Eshab-ı kiramın her sözü senettir
Eshab-ı kiramın her sözü senettir
Sual: Eshab düşmanları diyor ki: (Bir hadisi Ali, imam-ı Hasan, imam-ı Hüseyin, Selman, Ebu Zer, Miktad ve Ammar bin Yaser rivayet ederse muteberdir, başkalarının sözüne itibar edilmez. Çünkü Peygamber, (Benden rivayet olunan hadisler, dört kimseden zahir olabilir. Onların beşincisi yoktur. Başkaları münafıktır) buyurdu. Bu münafıkları Müslümanlar başına getirdiler. Eshabın hiçbiri, Resulullaha sual soramazdı. Çünkü sual sormak âyetle yasak edilmişti. Yalnız Hazret-i Ali sorardı.)
CEVAP
Ehl-i sünnet âlimleri tefsir ve hadis bilgisini, dört halife içinden, en çok Hazret-i Ali’den almıştır. Çünkü, üç halife önce vefat etti. Hazret-i Ebu Bekir, ilk imana geldiği, dini yaymakla vakit geçirdiği, ahkam-ı islamiyeyi ve Müslümanların işlerini yapmaya uğraştığı için, kendinden gelen haberler az oldu. Bundan dolayı, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu, bilgilerini Hazret-i Ali’den aldı. Hazret-i Ali: (Benden istediğinizi sorunuz! Her âyet, gece mi, gündüz mü geldi, savaşta mı, barışta mı, ovada mı, dağda mı geldi bilirim) buyurdu. (Her âyetin ne için geldiğini bilirim. Her âyetin manasını sordum, öğrendim, ezberledim, anlatırım. Bana sorun) buyurdu. İbni Mesud, (Kur’an-ı kerim, yedi harf, yani yedi lugat üzerine geldi. Her harfinin iç ve dış manaları vardır. Bu manaların hepsi Ali’dedir) buyurdu. Ehl-i sünnet âlimleri tefsir ve hadis-i şerif bilgilerini, İmam-ı Ali, Hazret-i Hasan, Hüseyin ve Selman ile Ebu Zer’den öğrendikleri gibi, Eshab-ı kiramın hepsinden de aldı. Hepsi yüksek idi, adil idi. (Mevduat-ül Ulum)
Eshab-ı kiramın sayısı çoktur. Mekke fethinde 10 bin, Tebük’te 70 bin, Veda haccında 90 bin ve Resulullah vefat ettiği zaman 124 binden ziyade Sahabi mevcut idi. (Mevahib-i ledünniyye)
Resulullahın vefatında, 124 bin Sahabi vardı, hepsi de adil idi. (Envar li-amel-il-ebrar)
Eshab-ı kirama sövmek haramdır. Büyük günahtır. Çünkü,124 bin Eshab-ı kiramın hepsi müctehiddir. O savaşlarda, ictihadlarına uygun davranmaları vacip idi ve öyle yaptılar.
İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
İmam-ı Hasan’ın ve imam-ı Hüseyin’in nasıl şehit olduklarını ve Eshab-ı kiram arasındaki savaşları anlatmak, yazmak haramdır. Çünkü, Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemeye, sevmemeye sebep olur. İslamiyet’i sonradan gelenlere ulaştıran, onların hepsidir. Onlardan birini kötülemek, İslamiyet’i kötülemek, dini yıkmak olur. Müctehid her hadisle amel eder. Eshab-ı kiramın her sözü senettir. (Ravdatül-Ulema)
İmam-ı a’zam hazretleri talebelerine buyurdu ki:
Eshab-ı kiramdan birinin sözü, benim ictihadıma uymazsa, benimkini bırakın, sahabinin sözü ile amel edin!
Bunlar gösteriyor ki, Ehl-i sünnet âlimleri, Ehl-i beytin sözlerini vesika olarak almışlar ve ilimlerini bu temel üzerine kurmuşlardı. Çünkü, Ehl-i beyt ve bütün Eshab-ı kiram, hep Fahr-i âlemden öğrendiklerini, yani hep aynı şeyleri söylemişlerdir. Onların ictihadları arasındaki ayrılık, âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri değiştirmek demek değildir.
Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberler hariç, insanların en üstünüdür. Müslümanlıktan önce de, Allahü teâlânın lütfu ile, putlara tapmadı. Bundan sonra, insanların en üstünü Hazret-i Ömer’dir. Sonra, iyilikler hazinesi, haya, iman ve irfan kaynağı, Hazret-i Osman’dır. Bundan sonra, şaşılacak üstünlükler sahibi, Allah’ın aslanı Hazret-i Ali, sonra, en üstünleri Aşere-i mübeşşere, yani Cennet ile müjdelenen on kişi, sonra, Bedir gazasındaki 313 kişi üstündür. Sonra Uhud gazasındaki 700 kişinin hepsi, daha sonra da Biat-ür-rıdvan, yani ağaç altında söz veren 1400 kişi üstündür. Ondan sonra da diğer Eshab-ı kiramdır. Hepsi de Cennetliktir. (Hadid suresi 10)
Resul-i Ekrem efendimizin yolunda, can ve mallarını feda eden, Ona yardım eden Eshab-ı kiramın hepsinin isimlerini, saygı ile, sevgi ile söylemek vaciptir. Onların büyüklüğüne yakışmayan sözler söylemek asla caiz değildir. İsimlerini saygısızca söylemek sapıklıktır. Resulullahı sevenin, Onun Eshabının hepsini de sevmesi gerekir.
