Kur’anda ehl-i kitabın kâfir olduğu bildirilmiyor mu?
Ehl-i kitabın durumu
CEVAP
Kur’an-ı kerimde, Ehl-i kitabın kâfir olduğunu bildiren âyet-i kerimelerden
bazıları şöyledir:
(İbrahim ne Yahudi, ne de Hristiyandı. O Allah’ı tanıyan doğru bir Müslüman
idi.) [Al-i İmran 67] (Her peygamber gibi Hazret-i İbrahim de Müslüman
idi. Ehl-i kitap hak olsa idi, böyle denmezdi.)
(“Yahudi veya Hristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız” diyenlere de ki:
“Aksine biz, hanif [doğru olan] İbrahim’in dinine uyarız.”)[Bekara
135] (Ehl-i kitap hak olsa idi, sözleri reddedilmezdi. Hazret-i İbrahim’in dini
olan İslam’a uyan kurtulur.)
([Ehl-i kitap] "Yahudi ve Hristiyanlar hariç hiç kimse
Cennete girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru
söylüyorsanız delilinizi getirin." Hayır onların dedikleri gibi
değildir.) [Bekara 111,112] (Şu halde Ehl-i kitabın iddiaları
kuruntudur, gerçek değildir.)
(Yahudiler, Üzeyr’e, Hristiyanlar da Mesih’e Allah’ın oğlu dediler. Daha
önceki kâfirlerin [“melekler Allah'ın kızlarıdır” diyenlerin]sözlerine
benziyor. Allah onları kahretsin! Nasıl da sapıtıyorlar.) [Tevbe 30]
(Ehl-i kitap kâfir olduğu için lanete uğradı.)
(Ehl-i kitap [İslam’a] iman edip, [kötülüklerden] sakınsalardı,
kötülüklerini örter ve onları nimetleri bol Cennete sokardık.) [Maide
65] (Ehl-i kitap hak olsa idi, imana davet edilmezdi.)
(Ey iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin! Onlar, [İslam
düşmanlığında] birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur.
Allah, [kâfirleri dost edinip kendine] zulmedenlere hidayet
etmez.) [Maide 51] (Ehl-i kitap hak olsa, onlara dost olana kâfir
denir miydi?)
[Ey habibim, Ehl-i kitaba] de ki: (Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun
ki Allah da sizi sevsin.) [Al-i İmran 31] (Yani Ehl-i kitap,
Resulullaha iman etmedikçe, Allah onları sevmez.)
(De ki: “Ey Ehl-i kitap, gelin aramızda şu müşterek söze uyalım: “Ancak
Allah’a kulluk edelim, Ona şirk koşmayalım, Allah’ı bırakıp insanları Rabler
edinmeyelim” Yine de, yüz çevirirlerse, “Şahit olun ki, biz Müslümanız” deyin!) [Al-i
İmran 64] (Ehl-i kitap kâfir olduğu için, onlara biz Müslümanız deyin
buyuruluyor.)
([Senden önce peygamberlere] iman edenler, Yahudi, Hristiyan ve
sabiinlerden Allah’a ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette
Rablerinin katında mükafatlar vardır.) [Bekara 62] (Hazret-i Musa
zamanında, ona inanan Yahudiler ve Hazret-i İsa zamanında ona inanan
Hristiyanlar, elbette Cennete gidecektir. Çünkü, bütün peygamberler gibi
Hazret-i Musa da, Hazret-i İsa da Müslüman idi.)
Bu vesikalara rağmen, (Muhammedün Resulullah demeye lüzum yok) diyenler
çıkarsa, bunların cahil değil, sinsi birer misyoner olduklarında şüphe kalmaz.
Sual: Bir Yahudi’ye veya Hristiyan’a hacı demek caiz midir? Bir de,
Müslümanlığı kötülemeyen bir Hristiyan’a, İsevi Müslüman denir mi?
CEVAP
Hacı, İslam’ın hac şartını eda eden Müslümana denir, gayrimüslime hacı denmez.
Müslümana kâfir demek küfür olduğu gibi, gayrimüslime de Müslüman demek küfür
olur. Bir insan ya Müslümandır veya kâfirdir. Hem kâfir, hem Müslüman olmaz.
Müslüman Hristiyan veya Hristiyan Müslüman olmaz. Hristiyanlar için de, İsevi
demek yanlıştır. Şimdi İsevi ve Musevi yoktur.
