Günah işlemekle ilgili çeşitli sorular
Günah işlemekle ilgili çeşitli sorular
Sual: Bir Alman genci bana, "Şu günahı
işlersen müslüman olacağım" dedi. Ben de bir danışayım dedim. Birine
sordum. "Bir insanın hidayetine sebep olmak, dünyadaki her şeyden
kıymetlidir. Günahı işle tevbe edersin!" dedi. Ben ise daha önceki
yazılarınızdan bunun caiz olmayacağını anlıyorum. Günah işleyerek ibadet
edilmeyeceğini yazmıştınız. Kâfirin müslüman olması için günah işlemek caiz
midir?
CEVAP
Asla caiz olmaz. Dinimizde günah işlememek, ibadet etmekten daha kıymetlidir.
Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve
insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor.
Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına
göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile
ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir.
Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)
Bid'at işlemek ise, büyük günahlardan daha tehlikelidir. Bu bakımdan dine
hizmet etmek niyetiyle bid'at işlemeyi mubah görmemelidir.
Bazı cahil kimseler de, tesbih namazını cemaatle kılabilmek için, namaza
duruyorlar, sonra kasten bozuyorlarmış. Böylece bu namazı kılmayı kendilerine
vacip yapıyorlarmış. (Vacip olunca da cemaatle kılınır) diyerek, Tesbih
namazını cemaatle kılıyorlarmış. Bir defa vacip de olsa cemaatle kılınmaz.
Vitir vacip olduğu halde, Ramazan haricinde cemaatle kılınmıyor. Tesbih namazı
nasıl cemaatle kılınabilir?
Bir namazı kasten bozmak haramdır, büyük günahtır. Bir haramdan kaçmak,
milyonlarca nafile namaz kılmaktan evladır. Haram işleyerek farz, mekruh
işleyerek sünnet yapılmaz. Günahtan kaçmak ibadet yapmaktan önce gelir. (Uyun-ül
Besair)
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.)[Deylemi]
Sual: Allah’a asi olmak ne demektir?
CEVAP
Asi olmak, karşı gelmek, günah işlemek demektir. Allahü teâlâya asi olmak iki
türlüdür:
1- Allahü teâlânın emirlerini, yani farzları yapmamaktır. Farzları,
vazife kabul etmeyenler kâfir olur. Vazife bilip, tembellikle yapmayanlar, yani
kaza etmek, ödemek fikrinde olanlar, Hanefi mezhebinde kâfir olmaz. Fakat en
büyük günah olur.
2- Hak teâlânın men ettiği şeyleri, yani haramları yapmaktır.
Haramdan kaçmayı vazife bildiği halde, nefsine uyarak yapan ve sonra üzülenler
kâfir olmaz. Haram işleyen müslümanlara fâsık, asi denir. Haram işlemeyenlere
salih, mütteki denir. İttikanın, yani haramdan kaçmanın sevabı, farzları
yapmanın sevabından daha fazladır.
Sual: Bir kitapta, Peygamber efendimizin, (Ya Rabbi
bugünden sonra Osman’a günah yazma) diye dua ettiğini okudum. Bir
kimse, günah işlediği halde, niçin günah yazılmaz? Günah yazma demek, günah
işletme demek midir?
CEVAP
Evet günah işletme demektir. Peygamberler hariç, günahsız kul olmaz. Bir de
mahfuz evliya vardır. Allahü teâlâ bunlara günah işletmez.
Allahü teâlâ, sevdiklerini, bazı evliyayı günah işlemekten korur. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın sevdiği kula günah zarar vermez.) [Deylemi]
Günahın zarar vermemesi iki türlü olur:
1- Kul, ölmeden önce tevbe eder, tevbe eden de hiç günah işlememiş
gibi olur. Böylece işlenen günah zarar vermez.
2- Allahü teâlâ, sevdiği kulunu günah işlemekten korur. Peygamber
efendimizin, (Osman’a günah yazma) diye dua etmesi böyledir.
Yani, (Onu günahtan muhafaza buyur) demektir.
Günah ve istek
Sual: (Allahü teâlâ vermek istemeseydi, istek vermezdi) sözü
meşhurdur. Bu söz, günah olan bir şeyi de yapmayı çok istediğimizde, bunu
Allah’ın yapmamızı istediğini göstermez mi?
CEVAP
Hayır. Allahü teâlâ günah işlenmesinden kesinlikle razı olmaz ve kullarının
günah işlemesini istemez. O söz, dine uygun işler içindir. Mesela, şartlarına
uygun yapılan dualar kabul olur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Dua etme arzusu gelince, dua edin! Çünkü bu, duanın kabul olacağına
alamettir.) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ, dua etmeyi takdir etmişse, kabul etmeyi de takdir etmiştir.) [Ebu
Nuaym]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Dine uygun istek, kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da, kavuşmanın
başlangıcıdır. (1/61)
Haram olduğunu bilmemek
Sual: Haram olan bir şeyi, haram olduğunu bilmeden işleyene günah olur
mu?
CEVAP
Evet, din bilgilerinin her tarafa yayıldığı bir yerde, bir şeyin dindeki
hükmünü bilmemek özür değildir. O şeyi kullanmak, haram olur. Mesela içki içse,
zina etse, ben içkinin, zinanın haram olduğunu bilmiyordum dese, yine haram
işlemiş olur. Ancak, Müslümanlardan uzak bir yerde yaşadığı veya yeni Müslüman
olduğu için bilmiyorsa, öğrenme imkânı da yoksa mazur olur.
İbretlik olay
Sual: Geçen gün Yozgat’ta ibretlik bir olay oldu. İbadetleri yapmayan
ve günahları açıktan işlemekten çekinmeyen bir kadın intihar etti. Kabrinden
etrafa çok kötü bir koku yayılıyor, kimse kabrin yanına yaklaşamıyor. Neden
olabilir?
