İslamiyet’in fen bilgilerine bakış açısı nasıldır? Fen ilerledikçe dinin zayıflayacağı doğru mudur?
Fennin ilerlemesi ve dinimiz
CEVAP
Kesinlikle yanlıştır. İslami ilimler, (Akli ilimler) ve (Nakli ilimler) olmak
üzere ikiye ayrılır:
Nakli ilimler, aklın ve dimağ gücünün dışında ve üstündedir. Bunlar, (edille-i
şeriyye) denilen dört kaynaktan meydana çıkmıştır. Bunlara (Din bilgileri)
denir.
Akli ilimler, his organları ile duyularak, akıl ile incelenerek, tecrübe
edilerek ve hesaplanarak elde edilir. Bu ilimler, nakli ilimlerin anlaşılmasına
ve tatbik edilmesine yardımcıdır. Öğrenilmeleri farz-ı kifayedir. Bu ilimler,
matematik, mantık ve bütün tecrübi ilimlerdir. Bunlara (Fen bilgileri) de
denir. Demek ki (fen bilgileri) İslami ilimlerin bir koludur. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Hikmet, yani fen ve sanat müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alması
gerekir.) [İbni Asakir]
Bir İslam şehrinde, fennin yeni bulduğu bir alet, bir vasıta yapılmayıp, bu
yüzden bir müslüman zarar görürse, o şehrin idarecileri mesul olur. Fennin
ilerlemesi, her yeni buluş, Allahü teâlânın varlığını, bir olduğunu, kudretini
ve ilmini daha fazla meydana çıkarmakta, İslamiyet’i desteklemektedir. Büyük
İslam âlimi Seyyid Şerif Cürcani hazretleri buyuruyor ki:
(Aklı olan, iyi düşünen bir kimse için, astronomi ilmi, Allahü teâlânın
varlığını anlamaya çok yardım eder.)
İmam-ı Gazalî hazretleri de buyuruyor ki:
(Astronomi ve anatomi bilmeyen, Allahü teâlânın varlığını ve kudretini iyi
anlayamaz.)
Kadi Beydavi hazretleri, Neml suresindeki (Dağları, yerinde duruyor
görüyorsun, Halbuki bunlar bulut gibi hareket etmektedir) âyet-i
kerimesini açıklarken dünyanın nasıl döndüğünü açıklamaktadır.
İmam-ı Razi hazretleri de, Enbiya suresinin 33. âyet-i kerimesinin
tefsirinde; ayın, güneşin, yıldızların mihverleri ve yörüngeleri etrafında
döndüklerini daha önceki âlimlerden alarak bildirmektedir. Fen adamları, İslam
kitaplarını okuyunca Kur'an-ı kerimin her tecrübeyi, her buluşu, daha önceden
aynen haber vermiş olduğunu görerek hayran kalmaktadır.
Fen bilgilerini iyice tetkik eden bir fen adamının Allahü teâlânın varlığını
inkâr etmesi mümkün değildir. Bazı fen adamlarının dinsiz olmalarına ise,
papazların ve cahil halkın bâtıl inanışları ve yanlış anlayışları sebep
olmuştur.
İnsaflı fen adamları, eğer, Kur'an-ı kerimden çıkarılan, fenne bağlı bilgileri,
bunların inceliğini, doğruluğunu, okuyup anlasalar, hepsi de hakikati görüp
seve seve Müslüman olur. Hristiyanlığın akla ve ilme aykırı hükümlerini okuyan
bazı ilim adamları şüpheye düşmekte veya inkârcı olmaktadır.
Akıllı kimse, gökteki aya, güneşe, yıldızlara, yeryüzündeki bitki, hayvan ve
acayip değişmelere baksa, Allahü teâlânın varlığına, birliğine ilim ve
iradesinin kemaline, akılları durduran hikmetinin sonsuzluğuna, kudretinin
büyüklüğüne ve nihayetsizliğine iman eder, nimetlerine şükreder.
Fen bilgileri, doğru iman sahiplerinin imanını kuvvetlendirir. İmanı bozuk
olanlara faydası olmaz. O halde önce doğru imanın ne olduğunu öğrenmek gerekir.
Beden bilgisi ve din bilgisi
Sual: Tam İlmihal'de, beden bilgisi, din bilgisinden önce geldiği
bildiriliyor. Buna göre, tıp bilgilerini, din bilgilerinden önce mi öğrenmek
gerekir?