İnsanların en kötüsü
Sual: Beyyine sûresinin altıncı âyetinde, ehl-i kitabın [Yahudilerle
Hristiyanların] insanların en kötüsü olduğu bildiriliyor? Ehl-i kitab, ateistlerden
de mi kötüdür?
CEVAP
Sadece ehl-i kitab değil, o âyet-i kerimede müşrikler de geçiyor. Şirk,
Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye müşrik denir.
Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü şirktir. Bir şeyin her
çeşidini bildirmek için, çok defa, bunların en büyüğü söylenir. Bunun için,
âyet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde geçen şirk, her çeşit
küfür demektir.
Bütün küfürler şirkin içine girdiği gibi, Ehl-i kitab da, müşriklerin içine
girmektedir. Böyleyken, onların kâfir olduklarının ayrıca bildirilmesinin
elbette hikmetleri vardır. Belki Ehl-i kitab kâfirlerini, mümin zanneden
çıkabilir. Nitekim (Ehl-i kitabın içinde takva sahipleri de vardır) diyenler de
vardır.
Ehl-i kitab ve hak din
Sual: (Kur’anı ve onun Peygamberini dışlayarak tevhid inancına ve
salih amele ulaşmak imkânsız gibi olduğu için, bir kısmı hak yolda ise de,
bugün Ehl-i kitabın büyük çoğunluğu, tevhitten veya salih amelden
uzaklaşmıştır) diyenler oluyor. Ehl-i kitap bâtıl yolda değil midir?
CEVAP
Ehl-i kitab, tek bir yaratıcıya inansa da, salih ameller işlese de, mesela
namaz kılsa, oruç tutsa ve cami yapsa da, Müslüman olmadıkça hiç faydası olmaz.
İşte bir âyet-i kerime meali:
(Kâfirlerin cami yapmaları ve [hayır olarak yaptıkları] diğer
bütün amelleri, boşa gidecek, Cehennemde sonsuz kalacaklar.) [Tevbe
17]
Müslümana kâfir diyenin kendisi kâfir olduğu gibi, kâfire de Müslümandır,
cennetliktir demek küfürdür. İslamiyet gelince, önceki bütün dinler yürürlükten
kalktı. Hiç değişmemiş, bozulmamış bile olsa, artık bunlarla amel etmek caiz
değildir. Üç âyet-i kerime meali de şöyledir:
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Âl-i
İmran 85]
(Kimi, ona [Muhammed aleyhisselama] iman etti, kimi ondan
yüz çevirdi. Bunlara da çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr edip
kâfir olanları ateşe atacağız.) [Nisa 55, 56]
Gayrimüslimlerin yeri
Sual: (Hristiyanların cehenneme mi, yoksa cennete mi gideceğini bilemeyiz.
Bu Allah’ın takdirine kalmıştır, dilerse cennetine koyar) diyenler oluyor.
Dinimiz kimlerin cennete, kimlerin cehenneme gideceğini açıkça bildirmemiş
midir?
CEVAP
Elbette bildirmiştir. Gayrimüslim için (Allah dilerse cennete koyar) veya
(Resulullahın sözü geçersizdir) denmez. Yahut (Allah’ın Kur’andaki sözleri
tarihseldir, o zamanki kâfirler içindi) denmez. Allahü teâlâ, gayrimüslimleri
yani Müslüman olmayan herkesi cehenneme koyacağım diyor. Resulullah da aynısını
bildiriyor. Buna inanmamak küfür olur. Allahü teâlâ gayrimüslimlerin cehenneme
gideceğini bildirdiğine göre, Allah’ın takdirine kalmış denemez. Bu Allah’ın
verdiği sözden dönebileceği anlamına gelir. Hâlbuki Allahü teâlâ verdiği sözden
dönmez. İki âyet-i kerime meali:
(Allah asla sözünden dönmez.) [Âl-i İmran 9, Zümer 20, Rad 31]
(Allah vaadinden dönmez.) [Rum 6]
Gayrimüslimlerin de cennete girebileceğini söylemek şu âyet-i kerimeyi de inkâr
olur:
(Elbette, ehl-i kitap olsun, müşrik olsun, bütün kâfirler Cehennem
ateşindedir. Orada ebedi kalırlar. Onlar yaratılmışların en kötüsüdürler.) [Beyyine
6]
Şu hadis-i şerifi de inkâr etmiş olur:
(Cennete sadece Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]
Kâfirlikte şüphe
Sual: Gayrimüslimlerin kâfir olduklarında şüphe eden de kâfir olur mu?