CEVAP
İbadetleri yapmayan üstelik de günahları açıkça işleyen kimsenin, imanını
muhafaza etmesi çok zordur. İntihar etmesi de çok büyük günahtır. Bu olay,
sanki onun imansız öldüğüne alamettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir şeyle canına kıyan kimseye, Cehennemde onunla azap edilir.) [Buhari]
Bu hadis-i şerif, istisnalar hariç, intihar edenlerin Cehenneme gideceğini
bildirmektedir.
Az da olsa, imansız ölen kimselerin kabirlerinde çektikleri azap görülebiliyor.
Mesela Trabzonlu bir arkadaş şunu anlattı:
Bir bayanı kabre koydukları zaman sanki deprem oluyor gibi kabir sallanınca,
kocası merak edip kabri herkesin gözü önünde açıyor. Karısının kömür haline
geldiğini görüyor. Kocası, (Eşim dinin tesettür emrini inkâr ederdi) diyor.
Kâfir olarak ölmekten çok korkmak gerekir. Yapamasak bile, dinimizin
bildirdiklerine inanmak, hepsini beğenmek lazım. Günah ayrı, inkâr ayrıdır.
İnkâr eden, beğenmeyen dinden çıkar.
Sual: Vera sahibi olmak için, nasıl hareket etmek gerekir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Şu on şeye riayet etmeyen, tam vera sahibi olamaz:
1- Gıybet etmemeli.
2- Müminlere suizan etmemeli, kötü bilmemeli.
3- Kimseyle alay etmemeli.
4- Namahreme bakmamalı.
5- Doğruluktan ayrılmamalı.
6- Kibirlenmemeli.
7- Malını haramlara harcamamalı.
8- Nefsi için makam ve mevki istememeli.
9- Beş vakit namazı vaktinde kılmayı, birinci görev bilmeli.
10- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği iman ve amellere
uymalı. (2/66)
Günaha ortak olmak
Sual: Çeşitli günah olan konserler tertip ediliyor. Bu konserleri
düzenleyenler mi, yoksa konsere iştirak edenler mi günaha giriyor?
CEVAP
İkisi de günahta ortaktır. Dinleyen olmasaydı, öyle konser tertip edilmezdi.
Mesela, cambaz, ipten düşüp ölürse, seyirciler de günaha girer; çünkü onlar
seyretmeselerdi, cambaz oynamayacak ve ölmeyecekti. Evet, öldürülen kimse,
eceli geldiği için ölür; fakat bunu öldüren de, cezasını görür. (S.
Ebediyye)
Sual: Bir kimse, ana-babasının veya başkasının günahını üzerine
alabilir mi? Kimi, Vebalim senin boynuna diyor. Böyle
söylemekle, birinin günahı başkasına yazılır mı, kimi de Sen şunu işle
günahı bana diyor. Biz onu işleyince günahı ona mı olur?
CEVAP
"Vebalim senin boynuna" demekle, onun günahı başkasına yazılmaz.
"Günahı bana" demekle de, günah olan bir şey işlenince, işleyen
günahtan kurtulamaz. Günaha teşvik eden de günaha girer.
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Hiçbir günahkâr, başkasının günahını çekmez.) [Enam 164]
Hadis-i şerifte de aynı ifadeler vardır:
(Hiç kimse başkasının günahını çekmez.) [Hakim]
Ancak günah işlemeyi öğreten babaya evladının günahı da yazılır. İbadet
öğretirse, onun sevabı da babasına yazılır. Hadis-i şerifte, (Bir
müslümanın evladı, ibadet edince, kazandığı sevap kadar, babasına da verilir.
Bir kimse, çocuğuna günah öğretirse, bu çocuk ne kadar günah işlerse, babasına
da o kadar günah yazılır) buyuruldu. (S. Ebediyye)
İnsanları sapıtanlar, kendi günahlarını yüklendikleri gibi sapıttırdıklarının
günahlarını da yüklenirler. (Nahl 25, Beydavi)
Sual: (Yetmiş yaşından sonra, her günahı işle, sana sual yok)
diyorlar, doğru mu?
CEVAP
Yanlıştır. Herkese sual vardır. Kimininki hafif, kimininki şiddetli olacaktır.
Yaşlı Müslümana Allahü teâlâ daha çok merhamet eder.
Sual: Bir günahı bilerek işlemek mi, yoksa bilmeden işlemek mi daha
günahtır?
CEVAP
Öğrenmesi farz olan, şeyi bilmemek özür olmaz, günah olur. Bir hadis-i şerif
meali:
(Aynı günahı işleyen âlime bir, cahile iki günah yazılır. Âlim, yalnız
günahın cezasını; cahil ise, hem günahın, hem de o meseleyi öğrenmemenin
cezasını çeker.) [Deylemi]
Bir de şu durum var. Cahil, bir günahı gafletle işler. Âlim ise kasten
işleyebilir. Kasten işlemek daha büyük günahtır. Mesela cahil, kendi bahçesine
uzanan komşunun meyvesini yese, buna, başkasının meyvesini yemek günahı ile
birlikte bu meseleyi öğrenmemek günahı yazılır. Fakat âlim bunu yaparsa, kasten
haram işlemiş olur. Bunun cezası, cahilin iki günahından daha ağır olur. Bilerek,
kasten günah işlemek günaha önem vermemek anlamı da taşıyabilir. İki hadis-i
şerif meali:
(Zebaniler, günahkâr hâfızlara, puta tapanlardan daha önce azap yapar. Çünkü
bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılandan daha kötüdür.) [Taberani]
(İlmi ile amel etmeyen âlim, kıyamette en şiddetli azaba düçar olur.) [Beyheki]
Demek ki, hem bize lazım olan bilgileri öğrenmemiz, hem de bunlarla amel
etmemiz gerekir.
Sual: Bir zatın, 4 bin hadisten birini seçip onunla amel ettiğini
duydum. Bu hadis nasıldır?