CEVAP
Dinin emirleri, bedenin sağlam olması ile yapılabilir. Beden sağlam olmazsa,
cihad yapılamaz, oruç tutulamaz, düşmana karşı, vatan savunulamaz.
Hastalanmamak için, gerekli tedbirleri almak ve hastalanınca da, tedaviye
başvurmak gerekir. Temizliğe ve yeme içme adabına riayet eden kolay kolay
hastalanmaz.
Tam ilmihalde, dinimizin tıp ilmine verdiği önem anlatılıyor. Yoksa, lüzumlu
olan din bilgilerini bırakıp da, tıp kitapları okumak gerekmez. Her okuyan da,
anlayamaz. Kitap okumakla tıp, beden bilgisi öğrenilmez. Tıp ilmini öğrenmek
farz-ı kifayedir. Yani herkese farz değildir. O mesleği yapacaklara farzdır.
Pozitif ilimler
Sual: Fen bilgileri için, pozitif ilimler demek doğru olur mu?
CEVAP
Bu tür ifadeleri ilk önce Avrupalılar kullandı. Hurafelerle dolmuş, her türlü
ilmî çalışmaya engel ve zıt olan kendi dinî inançlarının bozuk, olumsuz,
faydasız, zararlı olduğunu anlatabilmek için, fen bilgilerine faydalı, olumlu,
pozitif ilimler demek zorunda kaldılar.
Müslüman olarak, bu tür ifadeleri kullanmamak, daha uygun olur. Fen bilgisine
pozitif [olumlu] ilim denince, din bilgileri negatif [olumsuz] ilimmiş gibi bir
anlam çıkabilir. Fen bilgileri de, İslam bilgilerinin bir koludur. Çünkü İslam
bilgileri, iki kısımdır:
1- Naklî bilgiler [din bilgileri],
2- Aklî bilgiler [fen bilgileri]
Fen ilerledikçe
Sual: Bir ateist, (Fen ilerledikçe, din inancı zayıflar ve
sonunda Tanrı’ya inanan kalmaz) diyor. Fennin, yani teknolojinin
ilerlemesinin dinle ne ilgisi var?
CEVAP
Fen ilerledikçe, Allahü teâlânın kudreti daha iyi görülmeye başlar. İnançlar
daha kuvvetlenir. Mesela, ateist biri, bir gün geldi. (Artık ben nazara
inanıyorum. Bugün fen, gözle görülemeyen şuaların iş yaptığını açıklıyor.
Mesela, bir kumanda ile TV’yi, radyoyu veya arabamızı açıp kapatabiliyoruz.
Bunun için gözlerden çıkan şuanın zarar verebileceğine artık inanıyorum)
dedi. Gerçi onun inanması iman olmaz, ama bunu gören Müslümanın imanı daha
kuvvetlenir.
Başka bir ateist de, (Şeytan insan vücudunda, kanın dolaştığı gibi
damarlarda dolaşır) hadis-i şerifine inanmıyordu. (Zararlı
şeytan nasıl olur da, damarlarda dolaşabilir?) diyordu. Şimdi bilimsel
olarak, çok zarar verebilen elektrik akımının tellerden geçip tellere zarar
vermediği görülünce, müminin hadis-i şerife olan inancı daha da kuvvetlenir.
Yemeğe tuzla başlamanın tıbbî açıdan faydalarını öğrenince, yemeğe tuzla
başlamanın sünnet olmasının hikmetlerinden birini anlamış olur.
Teknolojinin ilerlemesi, her yeni buluş, Allahü teâlânın varlığını, bir
olduğunu, kudretini ve ilmini daha fazla meydana çıkarmakta, İslamiyet’i
desteklemektedir. Büyük İslam âlimi Seyyid Şerif Cürcanî hazretleri, (Aklı
olan, iyi düşünen bir kimse için, astronomi ilmi, Allahü teâlânın varlığını
anlamaya çok yardım eder) buyuruyor. İmam-ı Gazalî hazretleri de, (Astronomi ve
anatomi bilmeyen, Allahü teâlânın varlığını ve kudretini iyi anlayamaz)
buyuruyor.