CEVAP
Evet, bütün gayrimüslimlerin, Cehennemde sonsuz azap çekeceğinde şüphe eden de
kâfir olur. Bir Hristiyan’ı, bir Yahudi’yi ve başka bir gayrimüslimi kâfir
kabul etmeyen kimsenin kâfir olacağında şüphe eden kimsenin de kâfir olacağını,
İslam âlimleri söz birliğiyle bildirdiler.(Bezzaziyye, Dürr-ül-muhtar,
Şifa-i şerif, Ravda, El-A’lam)
Kâfir olmasında şüphe eden de kâfir olunca, onu [gayrimüslimlerin Cennete
gideceğini söyleyeni] Müslüman bilenin nasıl olacağını ve hele onu, İslam
âlimlerini öven kelimelerle övenin nasıl olacağını düşünmelidir. Böyle
kimseleri İslam âlimi sananların ve bunların küfür saçan sözlerini, yazılarını
övenlerin, yayanların kâfir olacaklarını iyi anlamalıdır. Övmek, yaymaya
çalışmak ve reklamını yapmak, razı olmayı, beğenmeyi gösterir. Küfre rıza,
küfür olur. Küfre rıza demek, kâfirin küfür üzere kalmasını istemek değildir.
Onun küfrünü beğenmek demektir. (F. Bilgiler)
Ehl-i kitabın kurtulması
Sual: Maide suresinin 68. âyetinde mealen, (Ey Ehl-i Kitab!
Siz Tevrat’a, İncil’e ve Rabbinizden size indirilen Kur’ana uymadıkça, doğru
yol üzerinde değilsiniz. And olsun, sana Rabbinden indirilen bu Kur’an,
onlardan birçoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. O halde kâfirlerin
azgınlığına karşı üzülme!) deniyor. Burada Ehl-i kitaba kendi
kitaplarına uymaları bildirilmiyor mu?
CEVAP
Hayır. Aksine Kur’an-ı kerime iman edip, ona uymaları emrediliyor.
Kur’an-ı kerimin muhatabı Peygamber efendimizdir. Onu doğru açıklayan da,
hadis-i şeriflerdir. İşte Peygamber efendimiz Kur’an-ı kerimi
açıklayarak, (Beni duyup da iman etmeyen Yahudi ve Hristiyanlar,
elbette Cehenneme girecektir) buyuruyor. (Hâkim)
İmam-ı Kurtubi hazretleri de buyuruyor ki:
İbni Abbas hazretlerinin bildirdiğine göre, Yahudilerden bir topluluk
Resulullah efendimize gelip, (Sen, Tevrat’ın Allah’tan gelmiş hak bir kitap
olduğunu kabul etmiyor musun?) diye sordular. Peygamberimiz, (Elbette,
kabul ediyorum) diye cevap verdi. Bunun üzerine Yahudiler, (Biz de ona
iman ediyoruz, fakat onun dışındakilere iman etmiyoruz) dediler. Bunun üzerine,
bu âyet-i kerime nazil oldu. Burada, (Her iki kitapta [Tevrat’ta
ve İncil’de] yer alan ve geleceği bildirilen Muhammed aleyhisselam’a
iman edip, her iki kitabın belirttiği bu hüküm gereğince de amel etmedikçe,
iman etmiş olmazsınız)deniliyor. Ebu Ali el-Farisi de, (Bu âyet-i
kerime, Tevrat ve İncil’in nesh edilmeden önceki halleri hakkındadır) demiştir. (Cami’ul
Ahkâm)
Âyet-i kerimenin sonunda, Ehl-i kitab kâfir olduğu için, (Kâfirlerin
azgınlığına karşı üzülme!) deniyor. Ehl-i kitabın kâfir olduğu başka
âyet-i kerimelerde de bildiriliyor.
Takva sahibi (!) papaz
Sual: Bir tanıdık, (Ben Avrupa’ya gittim. Papazlarla ve
rahiplerle görüştüm. Haramlardan sakınıyorlar, yani çok takva ehli zatlardır.
Hayırlarına ve hasenatlarına diyecek yoktur. Bizde öyle Müslümanlara
rastlanmaz) diyor. Takva ehli olmak için Müslüman olma şartı yok mu?