CEVAP
Ebu Bekr-i Şiblî hazretleri, 400 hocadan ders alıp onlardan öğrendiği 4 bin
hadisin içinden şunu seçip onunla amel etmiştir:
1- Dünya için, dünyada kalacağın kadar çalış!
2- Ahiret için orada kalacağın kadar çalış!
3- Allah’a muhtaç olduğun kadar itaat et!
4- Ateşe dayanabileceğin kadar günah işle.
Sual: Kitaplarda imanın gitmesine sebep olan şeylerden
bahsedilirken, dokuz azasını doğru yoldan çıkarmak olduğu bildiriliyor. Bu
dokuz aza nelerdir?
CEVAP
İnsanın bütün uzuvlarıdır. Her uzvu yaratılış gayesine uygun olarak kullanmalı,
haram işlerde kullanmamalı. Bazı âlimler, 8, bazıları 9, bazıları da 10 uzuv
olarak bildirmişlerdir.
1- El: Haram olan şeyleri tutmamalı.
2- Dil: Yalan söylememeli ve kötü şeyler konuşmamalı.
3- Göz: Haram olan şeylere bakmamalı.
4- Mide: Haram olan şeyleri mideye sokmamalı.
5- Kalb: Kibir, ucup, suizan gibi şeylerden kaçmalı.
6- Kulak: Haram şeyleri dinlememeli.
7- Ayak: Kötü yerlere gitmemeli.
8- Ferc: Zina ve Livatadan uzak durmalı.
9- Burun: Haram şeyler koklamamalı.
10- Setr-i avret: Erkekler göbek ile diz arasını, kadınlar el, yüz
hariç her yerini kapatmalı.
Sual: Kadın erkek beraberce oyun oynamak, içki içmek veya başka
günahları işlemek için birlikte olunan yere fısk meclisi deniyor. Peki, günah
işlemek için değil de, Allah rızası için ibadet etmek için beraber bulunulsa
mesela beraberce mevlit dinlense, beraberce camide vaaz dinlense yine mi günah
olur?
CEVAP
Dışarıda, kadın erkek birlikte oturmak günah olduğu gibi, mevlit için bir araya
toplanmak veya birlikte vaaz dinlemek daha günahtır. İbadet şeklinde günah
işlemek, başka yerde işlemekten daha çok günahtır. Üç kerahat vaktinde namaz
kılmanın yasak olması da bunun gibidir. Yasak olan zamanda ve yerde kılınan
namazın sevabı olmaz, günah da olur; çünkü yasak edildiği halde yapılmaktadır.
Kadınların, örtülü olarak da, yabancı erkeklerle karışık oturmaları yasak
edilmiştir. Bu yasak, camilerde ibadet şeklinde olursa, daha büyük günah olur.
Vebali benim boynuma
Sual: Bazı yatılı okullarda, okul müdürü, nöbetçi öğretmen gibi
kimseler, (Gusletmenize gerek yok. Eğer vebali varsa benim boynuma) diyorlar.
Hattâ bir din dersi öğretmeni, (Akşama 15 dakika kala orucunuzu açın, size
tekeffül ediyorum, bir vebali varsa benim boynuma) dedi. Öğretmenin
dediklerini yaparsak biz vebalden kurtulur muyuz?
CEVAP
(Vebali banadır) demekle, siz vebalden kurtulamazsınız. Yani biri size, (İçki
için, zina edin, bütün vebaliniz benim boynuma) dese, siz vebalden
kurtulamazsınız. Şimdi biri çıkıp, (Ey insanlar İslamiyet’e uymayın,
istediğinizi yapın, vebali benim boynuma) dese olur mu? Böyle söyleyenler din
cahilleri veya din düşmanlarıdır. Bunların oyununa gelmemelidir.
Başkasının hatırı için günah işlemek
Sual: Eşin dostun gönüllerini almak, onları kırmamak için karşı
cinsle tokalaşmak, onlara sarılmak caiz midir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Eşin, dostun gönüllerini yapmak için, kendini
günaha sokmak ve ahiretin sonsuz azaplarına atılmak, aklı olanın yapacağı iş
değildir) buyuruyor. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bir kimse kötü insanların kızacakları şeyde Allahü teâlânın rızasını
ararsa, Allahü teâlâ onu, insanlardan geleceklerden korur. Bir kimse, Allahü
teâlânın kızacağı şeyde, insanların rızasını ararsa, Allahü teâlâ onun işini
insanlara bırakır.) [Tirmizi]
Kalbi mühürlenmek
Sual: Peygamberimiz, (Üç cumayı mazeretsiz kılmayan) veya (Günaha
devam eden) için, (Kalbi mühürlenir) buyuruyor. Kalbi
mühürlenmek ne demektir?
CEVAP
Kalbi mühürlenmek, iyilik yapamaz hâle gelmektir. Hayır, hasenat ve ibadet
yapmak ona zor gelir. Bundan kurtulmak için, tevbe edip günahlardan kaçmaya
çalışmalıdır, çünkü günahta ısrar etmek, insanı küfre kadar sürükler.
Günahları saymak
Sual: (Zikri, tesbihi saydığın gibi niye günahlarını
saymıyorsun?)deniyor. Günahları sayınca mubah mı oluyor?
CEVAP
Hayır, mubah olmaz. Günahlar sayılınca, insan günahının çokluğunu görüp tevbe
edebilir, daha az günah işleyebilir. (Günahlarını unutma)anlamında
söylenmiş olabilir. Ama yine de böyle söylememeli, günümüzde, sanki sayılı
tesbih çekmenin uygun olmadığı gibi bir mânâ çıkaran, art niyetli kimseler
olabilir.
İyi ve kötü amelin yazılması
Sual: Hadis-i şerifte, (Melekler insanların amel defterlerini
götürürken, başında ve sonunda iyi iş yazılıysa, gün ortasında yapılanları ona
bağışlarlar) buyuruluyor. Ya aksi olursa, yani başı ve sonu kötü amel
olup da, ortası iyi amel ise ne olur? Başı ve sonu kötü olduğu için iyi ameller
de mi yok olur?
