Ziyafetlere, davetlere, mesela düğün yemeğine gitmek vacip mi, sünnet mi? Davet edilince, gitmemek günah mıdır?

Davete gitmeli mi?

CEVAP
(Buhari)deki hadis-i şerifte, (Davete icabet etmeyen, Allah ve Resulüne isyan etmiştir) buyuruluyor. Âlimler bu hadis-i şerifi açıklamış, her çeşit davete icabet etmenin vacip değil, sünnet olduğunu bildirmişlerdir. (Menahic-ül-ibad)

Düğün yemeğine çağırılınca gitmek de sünnettir. Bazı âlimler vacip demişlerdir. Yalnız, günah işlenmiyorsa gitmek sünnettir. Şartlardan biri noksan olan ziyafete gitmek sünnet değildir.

Mesela, yemek riya ve şöhret için değilse, helal maldan hazırlanmışsa, içki, çalgı ve benzeri günah olan şeyler yoksa, zengin-fakir ayrımı yapılmadan herkes davet edilmişse, böyle davete, sünnet olduğunu düşünerek gitmeli, karın doyurmayı ve başka şeyleri düşünmemelidir.

Süfyan-ı Sevri hazretleri buyuruyor ki:
(Allah rızası için niyet etmeden yemeğe davet edene, bir günah yazılır. Böyle niyet etmeden gidene de, iki günah yazılır)

Günümüzün düğünleri
Sual: Günümüzün düğünleri genelde, müzikli ve kadın erkek karışık oluyor. Ailem (Biz gitmezsek, onlar da bizim düğünümüze gelmez) diyerek gitmeye çalışıyorlar. Ne yapmalıyız?
CEVAP
Onlar da bize gelmez diye dinimizden taviz vermemeli. Hâlıka isyan olan işte, insanlara uymamalı. İnsanların rızasını Allahü teâlânın rızasından üstün tutmamalı. Dost düşman tavrımızı bilmeli. Zamanla insanlar dine uygun düğün yapmaya da alışır. Eskiden kapalı milletvekili, kapalı memur, kapalı öğrenci görmek mümkün değildi. Turgut Özal, Cumhurbaşkanı olunca (Bulunduğu makam yüzünden namaza gitmez) deniyordu. Gazeteciler cuma günü caminin önünde toplandılar. Özal namaza gelince (Vay be, Özal makam falan dinlemedi namaza da geldi) dediler.

Şimdi Cumhurbaşkanı namaza gitse, hiç yadırganmıyor. Müslümanlar dinden taviz vermezlerse, Müslümanlığa uygun düğünler de yadırganmaz. (Bunlar Müslüman, düğünü böyle yapıyor) derler. Herkes buna da alışır. İnsanlar yadırgayacak diye, Allah'ın emrinden taviz verilmemelidir.

Her davete gidilir mi?
Sual: Davet edilen yere gitmenin lazım olduğu söyleniyor, anlatılıyor ve yazılıyor. Peki her davet olunan yere gidilir mi?
Cevap:
 Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbat kitabında buyuruyor ki:
“Müslümanların haklarını gözetmek lazımdır. Hadîs-i şerifte; (Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: Selamına cevap vermek, hastasını yoklamak, cenazesinde bulunmak, davetine gitmek ve aksırıp 'elhamdülillah' diyene, 'yerhamükellah' diyerek cevap vermek) buyuruldu. Fakat, çağırılan yere gitmek için, şartlar vardır. İhyâ kitabında diyor ki; “Yemek şüpheli ise, sofrada ipek kumaş, altın, gümüş varsa, tavanda ve duvarlarda canlı resimleri varsa, çalgı çalınıyorsa, oyun oynanıyorsa, böyle olan yere gidilmez. Zalimin, bidat sahibinin ve kötü kimselerin, öğünmek için çok para harcamış olanın davetine de gidilmez.” Şir'at-ül-islâm kitabında; “Riya, gösteriş için yapılan davete gidilmez” deniyor. Muhît kitâbında da; “Oyun oynanan, çalgı çalınan, Müslümanlar çekiştirilen, içki içilen davete gidilmez” denmektedir. Metâlib-ül-mü'minîn kitabında da böyle yazılıdır. Böyle mâniler bulunmayan davete gitmek lazımdır.” İbni Âbidînde de deniyor ki:
“Haram olan şeyler, odada ise gidilir. Sofrada ise gidilmez. Bilmeyerek gidildiyse, kalbi ile beğenmeyerek oturulur veya bir bahane ile geri dönülür. Çünkü haram işlememek için, sünnet terk edilir. Gıybet söylemek veya dinlemek, çalgıdan ve oyundan daha büyük günahtır. Söz ve makam sahibi ise, sofrada günaha mâni olmalı veya geri dönmelidir.”