CEVAP
Ehl-i sünnet âlimleri tefsir ve hadis bilgisini, dört halife içinden, en çok Hazret-i Ali’den almıştır. Çünkü, üç halife önce vefat etti. Hazret-i Ebu Bekir, ilk imana geldiği, dini yaymakla vakit geçirdiği, ahkam-ı islamiyeyi ve Müslümanların işlerini yapmaya uğraştığı için, kendinden gelen haberler az oldu. Bundan dolayı, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu, bilgilerini Hazret-i Ali’den aldı. Hazret-i Ali: (Benden istediğinizi sorunuz! Her âyet, gece mi, gündüz mü geldi, savaşta mı, barışta mı, ovada mı, dağda mı geldi bilirim) buyurdu. (Her âyetin ne için geldiğini bilirim. Her âyetin manasını sordum, öğrendim, ezberledim, anlatırım. Bana sorun) buyurdu. İbni Mesud, (Kur’an-ı kerim, yedi harf, yani yedi lugat üzerine geldi. Her harfinin iç ve dış manaları vardır. Bu manaların hepsi Ali’dedir) buyurdu. Ehl-i sünnet âlimleri tefsir ve hadis-i şerif bilgilerini, İmam-ı Ali, Hazret-i Hasan, Hüseyin ve Selman ile Ebu Zer’den öğrendikleri gibi, Eshab-ı kiramın hepsinden de aldı. Hepsi yüksek idi, adil idi. (Mevduat-ül Ulum)
Eshab-ı kiramın sayısı çoktur. Mekke fethinde 10 bin, Tebük’te 70 bin, Veda haccında 90 bin ve Resulullah vefat ettiği zaman 124 binden ziyade Sahabi mevcut idi. (Mevahib-i ledünniyye)
Resulullahın vefatında, 124 bin Sahabi vardı, hepsi de adil idi. (Envar li-amel-il-ebrar)
Eshab-ı kirama sövmek haramdır. Büyük günahtır. Çünkü,124 bin Eshab-ı kiramın hepsi müctehiddir. O savaşlarda, ictihadlarına uygun davranmaları vacip idi ve öyle yaptılar.
İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
İmam-ı Hasan’ın ve imam-ı Hüseyin’in nasıl şehit olduklarını ve Eshab-ı kiram arasındaki savaşları anlatmak, yazmak haramdır. Çünkü, Eshab-ı kiramdan herhangi birini kötülemeye, sevmemeye sebep olur. İslamiyet’i sonradan gelenlere ulaştıran, onların hepsidir. Onlardan birini kötülemek, İslamiyet’i kötülemek, dini yıkmak olur. Müctehid her hadisle amel eder. Eshab-ı kiramın her sözü senettir. (Ravdatül-Ulema)
İmam-ı a’zam hazretleri talebelerine buyurdu ki:
Eshab-ı kiramdan birinin sözü, benim ictihadıma uymazsa, benimkini bırakın, sahabinin sözü ile amel edin!
Bunlar gösteriyor ki, Ehl-i sünnet âlimleri, Ehl-i beytin sözlerini vesika olarak almışlar ve ilimlerini bu temel üzerine kurmuşlardı. Çünkü, Ehl-i beyt ve bütün Eshab-ı kiram, hep Fahr-i âlemden öğrendiklerini, yani hep aynı şeyleri söylemişlerdir. Onların ictihadları arasındaki ayrılık, âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri değiştirmek demek değildir.
Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberler hariç, insanların en üstünüdür. Müslümanlıktan önce de, Allahü teâlânın lütfu ile, putlara tapmadı. Bundan sonra, insanların en üstünü Hazret-i Ömer’dir. Sonra, iyilikler hazinesi, haya, iman ve irfan kaynağı, Hazret-i Osman’dır. Bundan sonra, şaşılacak üstünlükler sahibi, Allah’ın aslanı Hazret-i Ali, sonra, en üstünleri Aşere-i mübeşşere, yani Cennet ile müjdelenen on kişi, sonra, Bedir gazasındaki 313 kişi üstündür. Sonra Uhud gazasındaki 700 kişinin hepsi, daha sonra da Biat-ür-rıdvan, yani ağaç altında söz veren 1400 kişi üstündür. Ondan sonra da diğer Eshab-ı kiramdır. Hepsi de Cennetliktir. (Hadid suresi 10)
Resul-i Ekrem efendimizin yolunda, can ve mallarını feda eden, Ona yardım eden Eshab-ı kiramın hepsinin isimlerini, saygı ile, sevgi ile söylemek vaciptir. Onların büyüklüğüne yakışmayan sözler söylemek asla caiz değildir. İsimlerini saygısızca söylemek sapıklıktır. Resulullahı sevenin, Onun Eshabının hepsini de sevmesi gerekir.