CEVAP
Hayır. Günahlar bir bahaneyle affedilirse de, iyi ameller zayi olmaz. Ortada
yapılan iyi ameller çok ise, yine o gün iyi amel etmiş yazılır. Her zaman
müminin lehine hareket edilir. Günahlar bire bir yazılırken, iyi ameller bire
on ve hattâ daha fazla yazılır. Mümin, birkaç günah işler, sağdaki âmir olan
melek soldakine günahları yazdırmaz, (Biraz bekle, belki bir iyilik işler) der.
Kul, bir iyilik işleyince, (Şimdi yazalım) der. Bir iyiliğe on sevab verilir, o
kişi üç günah işlemişse, ondan üçü çıkarılır, geriye yedi sevab yazılır. Bir
hadis-i şerif:
(Sağdaki melek, soldaki meleğin âmiridir. Kul, bir iyilik yapınca, on sevab
yazar. Kötülük yapınca, sağdaki melek, soldaki meleğe "Bekle!" der; o
da, altı saat bekler. Eğer kul, istigfar ederse, hiçbir şey yazmaz. İstigfar
etmezse, tek bir günah yazar.) [Taberânî]
Allah’a sövenin tevbesi
Sual: Mugni tefsirinde, (Allah’a ve Resulüne küfretmek haddi
gerektirir. Küfreden tevbe etse de durum değişmez; çünkü tevbe, haddi düşürmez)
deniyor. Diğer hadler de böyle değil mi?
CEVAP
Evet, bütün hadler böyledir. Had, günahına göre verilen bir cezadır. Tevbe
ederse imanlı olarak had tatbik edilir. İçki içen Müslüman, tevbe etse bile,
had cezasını çeker. Bugün dünyada İslam halifesi olmadığı için hadler
uygulanmaz.
Harama uymak ne demektir?
Sual: S. Ebediyye’de, (Erkek veya kadının her sözünde, her işinde,
Allahü teâlânın emirlerine, yani farzlara ve yasak ettiklerine [haramlara]
uyması lazımdır) deniyor. Farza uymak elbette şarttır, fakat niye yasaklara,
harama uymak gerekiyor? Harama uyunca haram işlenmiş olmaz mı?
CEVAP
Uymak, o işin gereğini yapmak, verilen emir ve yasağa riayet etmek demektir.
Farzlara uymak, dinimizin bildirdiği şekilde, o farzları yapmak demektir.
Haramlara uymak da, dinimizin bildirdiği şekilde, o haramlardan kaçmak
demektir. Yasak emrine uyulunca yasaktan sakınmak gerekir.
İhtiyarın günahı
Sual: Gençlerin mi, yoksa yaşlıların mı ibadeti daha makbuldür? Günah
işlemeleri de farklı mıdır?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin
şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir ibadete,
pek çok sevab verilir. İhtiyarınki böyle değildir.
Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allah’a, tevbekâr gençten daha kıymetlisi yoktur. Günahlara devam eden
ihtiyardan da, daha çok buğzettiği kimse yoktur.)[Ramuz]
(En iyi genç, ihtiyar gibi ölümü düşünen, gençlik heveslerine kapılmayıp
gafletten uzak kalandır. En kötü ihtiyar da, gaflet ve nefse uymakta gençlere
benzemeye çalışandır.) [Taberani]
(Cömert ve güzel huylu bir genç, Allah katında, hep ibadet eden cimri ve
huysuz bir ihtiyardan daha üstündür.) [Deylemi]
Sevablar, günahları yok eder
Sual: (İyilikler kötülükleri, sevablar günahları yok eder) âyet-i
kerimesi, (Herhangi bir iyilik, herhangi bir sevab, günahları yok eder) demek
midir?
CEVAP
Hayır. Küçük bir iyilik büyük bir günahı yok etmez. O günahı yok edecek
derecede bir iyilik, bir sevab gerekir. Bir hadis-i şerif:
(Her yerde, her zaman Allah’tan kork! Bir kötülük yapınca, onu giderecek bir
iyilik yap!) [Tirmizî]
Demek ki, o kötülüğü giderecek derecede bir iyilik gerekiyor. Mesela bir savaş
uçağını tabancayla önlemek mümkün değildir. Uçaksavar gerekir. Haramları yok
etmek için de, farz ibadet gerekir, nâfile ibadetlerle büyük günahlar affolmaz.
Bildirilen âyet-i kerimede, namazdan bahsediliyor. Namaz kılmak, günahları yok
ediyor. Zaten namaz kılmayanın yaptıkları iyilikler, kabul olmuyor. Kul hakkı
gibi büyük günahlar için, farz namaz, farz oruç gibi büyük sevablar şarttır.
Bir hadis-i şerif:
(Müflis, Kıyamette, amel defterinde pek çok namaz, oruç ve zekât sevabı
olduğu hâlde, bazılarına çeşitli yönden zararı dokunduğu için, sevabları, bu
hak sahiplerine dağıtılan kimsedir. Sevabları yetmezse, hak sahiplerinin
günahları, bunun üzerine yükletilip Cehenneme atılır.) [Müslim]
Demek ki günahlarımız çok, sevablarımız azsa, hâlimiz haraptır. Hem günahları
azaltmalı, hem de, günahları yakıp yok edecek farz sevablarımızı çoğaltmalıyız.
Ölüleri üzmemeli
Sual: İnsan ölse de, ruhu ölmediği için, ölmüş yakınlarımız,
işlediğimiz günahlardan haberdar olur mu? Günahlarımızdan dolayı üzülürler mi?
