Kadınların çeşitli sanayi kollarında çalışmasında bir sakınca var mıdır?
Kadınların çalışması
CEVAP
Dinimizde kadın, geçim derdinden, düşüncesinden muaf tutulmuştur. O, çalışarak,
didinerek para kazanmaya, bunun için beş vakit namazı aksatmaya, başını, kolunu
açarak veya erkeklerin arasına karışarak günah işlemeye mecbur değildir. Her
şeyi onun ayağına getirmek mecburiyeti vardır. Dinimiz ona bu kıymeti
vermiştir.
Müslüman kadın ticaret, fen, sanat ve ziraat ile uğraşmaya mecbur değil ise de,
bunlarla meşgul olması, para kazanması günah değildir, kendi isteğiyle
çalışabilir. Yalnız, bunlarla meşgul olurken, haramlardan sakınması şarttır.
Haram işleyerek ibadet de yapılamaz. Mesela farz olan hacca kadın mahremsiz
gidemez.
İhtiyaç halinde çalışmak
Sual: Kadın hangi şartlarda çalışabilir?
CEVAP
Bir kadının, kızın, anası, babası ve mahrem akrabası yoksa veya var da, fakir
iseler ve devlet de yardım etmez ve kimse yardım etmezse, bu kadın, kendinin,
çocuklarının ve hastalık, ihtiyarlık sebebiyle çalışamayan fakir ana babasının
nafakalarını temin etmek için çalışmak zorundadır. Erkekle karışık olmayan
kadın işlerinde çalışır. Erkek bulunmayan iş yoksa, sıhhatini, dinini,
namusunu, Müslümanlık haysiyetini ve şerefini koruyacak kadar farz olan
nafakayı kazanmak için, yabancı erkeklerin bulunduğu yerde örtülü olarak
çalışması caiz olur. Bu nafakayı kazanmasında mani olunması, ikrah olur. Böyle
ihtiyaçtan fazla, orada kalması caiz olmaz. Çalışırken, başını, kollarını
açması için zorlarlarsa, açmazsan burada çalışma derlerse, örtülü olarak
çalışacak başka yer bulamayınca, kolları açık çalışması, İmam-ı Ebu Yusuf’un kavline
göre caiz olur. Kadının kulaklarından sarkan saçlarını örtmesi farz değildir
diyen âlimler de vardır. Harac olduğu zaman, bu zayıf kaville amel etmek caiz
olur. Başında bulunan saçları örtmenin farz olduğu sözbirliğiyle bildirildiyse
de, kulaklardan sarkan saçların açılması, zorlanmak sebebiyle caiz olur. Böyle
zorlanan kadın, her zaman, erkekle karışık olmayan veya örtülü çalışacak yer
aramalıdır. Bulunca, orada çalışması lazım olur. Saçlarını, kollarını sokakta,
gidip gelirken örtmelidir. Müslüman erkekle evlenince, bunun nafakasını kocası
temin etmeye mecburdur. Zengin olmadığı için, anasına, babasına ve çocuklarına
nafaka vermesi lazım gelmezse de, kocasının izniyle çalışıp onlara bakması
lazımdır. (S. Ebediyye)
Nafakayı kazanmak
Sual: Kocam gereksiz harcamalar yapıyor. Mesela, neredeyse her gün
gereksiz yere dışarıda yemek yiyor, cep telefonlarını gereksiz yere
değiştiriyor, telefonla çok uzun konuşuyor, süs olsun diye lüks eşyalar alıyor.
Bir de bunlar için borçlanıyor, aldığı para borçlara gidiyor. Nafakamızı
sağlamak için, ev temizliğine gitmek gibi bazı işler yapıyorum. Bazen haram
işlemek zorunda da kalıyorum. Bu şartlar altında, haram işlemem mazeret olur
mu?
