Bir kalpte imanın bulunup bulunmadığının alameti, işareti var mıdır, varsa bu alamet nedir?
Kalpte iman bulunduğuna alamet
Cevap: Allahü teâlânın emirlerini yapmamak,
günahlardan sakınmamak, kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması,
İslâmiyete tam inanılmamasıdır. Mümin olmak için, yalnız kelime-i şehadeti
söylemek yetişmez. Münafıklar da, bunu söylüyor. Kalpte iman bulunduğuna
alamet, İslâmiyetin emirlerini severek yapmak, yasak ettiklerinden de severek
uzaklaşmaktır. İslâmiyetin emirlerini yapabilmek, yasaklarından sakınabilmek
için, dinde lazım olanları, öğrenmek ve öğretmek lazımdır. Din bilgilerini
öğrenmeden, başka şeyler öğrenenler ve çocuklarına doğru din bilgisi öğretmeyenler
aldanmaktadır. Geleceği temin etmek, acaba bunları elde etmek midir yoksa,
Allahü teâlânın rızasını kazanmak mıdır? Niyetin doğru olması için korkmalı ve
çok istiğfar etmelidir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Teheccüd zamanında tövbe, istiğfar etmek, Allahü teâlâya yalvarmak,
günahlarını düşünmek, ayıplarını, kusurlarını hatırlamak, kıyametteki azapları
düşünüp korkmak, Cehennemin sonsuz acılarından titremek lazımdır. Af ve
mağfiret için çok yalvarmalıdır. O zaman ve her zaman yüz kere “Estağfirullahel'azîm
ellezî lâ ilâhe illâ hüv el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” demeli ve manasını
düşünerek söylemelidir. Bunu ikindi namazından, tesbihlerden ve duadan sonra
yüz defa okumalıdır. Abdestsiz okunabilir. Hadis-i şerifte; (Kıyamette,
sayfasında çok istiğfar bulunanlara, müjdeler olsun!) buyuruldu.”
İstiğfar ve bütün dualar, temiz kalple söylenmez, yalnız
ağızla söylenirse, faydası olmaz. İstiğfarı ağızla üç kere söyleyince, temiz
kalp de söylemeye başlar. Günah işlemekle kararmış olan kalbin söylemesi için,
ağızla çok söylemek lazımdır. Namaz kılmayanın ve haram lokma yiyenin kalbi
kararır. Böyle kalplerin de söylemeye başlaması için, ağızla en az yetmiş kere
istiğfar söylemelidir.
Fıkıh, ilmihal ve ahlak bilgilerini lüzumu kadar öğrenmek ve
çoluk çocuğuna öğretmek, her Müslümana Farz-ı ayındır. Öğrenmeyenler ve çoluk
çocuğuna öğretmeyenler büyük günah işlemiş olur. Öğrenmeye lüzum görmeyen,
ehemmiyet vermeyenin ise, imanı gider. Dinini öğrenen ise, dünya ve ahiret
felaketlerinden kurtulur.