CEVAP
Evet, haberdar olurlar ve üzülürler. İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: Ruh,
bedenden ayrılınca, yine bilir, görür, anlar, sevinir, üzülür, bu halleri yok
olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri Allah’a arz olunur. Cuma günleri de,
peygamberlere, ana babaya, diğer yakınlara arz olunur. İyi amellerinizle onlar
ferahlanır ve yüzlerinin parlaklığı artar. Öyle ise Allah'tan korkun, günah
işlemek suretiyle ölülerinize eziyet etmeyin!) [Hakîm]
(Yaptığınız işler, kabirde olan yakınlarınıza ve tanıdıklarınıza bildirilir.
İyi işlerinizi görünce sevinirler. Böyle olmayan işleriniz için, “Ya Rabbi!
Bizi doğru yola kavuşturduğun gibi, bu kardeşimizi de kavuştur. Ondan sonra
ruhunu al!” derler.) [İ. Ahmed, Tirmizi]
(Yaptığınız işler, mezardaki yakınlarınıza ve tanıdıklarınıza gösterilir.
İşleriniz iyi ise, sevinirler. İyi değil ise, “Yâ Rabbi, bunlara iyi işler
yapmaları için kalblerine ilham eyle” derler.) [Ebu Davud]
(İnsanların yaptıkları işler, pazartesi ve perşembe günleri, Allahü teâlâya
arz olunur. Peygamberlere, evliyaya ve ana babaya cuma günleri gösterilir. İyi
işleri görünce sevinirler. Yüzlerinin parlaklığı artar. Allah’tan korkunuz!
Ölülerinizi incitmeyiniz!) [Tirmizi]
(Yaptığınız işler, ölülere gösterilir. İyi işlerinizi görünce sevinirler.
Kötü işlerinizi görünce üzülürler.) [İbni Ebi-d-dünya]
Mezhepsizlerce bile her sözü senet kabul edilen İbni Kayyım-ı Cevziyye, Kitab-ür-ruh kitabında,
İbni Ebi-d-dünya’dan, o da Sadaka bin Süleyman Caferi’den bildiriyor ki: Bir
kötü huyum vardı. Babamın ölümünden sonra, pişman oldum. Bu taşkınlıklarımdan
vazgeçtim. Bir aralık bir kabahat yaptım. Babamı rüyada gördüm. Ey oğlum! Senin
güzel işlerinle kabrimde rahat ediyordum. Yaptığın işler bize gösteriliyor.
İşlerin salihlerin amellerine benziyor, fakat son yaptığından dolayı çok
üzüldüm, utandım. Yanımdaki mevtalar arasında beni utandırma, dedi. Bu haber,
yabancı ölülerin de, dünyadaki işleri anladıklarını gösteriyor. Çünkü çocuğun
işleri babasına gösterildiği zaman, babası oğluna, beni yanımdaki ölülere
utandırma demektedir. Yabancı ölüler, çocuğun işlerinin babasına gösterildiğini
anlamasalardı, babası rüyada böyle söylemezdi. (Kitab-ür-ruh)
Ekmeği aşağıda tutmak
Sual: Fırından ekmeği eline alıp, poşetle veya poşetsiz sallayarak
getirmek günah mıdır?
CEVAP
Bazı yörelerde böyle yapmak günah sayılıyorsa da, dinen öyle götürmek günah
değildir.
Görmek ve bakmak
Sual: Marketlerde, dolmuşlarda veya başka yerlerde istemeden müzik
sesini işitiyoruz. Sokakta, ister istemez açık gezen bayanları görüyoruz. Günah
oluyor mu?
CEVAP
Dinlemekle duymak, görmekle bakmak farklıdır. Haram seslerin kulağımıza gelmesi
günah değildir. Kasten haram sesleri dinlemek günahtır. Namahremi görmek günah
değil, ona isteyerek bakmak günahtır. (İlk bakış günah değil, sonrakiler
günahtır) diyerek, ilk bakışta kasten bakmak da günahtır. Ama kasıt olmadan
gözümüze birkaç defa da çarpsa, yani görsek günah olmaz. Hadis-i
şerifteki (İlk bakış günah olmaz) ifadesi, göze çarpması günah
olmaz demektir. İlk bakış da olsa, kasten bakmak günahtır.
Günaha günah demek
Sual: Gazetelerin yazdığına göre, Güney Afrika’da imamlık yapan Muhsin
Hendricks, (Sen “eşcinsellik günahtır” dersen, bütün eşcinselleri bir anda
dinin dışına atmış olursun, amacın insanları kazanmak mı, kaybetmek mi?) demiş.
Bu nasıl imam? Günaha günah denmez mi? Günahtır demek, günahkârları dışlamak mı
olur?
CEVAP
Âhir zamanda böyle dine aykırı konuşmalar oluyor. Peygamber efendimiz, (İnsanların
en kötüsü, din adamlarının en kötüsüdür) buyuruyor. Başkalarına yaranmak
için dinden taviz vermek çok büyük günahtır. Sarhoşlar alınır diye, (İçki
günahtır), tefeciler kızar diye, (Faiz haramdır), caniler tepki vermesin diye,
(Katillik haramdır denmez) demek çok veballi bir iştir.
Müslüman bilir ki, hangi günah olursa olsun, günah işleyen dinden çıkmaz. Tevbe
ederse hiç günah işlememiş gibi olur.
Aydın imam
Sual: Gördüğüm ve işittiğim kadarıyla, bir imamın karısı kızı açıksa,
bunlarla beraber plaja giderse, ara sıra içki içerse, haramlardan sakınmazsa,
ona aydın imam diyorlar. Aydın olmanın ölçüsü günah işlemek
midir?
CEVAP
Fâsıklar ve dinsizler kendileri gibi olanlara aydın diyorlar. Aydın, iyilik
yaparak, iyi örnek olarak etrafı aydınlatan, kültürlü, görgülü ve münevver
insan demektir. Münevver, aydınlatan, ışık saçan demektir. Günah işleyenler
etrafı karartır, zulmete boğar. Müslüman, bir şeyin iyi veya kötü olmasını
dinin emrine göre ölçer. Dine uygunsa iyi, dine aykırı ise kötüdür. Müslüman
olmayanın ölçüsü ise nefsidir, nefsine hoş geliyorsa iyi, gelmiyorsa kötüdür.