CEVAP
Mazeret olmaz. Dışarıda yemek yemek, cep telefonu değiştirmek, lüks eşyalar almak
günah değilse de, önce evin nafakasını temin etmesi gerekir. Nafakasını
kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar çalışıp kazanmak farzdır. Bunu yapmayıp,
ailesini zor durumda bırakan günahkâr olur. İki hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Kimseye muhtaç olmamak ve ana baba, çoluk çocuğunu muhtaç etmemek için işe
gidenin, her adımı ibadettir.) [Taberani]
(Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hâle düşüren, 70 şeye muhtaç olur.) [Tirmizi]
Erkek mesleği
Sual: İslam Ahlakı kitabında, zaruret olmadan erkekler gibi giyinen,
onlar gibi tıraş olan ve erkeklere mahsus işleri yapan kadınların, kadın gibi
saçlarını uzatan ve süslenen erkeklerin lanetlendiği bildiriliyor. Erkeklere
mahsus işler hangileridir?
CEVAP
Bu işler, zamana göre değişirse de genelde, güreş, hamallık, polislik,
şoförlük, inşaat, maden ocaklarında çalışmak gibi meslekler bu sınıfa dâhildir.
Kadın, kocasının izniyle, erkeklere mahsus olmayan işlerde, günah işlemeden
çalışabilir.
Hayat, müşterek midir?
Sual: Zamanımızda boşanmalar, gün geçtikçe artıyor. Hayat müşterektir diyerek,
kadınlar her işte çalışmaya zorlanıyor ve bunun neticesinde de evlilik hayatı
bitiyor. Bütün bunların sebebi ne olabilir?
Cevap: Zaruret olmadan boşayarak evini barkını, yuvayı yıkmak, huzuru,
saadeti kaçırmak ve boşadığı kadına mehir parasını ödemek, bir erkek için kolay
şey değildir. Kadın, kocasına yemek hazırlayarak, çamaşırını yıkayarak,
yırtıklarını dikerek, çocuklara din ve ahlak bilgisi vererek, kocasının rahat
ve mesut yaşamasını sağlar. Tatlı sözleri ile kocasını neşelendirir. Hanımını
boşayan erkek, bu nimetlerden mahrum kalır. Boşanılan kadının nafakasını
vermek, babasına, babası yoksa, zengin akrabasına farz olur.
Görülüyor ki, İslâm dininde, kadın değil, erkek acınacak
hâldedir. Kız olsun, dul olsun, evli olmayan fakir kadına babası bakmaya
mecburdur. Babası yoksa veya fakirse, zengin akrabası bakacaktır. Müslüman
kadının çalışıp kazanmaya ihtiyacı yoktur. İslâm dini, kadının bütün
ihtiyaçlarını erkeğin sırtına yüklemiştir. Erkeğin bu ağır yüküne karşılık,
mirasın hepsinin yalnız erkeğe verilmesi lazım iken, Allahü teâlâ, kadınlara
burada da ihsanda bulunarak, erkek kardeşlerinin yarısı kadar da miras
almalarını emir buyurmuştur.
Erkek, hanımını, evin içinde veya dışında çalışmaya
zorlayamaz. Kadın arzu ederse ve kocası izin verirse, haram işlemeden çalışması
caiz ise de, kazandığı kendi mülkü olur. Hiç kimse, bunları ve mirastan eline
geçeni, kadından zorla alamaz. Kendisinin, çocukların ve evin herhangi bir
ihtiyacına sarf etmesi için de zorlanamaz. Bunların hepsini erkeğin alıp
getirmesi farzdır.
Zamanımızda bazı memleketlerde, kadın da, erkeklerle
birlikte, boğaz tokluğuna, en ağır işlerde zorla çalıştırılıyor. Hayat
müşterektir denilerek, kadınlar da, fabrikalarda, tarlalarda, ticarette,
erkekler gibi çalışıyorlar. Çoğunun evlendiklerine pişman oldukları,
mahkemelerin boşanma davaları ile dolu olduğu, günlük gazetelerde sık sık
görülmektedir. Kadınlar, İslâm dininin kendilerine verdiği kıymeti, rahatı,
huzuru, hürriyeti ve boşanma hakkına malik olduklarını bilmiş olsalar, bütün
dünya kadınları, hemen Müslüman olurlar ve İslâmiyetin her memlekete yayılması
için çalışırlar.