Kadı Beydavî hazretleri, Neml sûresindeki (Dağları, yerinde duruyor
görüyorsun, hâlbuki bunlar bulut gibi hareket etmektedir) mealindeki
âyet-i kerimeyi açıklarken dünyanın dönüşünü açıklamaktadır. İmam-ı
Râzî hazretleri de, Enbiya sûresinin 33. âyet-i kerimesinin tefsirinde, Ay’ın,
Güneş’in, yıldızların yörüngeleri etrafında döndüklerini daha önceki âlimlerden
alarak bildirmektedir. Fen adamları, İslam kitaplarını okuyunca Kur'an-ı
kerimin her tecrübeyi, her buluşu, daha önceden aynen haber vermiş olduğunu
görerek hayran kalmaktadır.
Fen bilgilerini iyice tetkik eden bir fen adamının, Allahü teâlânın varlığını
inkâr etmesi mümkün değildir. Avrupalı bazı fen adamlarının dinsiz olmalarına
ise, papazların ve cahil halkın bâtıl inanışları ve yanlış anlayışlarını din
sanmaları sebep olmuştur. Yoksa kâinatı inceleyen muazzam harikalarla
karşılaşır.
İnsaflı fen adamları, eğer, Kur'an-ı kerimden çıkarılan, fenne bağlı bilgileri,
bunların inceliğini, doğruluğunu, okuyup anlasalar, hepsi de hakikati görüp
seve seve Müslüman olur. Hristiyanlığın akla ve ilme aykırı hükümlerini okuyan
bazı ilim adamları, gerçek dinin Hristiyanlık olduğunu zannetmekte, böylece din
hakkında şüpheye düşmekte veya inkârcı olmaktadır. Hakiki dini öğrenseler, akla
ve fenne aykırı bir şey bulamazlar.
Akıllı kimse, gökteki Ay’a, Güneş’e, yıldızlara, yeryüzündeki bitki, hayvan ve
acayip değişmelere baksa, Allahü teâlânın varlığına, birliğine, ilim ve
iradesinin kemaline, akılları durduran hikmetinin sonsuzluğuna, kudretinin
büyüklüğüne ve nihayetsizliğine iman eder, nimetlerine şükreder.
Fen bilgileri, doğru iman sahiplerinin imanını kuvvetlendirir. İmanı bozuk
olanlara faydası olmaz. O hâlde önce doğru imanın ne olduğunu öğrenmek
gerekir. Hakikat Kitabevi’nin yayınlarını okuyan, hem doğru imanı
öğrenir, hem de merak ettiği bütün dînî suallerin cevabını bulur.
Din, huzuru, rahatı sağlar
Sual: İnsanlar, dini terk edip sadece fen bilgilerini öğrenip teknikte
ilerleseler, dünyada rahat ve huzurlu olamazlar mı?
Cevap: Allaha iman, Allah korkusu ve İslam dini, maddi meselelerde
aciz kalan insanlara ümit ve çalışma azmi verecek sebeplerdir. Ekonomik ve
teknik ilerlemelerin faydalı olabilmesi için, manevi kuvvete ihtiyaç vardır.
Din ve fen, insanlara çok lüzumlu, çok faydalı olan iki yardımcıdır. Fen
bilgileri, rahat, huzur ve medeniyet için lazım olan vasıtaları, sebepleri
hazırlar. Din bilgileri, fennin hazırladığı aletlerin, rahat, huzur ve
medeniyet için kullanılabilmelerini sağlar. Dini inkâr edenler, fen bilgileri
ile, dev sanayi, muazzam fabrikalar kurmuşlar, gözleri kamaştıran füzeler,
peykler yapmışlardır. Fakat, bunlarda yalnız fen olup din olmadığı için, fen
ile yaptıkları aletleri, kendi milletlerine işkence yapmak, başka milletlere
saldırmak ve dünyada isyanlar, ihtilaller çıkarmak için kullanmışlar, her yeri
zindana çevirmişlerdir. Fende ilerlemeleri, medeniyete değil, vahşete sebep
olmuştur. Rahat, huzur, insan hakları yok edilmiştir. Bir azınlığın zevk ve
safası için, milyonlarca insan sefil olmuştur. Onun için, hem hakiki, doğru din
bilgilerini öğrenmeli, iyi bir Müslüman olmaya çalışmalı, hem de zamanın fen
bilgilerini öğrenerek insanlara faydalı olmalıdır.