Deyyus olmak
Sual: (Karımın, kızımın istediği erkekle beraber olmasına karşı
çıkmam, hattâ kendim yardımcı olurum) demenin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Karısının, kızının, mahrem kadın akrabasının, başka erkeklerle düşüp kalkmasına
göz yuman, onları kıskanmayan erkeğe deyyus denir. Üç hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca, “Deyyus senin kokunu bile duyamaz”
buyurdu.) [Deylemi]
(Deyyusa Cennete girmek haramdır.) [Nesai, İ. Ahmed, Taberani]
(Yakınını kıskanmak iman alametidir. Deyyusluk ise münafıklık alametidir.) [Beyhekî]
[Her büyük günah gibi, bu günaha da tevbe edilir ve bir daha işlenmezse
affolur.]
Deyyusa, pezevenk de denir. (İslam Ahlakı)
Pezevenge dümbük, kodoş, kavat da denir. (TDK)
Günah işlemek
Sual: Günahın Allah'a isyan olduğunu ve günah işlerken Allah'ın
gördüğünü bildiğimiz hâlde, nasıl günah işliyoruz?
CEVAP
Günah ya gafletle veya kasten işlenir. Gafletle işlemek, sanki ayağı tökezleyip
düşmek gibi olur. O anda Allah'ın gördüğünü hatırlayamaz, hattâ günah olduğunu
bile belki düşünemez. Günahı işledikten sonra, yaptığına pişman olup, tevbe
ederse günahı hemen affolur.
Kasten işleyende ise, fazla gaflet olmaz. Böyle günaha tevbe etmek de zordur.
Bazı günahlar, bazılarına göre küçük görünse de, hepsi Allah'a karşı isyan
olduğu için, hiçbir günaha meyletmemelidir. Günaha şartlarına uygun tevbe
edilirse, her günah affolur. Bir hadis-i şerif:
(Uçsuz bucaksız bir çölde, yiyeceği, içeceği ve başka ihtiyaçları yüklü
devesini kaybedip, açlık ve susuzluktan öleceğini anlayıp, ölmek için yatan ve
uyanınca devesinin geldiğini gören kimsenin sevinmesinden daha çok, Allahü
teâlâ, kulunun tevbe etmesine sevinir.) [Buhârî, Müslim]
Allahü teâlânın sevinmesine sebep olmak için hemen tevbe etmeliyiz. Bazı
günahlar, bazılarına göre küçük görünse de, hepsi Allah'a karşı isyan olduğu
için, hiçbir günaha meyletmemelidir.
Had cezası
Sual: Dinen had cezası gerektiren bir günahı işleyenin ne yapması
gerekir?
CEVAP
Had cezası gerektirecek kadar büyük bir günah işleyenin tevbe etmesi ve yapılan
günahı gizlemesi, kimseye söylememesi gerekir. Ne kadar büyük günah olursa
olsun, tevbe edilince affolur. Başka bir şey yapmak, mesela kendine had cezası
yaptırmak gerekmez. İki hadis-i şerif şöyledir:
(Tevbe eden, günah işlememiş gibi temiz olur.) [İbni Mace]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının
çokluğuna bakmadan affederim. Günahların bulutlara kadar yükselse de yine
affederim. Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. Yeter
ki iman ile gel!)[Tirmizî]
İki âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey müminler, Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [Nur 31]
(Ey günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Zira Allah,
bütün günahları affeder. O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [Zümer
53]
Günah zarar vermez
Sual: Hadis-i şerifte, (Allahü teâlânın sevdiği kula, günah
zarar vermez) buyuruluyor. Günahın zarar vermemesi ne demektir?
CEVAP
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: (Günah zarar vermez) ifadesinden
maksat, (Allahü teâlâ, sevdiği kulunu günah işlemekten korur) demektir. Evliya
zatlar, peygamberler gibi günah işlemekten masum değildir, günah işleyebilir.
Ama Allahü teâlâ onlardan bazılarını günah işlemekten koruduğu için günahın
zararından kurtulmuş olurlar. Evliya olmadan önce işlediği günahlar da kast
edilmiş olabilir. Çünkü tevbe edince günahları affolur. (2/44)
Şu hâlde, günahın zarar vermemesi, (Tevbe edilen günahlar affolduğu için, günah
üzere kalmaz, bunların kendisine zararı olmaz) veya günah işlemeyeceği için,
(Günahın ona zararı dokunmaz) demektir.
Kötü niyet
Sual: (Kötü niyet için günah vardır) demek doğru mudur?
CEVAP
Niyet kalble olur. Suizan, haset etmek gibi kalble işlenen günahlar hariç,
sadece kötülük yapmaya niyet etmekle günah yazılmaz. Kötü niyetin günah olan ve
olmayan çeşitlerine birkaç örnek verelim:
Hırsızlık etmeye, içki içmeye, yalan söylemeye, kumar oynamaya, zina etmeye
niyet etse, yani karar verse, fakat yapmasa günah olmaz. Eğer günah diye
vazgeçmişse, sevaba da kavuşur.
Bir müddet sonra, dinden çıkmayı niyet eden, o anda dinden çıkıp kâfir olur.
Bir ateistle evlenmeye niyet eden, evlenmese bile, niyet ettiği andan itibaren
mürted olur.
Günah olan işleri kolay yapabilmek için kuvvetli gıdalar yemek günah olur.
Kesin delil olmadan birinin günah işlediğini kabul etmek yani suizan etmek
günah olur.
Görmek ve bakmak
Sual: Marketlerde, dolmuşlarda veya başka yerlerde istemeden müzik
sesini işitiyoruz. Sokakta, ister istemez açık saçık bayanları görüyoruz. Günah
oluyor mu?
