Sual: Misyonerlere aldanan bir genç, (Bir tek
hadisin bile sahih olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü ne hadisi
söyleyen peygamberi, ne de, onu nakleden sahabeyi gördük, yanında değildik.
Bu bakımdan bir hadisin doğru olduğunu söylemek yanlış olur. Mesela Buhari ve
Müslim’in rivayet ettiği beş vaktin namazın farz oluşu ile ilgili hadis,
diğerleri gibi uydurmadır. Eğer Muhammed Musa’dan üstün ise, onun tavsiyesine
nasıl uyar?) diyor. Buna nasıl cevap verebiliriz?
CEVAP
Yukarıdaki iddiaları yapan maksatlı değilse, Peygamberi de, sahabeyi de,
âlimleri de hakkıyla bilmiyor demektir. Tevatürden, icmadan, hadis ilminden
haberi yoktur. Bilmediği bir şeyi, bir peygamber bir başkasına sorabilir.
Bundan da haberi yok. Musa aleyhisselam ulül-azm, büyük bir resuldür. Buna
rağmen, bilmediği ilimleri öğrenmek için, bir kimseden yardım istediği
Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. İşte âyet-i kerimeler:
(Bu arada ikisi [Hazret-i Musa ile arkadaşı], katımızdan
kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan
birini buldular. Musa ona, sana öğretilen [gayblarla ilgili] ilimden,
doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olmak
istiyorum, dedi. O, Sen benim yaptıklarıma dayanamazsın, esasını
bilmediğin bir şeye nasıl dayanabilirsin?” dedi. Musa, inşallah, beni
sabredici olarak bulursun dedi.) [Kehf 65 - 69]
Kitap sahibi bir peygamber, herhangi bir kimseden bilgi almak istediğine
göre, Peygamber efendimizin Hazret-i Musa’nın tecrübesine istinaden yaptığı
tavsiyesine uyması yadırganmamalıdır. Bu hadis-i şerif, Buhari ve Müslim gibi
dinimizin en kıymetli iki hadis kitabında yer almaktadır. Bu iki kitaba
inanılmazsa, din yıkılmış olur. Çünkü bu iki kitabın doğru olmasında İcma hasıl
olmuştur. İcma, âlimlerin sözbirliğidir. Eğer İcma’ya inanılmazsa
Kur’ana da inanılmaz. Ayrıca namazın nasıl kılınacağı, namazın farzları,
vacibleri, mekruhları, sünnetleri, namazı bozanları Kur’an-ı kerimden anlamak
mümkün değildir. Daha bir çok konunun hepsini Peygamber efendimiz
açıklamıştır. Resulullah efendimizin açıklaması olmadan bunları bilmek mümkün
değildir.
Medarik tefsirinde, Nisa suresinin (Müminlerin [itikad ve
ameldeki] yolundan ayrılan Cehenneme gider) mealindeki 115.
âyet bildirildikten sonra, (Kitab ve sünnetten ayrılmak gibi icmadan
da ayrılmak caiz değildir) buyuruluyor. Beydavi’de, aynı
âyetin tefsirinde (Bu âyet, icmadan ayrılmanın haram olduğunu
göstermektedir) buyuruluyor.
İmam-ı Ahmed’in bildirdiği, (Ümmetim dalâlet üzerinde
sözbirliği yapmaz) hadis-i şerifi de gösteriyor ki, Ehl-i sünnet
âlimlerin söz birliği ile bildirdiklerinin hepsi doğrudur.
İbni Sebe diyor ki: Kur’anı toplayan Eshab, ona ilave ve çıkarma
yaptı. Biz Kur’ana inanmayız. (Bu Kur’anı Allah indirdi korumasını o
yapar) diye bir âyet uydurmuşlar.
Yok, biz İbni Sebe yahudisi gibi değiliz deniyorsa ve Kur’ana inanılıyorsa,
Eshab-ı kiramın hepsinin Cennetlik olduğuna da inanmak gerekir. Onların
rivayet ettikleri hadislerin de doğru olduğuna inanmak gerekir. Kur’anı
bildirdikleri gibi hadisleri de onlar bildirdi. Bunlardan birini kötülemek,
bir dediğine inanır, diğer dediğine inanmam demek, dini yıkmanın, İslamiyet’e
inanmıyorum demenin kamufle edilmiş şeklidir. Hadis âlimlerini, yalancı,
cahil ve din düşmanı bilmek ne kadar yanlıştır. Buhari ve Müslim gibi
âlimlere uymak gerekir. Çünkü Kur’an-ı kerimde (Bilmiyorsanız zikir
ehline [âlimlere] sorun)buyuruluyor. (Nahl 43)
Resule uymak
Sual: (Yalnız Kur'an var, Kur’andan başka kaynak yok) diyen
sapık biri, (Kur’anda, “Resulümün bildirdiklerine uyun!” diye
çok âyet vardır. Biz Resulün bildirdiklerini inkâr etmiyoruz. Ancak günümüze
kadar, sağlıklı, uydurma olmayan bir hadis gelmediği için hadislere itibar
etmiyoruz. Resulünün bütün sözleri değiştirildiği, uyulacak söz kalmadığı
için yalnız Kur'an diyoruz) diyor. Allah,
hadislerin böyle değişeceğini bilmiyor muydu da (Resulüme uyun!) buyurdu?
CEVAP
Hadis-i şeriflerin büyük kısmı sağlam kaynaklarla bize kadar gelmiştir.
En ufak bir şüphe yoktur. Özellikle Kütüb-i sitte’deki hadis-i şerifler
sağlamdır. Farzımuhal, (Yalnız Kur'an) diyen sapığın dediği
gibi, bütün hadis-i şerifler uydurma olsa, böyle çirkin bir iddia, Allahü
teâlâyı cahillikle suçlamak olmaz mı? Hâşâ Allah, hadislerin
değiştirileceğini bilmiyor muydu? (Bilmiyordu) denemez. (Biliyordu) denirse,
niye uydurma, yanlış, bozuk, bâtıl şeylere uyun emrini verdi?
Demek ki böyle şeylerin olmayacağını, Resulünün mübarek sözlerinin sağlam
senetlerle geleceğini, değişmeyeceğini bildiği için, (Resulüme uyun!) buyurdu.
Çünkü hadis-i şeriflere uyulmadan Resulullah’a uyulmuş olmaz.
|