nehirde boğularak yok oldu.
1680 yılında Rusların harp hazırlıkları haberi alındığında Dördüncü Mehmed Han 29 Ekim 1680 de İkinci Rus Seferine çıktı. Osmanlı seferinden çok korkan Ruslar, Sultanın Edirne’ye gelmesiyle, Kırım Hanı Murad Giray vasıtasıyla anlaşma istediler. 11 Şubat 1681 de imzalanan Osmanlı-Rus Antlaşmasına göre; iki devlet arasında Özi Nehri hudut kesildi. Avusturya Kralının Macar milliyetçilerini imha hareketine karşı, Macarlar, Osmanlılardan yardım istedi. Sultan Mehmed Han, 9 Ocak 1682 de Macar milliyetçilerinin lideri Tökeli İmre’yi Orta Macaristan Kralı tanıdı. Mehmed Han Tökeli İmre’ye mücevher bir topuz, Budin Beylerbeyliğine de Hatt-ı Hümayun göndererek yardım edilmesini ve yeni krallığın Avusturyalılardan kurtarılmasını emretti. Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa, Tökeli İmre’nin yardım istemesiyle, 27 Temmuz 1682 de, Orta Macar Seferine çıktı. 15 Ağustos 1682 de Orta Macaristan’ın merkezi olan Kaşa Kalesi fethedilerek, Tökeli İmre, Macar milliyetçilerinden on iki bin gönüllü askeriyle krallık tahtına oturtuldu.
Yabancı devletlere karşı tavizsiz bir siyaset takip eden Vezir-i azam Kara Mustafa Paşa, Fransız gemilerinin Sakız Adasında küstahca davranmasını protesto ederek, Fransa Kralından tazminat aldı. Avusturya’nın tekrar tekrar antlaşma istemesine rağmen, devamlı tecavüzkâr bir siyaset takip etmesi üzerine, Dördüncü Mehmed Han, 12 Ekim 1682 de sefere çıktı. Avusturya Seferinde Sultanın Belgrad’da kalmasıyla, Sadrazam Kara Mustafa Paşaya Serdar-ı ekremlik vazifesi verildi. Papalığın Avusturya’ya yardım ederek Lehistan’la ittifak kurması üzerine, 27 Haziran 1683 tarihindeki Harp meclisinde Viyana’nın fethine karar verildi. 14 Temmuz 1683 de Avusturya’nın merkezi Viyana Osmanlılarca ikinci defa kuşatıldı. Serdar-ı ekrem Kara Mustafa Paşanın Viyana kuşatmasını kaldırıp, geri çekilmesiyle, 15 Aralık 1683 de sadrazamlığa Kara İbrahim Paşa tayin edildi. Dördüncü Mehmed Han, Osmanlı Devletini en geniş hudutlara kavuşturmasından sonra, 1683 geri çekilişiyle mevzii harpler kazanılmasına rağmen Macaristan elden çıktı. Dalmaçya kıyıları ve Yunanistan, Venediklilerin tecavüzüne uğradı. Avrupa devletleriyle muharebeler, 26 Ocak 1699 tarihinde imzalanan Karlofça Antlaşmasına kadar devam etti. Antlaşmadan on iki yıl önce 8 Kasım 1687 tarihinde Dördüncü Mehmed Han tahttan indirilmişti. Otuz dokuz yıl Osmanlı sultanlığı yapan Dördüncü Mehmed Han, 6 Ocak 1693 tarihinde, vefatına kadar Edirne’de oturdu. Vefat edince İstanbul’a getirildi ve Yeni Cami yanındaki annesi Turhan Valide Sultanın türbesine defnedildi.
Osmanlı Devletinde Kanuni Sultan Süleyman Handan sonra en fazla tahtta kalan padişah Dördüncü Mehmed Handır. Yaratılışı icabı mutedil, kadirşinas, vefakâr olup, verdiği söze sadık bir şahsiyete sahipti. Ava, edebiyata, tarihe merakı olup, sohbet dinlemeyi severdi. Dindardı, beş vakit namazını cemaatla kılardı. İçkiyi ve imalatını yasakladı. Dine sonradan karıştırılan bütün hususların kaldırılması için uğraştı. Kahvehaneleri kapattırıp, oyuncu ve çalgıcıları İstanbul’dan uzaklaştırdı. Sadrazamlığı Köprülü ailesine verip, idarede serbest bıraktı. Ava merakından dolayı “Avcı” lakabı verildi. Zamanında Osmanlı Devleti en geniş hudutlarına kavuşarak, dünya siyasetinde faal rol oynadı.
Dördüncü Mehmed Han devrinde, kıymetli ilim adamları ve sanatkârlar yetişti. Her sahada kıymetli eserler yazıldı. Dördüncü Mehmed devrinde inşası tamamlanıp, ibadete açılan Yeni Cami, Osmanlı mimarisinin şaheserlerindendir. Yeni Cami yanındaki Mısır Çarşısı, bu camiye vakıf olarak yapılmıştı.