CEVAP
Dinlemekle duymak, görmekle bakmak farklıdır. Haram seslerin, biz istemeden
kulağımıza gelmesi günah değildir. Kasten haram sesleri dinlemek günahtır.
Namahremi görmek günah değil, ona isteyerek bakmak günahtır. (İlk bakış günah
değil, sonrakiler günahtır) diyerek, ilk bakışta kasten bakmak da günahtır. Ama
kasıt olmadan gözümüze birkaç defa da çarpsa, yani görsek günah olmaz. Hadis-i
şerifteki (İlk bakış günah olmaz) ifadesi, göze çarpması günah
olmaz demektir. İlk bakış da olsa, kasten bakmak günahtır.
Hayvanların da hakkı vardır
Sual: (Hayvanlara eziyet etmek, suçsuz yere öldürmek, kul hakkından
daha önemlidir) deniyor. Böyle küçük günah yüzünden insan büyük azaba maruz
kalır mı?
CEVAP
Dinimizde, hayvan hakkı, insan hakkından; kâfir hakkı da, hayvan hakkından daha
büyük günahtır. (Hadika)
Üç hadis-i şerif:
(Kuş veya başka hiçbir hayvan yoktur ki, haksız yere öldürülsün de,
Kıyamette hakkını almasın.) [Taberanî]
(Allahü teâlâ, haksız yere öldürenden bir serçenin hesabını sorar.) [İ.
Ahmed]
(Kedisini bağlayıp aç ve susuz bırakıp, açlıktan öldüren bir kadın,
Cehenneme girmiştir.) [Buhârî]
Küçük sanılan bir günah yüzünden, Allahü teâlânın gazabına uğrayabilir, helak
olabiliriz.
Kedisini aç bırakarak ölmesine sebep olan bir kadın, sırf bu yüzden cehennemlik
oldu. Susuzluktan kıvranan bir köpeğe acıyan fahişe bir kadın, kuyudan
ayakkabısıyla su çekip köpeğe verdi. Bu yüzden hidayete kavuştu.
O hâlde, küçük büyük her günahtan sakınmalı ve önemli sayılmasa da her iyiliği
yapmaya çalışmalıdır. Çünkü Allahü teâlânın rahmeti, iyilikler, ibadetler
içinde, gazabı da günahlar içinde gizlidir. (K. Saadet)
Günahı bana demek
Sual: (İşlemenizi istediğim günahların bir mesuliyeti varsa,
bana râci olur. Onun hesabını Allah benden sorar. O işin vebali yalnız banadır.
Hizmet için içki de iç, tesettürü de at, günahı, vebali banadır) denince,
bu işleri yapana da günah olmaz mı?
CEVAP
Elbette, bunları yapana da günahı olur. Böyle sözler dini bilmeyen cahillerin,
zındıkların, ajanların veya mezhepsizlerin sözüdür. Bunlar zamanla, (Ey
Müslümanlar İslamiyet’e uymayın, Yahudi olun, Hristiyan olun, günahı, vebali
bizim boynumuza) diyebilirler veya buna zemin hazırlamak için bunları
söylüyorlar. Böyle dinimize aykırı konuşanlara dikkat edilmelidir.
Günah unutkanlığa sebep olur
Sual: Zamane hocalarından biri, (Gıybet, dedikodu hafızayı
kuvvetlendirir, unutkanlığı önler) dedi. Bu yanlış değil mi?
CEVAP
Elbette yanlıştır. Hangi günah olursa olsun, hafızayı köreltir, unutkanlığa
sebep olur. Çünkü İslam âlimleri, (İsyanı çok olanın, nisyanı çok olur) buyuruyor.
Yani (Çok günah işleyen, çok unutur) demektir. Onun için dedikodu gibi her
günahtan uzak durmaya çalışmalıdır.
Harama bakmak
Sual: Bir hoca, (Bizzat kendileri değil, resimleri olduğu
için, namaz kılan evli veya bekâr erkeğin, açık görüntüleri seyretmesi
mubahtır, en fazla mekruh olabilir) dedi. Göz zinası olmuyor mu? Haram
değil mi?
CEVAP
Elbette haramdır. Muteber bir kitaptan nakletmeden rastgele konuşmanın vebali
büyüktür. Harama helâl veya mubah demek insanı küfre sokar.
Kadınların bakılması haram olan yerlerinin resimlerine, sinemadaki ve
televizyondaki görüntülerine şehvetle bakmak veya şehvete sebep olacak
görüntülerine bakmak, böyle sesleri dinlemek haramdır. Kadınların avret
yerlerine cam, herhangi gözlük ve su arkasından şehvetsiz de bakmak ve su
içindeki kadına bakmak caiz değildir, haramdır. (S. Ebediyye)
Demek ki, şehvetsiz bile olsa, şehvete sebep olacak görüntü
olduğu için, açık görüntülere bakmak haramdır. Hele namaz kılan birinin
seyretmesi çok daha çirkin olur. Bir şeyin günah olduğunu ve haramın ateş
olduğunu bilerek yapmak, günahta ısrar etmek, daha büyük günahtır. Küfre kadar
götürebilir.
Günahlar, iyi niyetle yapılsa da günahtır
Sual: Bir kimse, haram, günah olan bir şeyi, iyi, güzel niyetle yapsa, yine
günah olur mu?
Cevap: Günahlar, niyetsiz veya iyi niyet ederek işlenirse, günah
olmaktan çıkmaz. (Ameller, niyete göre iyi veya kötü olur) hadis-i
şerifi, taatlara ve mubahlara niyete göre sevap verileceğini bildirmektedir.