CEVAP
Elbette vardır. Müslüman olmayana gayrimüslim denir. Bütün gayrimüslimlerin
kâfir olduğunu bizzat Allahü teâlâ ve Resulü bildiriyor. Bir âyet-i kerime
meali şöyledir:
(Ehl-i kitab [Yahudi ve Hristiyan] olsun veya müşrik olsun
bütün kâfirler, Cehennemde ebedî kalırlar.) [Beyyine 6]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni duyup da, bana inanmayan Yahudi ve Hristiyanlar, muhakkak Cehenneme
girecektir.) [Hâkim]
Kâfir içki içmese de, zina etmese de, hattâ namaz kılsa, oruç tutsa da, çok
büyük camiler yaptırsa da, zerre kadar faydası olmaz. Üç âyet-i kerime meali
şöyledir:
(Kâfirlerin iyi işleri engin çöllerde görünen seraba benzer. Susayan kimse
onu uzaktan su sanır, ama yanına varınca, umduğunu bulamaz.) [Nur 39]
(Kâfirlerin faydalı işleri fırtınalı bir günde rüzgârın savurduğu küller
gibidir. Âhirette o işlerin hiç faydası olmaz.) [İbrahim 18]
(Kâfirlerin [iyi olarak] yaptığı bütün işler, Kıyamette
boşa gider.)[Tevbe 17]
(Papazlar takva ehlidir) diyenler, ya İslamiyet’i bilmiyorlar veya art
niyetli kimselerdir.
Ehl-i kitabın seçkin yeri
Sual: (Kur’an-ı kerimde, Ehl-i kitabın yani Yahudilerle
Hristiyanların, diğer gayrimüslimlere göre daha seçkin yeri vardır. Bunun için,
imamların, papaz ve hahamlarla diyalog kurarak bir araya gelmeleri, ateizme
yani dinsizliğe karşı mücadele için işbirliği yapmaları farzdır) deniyor.
Kâfilerle nasıl bir işbirliği yapılabilir? Kur’anda, Ehl-i kitabın nasıl seçkin
bir yeri vardır?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde Ehl-i kitabın seçkin yerinden kasıt, onlar için seçilen yer
denmek isteniyorsa, bu konuda bir âyet-i kerime meali:
(Elbette, Ehl-i kitabdan [Yahudi ve Hristiyan] olsun,
müşriklerden olsun bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar.
Onlar mahlûkların en kötüsüdür.) [Beyyine 6]
Demek ki Ehl-i kitab için Allahü teâlâ tarafından seçilen yer, Cehennemdir.
Onlar için sıfat olarak da, “kâfir” ve “mahlûkların en kötüsü” tabirlerini
seçmiştir. Dolayısıyla, adına (Ehl-i kitab) denilen kâfirlerle işbirliği içine
girmek kadar tehlikeli ne olabilir?
Kur’an-ı kerimde, mahlûkların en kötüsü denirken, onlarla yakınlaşmanın ne
faydası olacak? Yani kâfirlerle işbirliği yapıp, ateistleri Ehl-i kitap [Yahudi
veya Hristiyan] yapmanın Müslümanlığa faydası ne? Bir hadis-i şerif:
(Beni duyup da, bana inanmayan Yahudi ve Hristiyanlar, muhakkak Cehenneme
girecektir.) [Hâkim]
Yine din kitaplarında bildiriliyor ki:
Ehl-i kitabın hepsi kâfirdir. (Fetava-i Hindiyye)
Bugünkü Hristiyanlar ehl-i kitap mıdır?
Sual: Zamanımızdaki Hristiyanların bazısının müşrik olduğunu, ehl-i kitap
olmadığını söyleyenler oluyor. Gerçekten böyle midir?
Cevap: Hıristiyanlar, resimlere, heykellere tazim, hürmet edip secde
ediyorlar, yalvarıyorlar. Bunların bir kısmı, ellerindeki İncillere,
"Tanrının hazret-i İsa’ya gönderdiği kitaptır" diyorlar. Hazret-i
İsa, Tanrının resulüdür, onu çok seviyor, her istediğini yaratıyor, babanın
oğlunu çok sevdiği için, Tanrıya baba, hazret-i İsa’ya oğul diyorlar.
Kendilerine şefaat etmesi için, hazret-i İsa’ya yalvarıyorlar. Bunlara Ehl-i
kitap denir, müşrik değildirler. Hıristiyanların ikinci kısmı, hazret-i İsa’da
ülûhiyyet yani ilahlık sıfatları vardır, babası gibi, her dilediğini yaratır,
ebedi, ezeli olarak diridir diyorlar. Böyle inanarak yalvarmaya, ibadet etmek denir
ki, bu hal Şirk olur. Bu şekilde inanana da Müşrikdenir.
İbadet olunan resimler, heykeller, haçlar da put olmaktadır.