Bir kimse, birinin gönlünü almak için başkasını incitse veya başkasının malı
ile sadaka verse, yahut haram para ile mektep, cami yaptırsa, bunlara sevap
verilmez. Zulüm, günah, iyi niyetle işlenirse, yine günah olur. Böyle işleri
yapmamak sevaptır. Bilerek yapılırsa, büyük günah olur. Günah olduğu
bilinmeyerek yapılırsa, Müslümanların çoğunun bildiği şeyleri bilmemek,
öğrenmemek de günah olur. Hadîkada deniyor ki:
“Haramların iyi niyetle yapılması, bunları haramlıktan çıkarmaz. İyi niyet,
haramlara ve mekruhlara tesir etmez. Bunları taat hâline çevirmez.”
Sual: Büyük günah işleyenin imanı gider mi?
Cevap: Müminin, büyük dahi olsa, günah işlemekle imanı gitmez, kâfir
olmaz.
Sual: Kur’an-ı kerimdeki, “birbirinizin mallarını batıl
yoldan yemeyiniz” emrindeki batıl yol ne demektir?
Cevap: İbni Hacer-i Mekkî hazretleri, Zevâcir kitabında diyor ki:
“Bakara suresi 188. ayetinde mealen; (Ey müminler! Birbirinizin mallarını
batıl yoldan yemeyiniz!) buyuruldu. Batıl yol, faiz, kumar, gasp,
sirkat, hırsızlık, hile, hıyanet, yalancı şahitlik, yalan yere yemin ederek
aldatmaktır. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Helal yiyen, farzları yapıp, haramlardan sakınan ve insanlara zarar
vermeyen bir Müslüman Cennete gidecektir.)
(Haram ile beslenen beden, ateşte yanar.)
(Şerrinden, zararından emin olunmayan kimsenin, dini,
namazları, zekâtları, kendisine fayda vermez.)
(Üzerindeki cilbabı haramdan gelmiş olan adamın namazları
kabul olmaz.)
Cilbab, kadınların geniş baş örtüsü demektir. Erkeklerin
uzun gömleğine de cilbab denir.”
Günah işleyene nasihat etmek
Sual: Haram, günah işleyenlere, her Müslümanın nasihat etmesi, onlara doğruyu
bildirmesi gerekir mi veya bunun belli bir ölçüsü var mıdır?
Cevap: Fetâvâ-yı Hindiyyede, konu ile alakalı olarak deniyor ki:
“Günah işleyene tatlı sözle emr-i ma'ruf, yani nasihat edilir. Dinlemezse,
fitne çıkacak ise edilmez, susulur. Sözü dinlenecek ise, sert söylenir. Sövmek,
kötü söylemekle emr-i ma'ruf yapmamalıdır. Karşılık verecek kimseye, emr-i
ma'ruf ve nehy-i münker yapılmaz. Karşılığa sabredebilirse yapması efdal olur.
Amirler el ile, âlimler dil ile, cahiller kalp ile emr-i ma'ruf yapar. İnsan
evvela kendine Emr-i ma'ruf yapmalıdır. Cahil, âlime emr-i ma'ruf yapmamalıdır.
Bir günahı yapmak âdeti olan, o günahı işleyeni görünce, emr-i ma'ruf yapar.
Günah işleyene emr-i ma'ruf yapamayan kimse, onun babasına söyler veya yazar.
Babası emr-i ma'ruf yapmaz veya yapamayacak ise, babasına bildirmez. Zevcine,
hükümete bildirmek de böyledir. Tövbe edenin günah işlediği başkasına
bildirilmez. Hırsızı gören, zararından korkmazsa haber verir.”
Sual: Başkalarının günah işlemesine sebep olmamak için
günahtan sakınmak, dinen doğru olur mu?
Cevap: Günah işleyecek kimsenin, bu günahtan vazgeçmesi, ya Allahü
teâlâdan korktuğu için veya insanlardan hayâ ettiği, utandığı için, yahut
başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk
etmenin alameti, o günahı gizli olarak da işlememektir. İnsanlardan hayâ etmek,
onların kötülemelerinden korkmak demektir. Başkalarının günah işlemelerine
sebep olmak, yalnız yapmaktan daha çok günahtır. Başkalarının bu günahı
işlemelerinin günahları da, kıyamete kadar bunlara sebep olana yazılır. Bir
hadis-i şerifte, (İnsan günahını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da,
kıyamet günü, bu günahı kullarından saklar) buyuruldu. Herkese vera
sahibi olduğunu bildirmek için, günahını saklamak ve gizli olarak devam etmek
ise, riya olur.
Sual: Başkaları günah işlemesin diye, onların hatırı
için, sünnetleri, müstehabları terketmek uygun olur mu?
Cevap: Başkalarının günaha girmemeleri için, bir kimsenin mubahları
terk etmesi iyi olur. Fakat sünnetleri, hatta müstehabları terk etmesi caiz
olmaz. Mesela gıybet yapmamaları için, misvak kullanmayı terk etmek iyi olmaz.
Allahü teâlâya isyan, iki türlüdür
Sual: “Allaha isyan ettiler” denilince ne anlatılmak istenmektedir, bu
ifadeden, haram, günah işleyenleri mi anlayacağız?
Cevap: Allahü teâlâya asi olmak, isyan etmek iki türlüdür:
1- Allahü teâlânın emirlerini, yani farzları yapmamaktır. Farzları, vazife
kabul etmeyen, kâfir olur. Vazife olduğunu bilip de, tembellikle yapmayanlar,
yani kaza etmek, ödemek fikrinde olanlar, Hanefî mezhebinde, kâfir olmaz. Fakat
en büyük günah olur.
2- Allahü teâlânın men, yasak ettiğini, yani haramları
yapmaktır. Haramdan kaçmayı, sakınmayı, vazife bildiği hâlde, nefsine uyarak
yapan ve sonra üzülenler kâfir olmaz. Haram işleyen Müslümanlara fasık, asi
denir. Haram işlemeyenlere ve farzları yapanlara salih, iyi insan, mütteki
denir. İttikanın, yani haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından
daha fazladır. Farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha
çoktur.