Bosna’ya yardım için para toplanıyor. Yardımların yerine ulaşıp ulaşmayacağını bilmiyoruz. Yardımlar yerine ulaşmazsa, yardım edenler mesul olur mu?
Müminler bir vücut gibidir
CEVAP
Yardımı toplayan, müslüman ise, yardım etmek gerekir. Yardımın
ulaştırılmasında bir kusur veya hıyanet olursa, günah, onların olur. Onun için,
dünyanın neresinde olursa olsun, müslümanlara yardım etmelidir! Amerika’daki,
Afrika’daki müslümanlara da yardım etmelidir! Bütün müslümanlar bir ailenin
fertleri, hatta bir vücut gibidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir.
Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun
tedavisi ile meşgul olduğu gibi, müslümanlar da birbirlerine yardıma
koşmalıdır!) [Buhari]
Dertler müşterektir
Bu bakımdan, dünyanın öteki ucundaki bir müslümanın derdi, bizim derdimiz
demektir. Ona yardım etmek gerekir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müslümanların dertleri ile ilgilenmeyen, onlardan değildir.)[Hakim]
Yiyecek, giyecek ve başka ihtiyaçları için müslümanlara yardım, hem vazifedir,
hem de çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir müslümanın sıkıntısını gidereni veya bir mazluma yardım edeni, Allahü
teâlâ affeder.) [Buhari]
(Bir din kardeşinin ihtiyacını gideren, ömür boyu Allahü teâlâya ibadet etmiş
gibi sevap kazanır.) [Buhari]
(Kim bir mümini, bir münafıkın eziyetinden korursa, Allahü teâlâ da onu,
Cehennem ateÅŸinden korur.) [Ebu Davud]
(Allah indinde, en kıymetli amel, mümini sevindirmek, sıkıntısını gidermek,
borcunu ödemek veya karnını doyurmaktır.) [Taberani]
(Din kardeşini savunan müslümanı Allahü teâlâ, Cehennem ateşinden korur.) [Taberani]
(Din kardeşinin aleyhinde konuşulurken, ona müdafaaya gücü yeterken, bunu
yapmayanı, Allahü teâlâ dünya ve ahirette zelil eder.) [İbni
Ebiddünya]
(Allah katında en kıymetli amel, bir müslümanı sevindirmek yahut bir
sıkıntısını gidermek veya sabrını taşıran bir kederini ortadan kaldırmak yahut
borcunu ödemektir.) [Ebuş-şeyh]
(İnsanların iyisi, insanlara iyilik edendir.) [İ. Ahmed]
(Arkadaşın iyisi, arkadaşına, komşunun iyisi ise komşusuna iyilik
edendir.) [Tirmizi]
(Sizin en iyiniz, kendisinden hep iyilik beklenen ve kötülük etmeyeceğinden
emin olunandır.) [Tirmizi]
(Hayra vesile olan, hayır işlemiş gibidir. Allahü teâlâ, sıkıntıya düşene,
çaresize yardım edeni sever.) [İbni Neccar]
(Layık olana da, olmayana da iyilik et. Eğer layık olana iyilik edersen ne iyi.
Eğer o kimse iyiliğe layık değilse, sen, iyilik ehlinden olursun.) [İbni
Neccar]
SevdiÄŸini vermek
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe, iyilik ve hayra nail olamazsınız. Ne
infak ederseniz, Allahü teâlâ, onu hakkıyla bilir ve mükafatını verir.) [Al-i
Ä°mran 92]
İnfaktan maksat zekat diyenler oldu. (Sevdiğiniz maldan zekat vermedikçe
saadete eremez, Cennete giremezsiniz. Cimrilikten ve mal sevgisinden
temizlenmiş olmazsınız) dediler. İnfak edilen her şeyi Allahü teâlâ bilir,
dünyada hakkını verir, ahirette de sevabını ve derecesini artırır. Ömer bin
Abdülaziz hazretleri, yüklerle şeker alıp sadaka olarak dağıtırdı. Dediler
ki:
(Niçin parasını değil de, şeker alıp sadaka ediyorsun?)
Buyurdu ki:
(Bu şeker, bana paradan daha kıymetlidir, şekeri çok severim.)
Âyet-i kerime nazil olunca, Hazret-i Ömer, en iyi cariyesini azat etmişti. Oğlu
Hazret-i Abdullah da en iyi cariyesini azat etmiÅŸti. Kendisine dediler ki:
(Kıymetli cariyeyi niçin bıraktın?)
Buyurdu ki:
(Bu âyeti işitince bıraktım. Kişi sevdiğini vermeyince sevdiğini elde edemez.)
Harun Reşidin zevcesi Zübeyde, otuzbin altın harcetmiş, bir mushaf yazdırmıştı.
Tamamlanıp da kendisine getirdikleri vakit bu âyet-i kerimeyi okuyunca, hemen
mushafı kapayıp: (Alın bunu, salih bir müslümana hediye edin. Şu anda bu
mushaftan daha çok sevdiğim bir şey yoktur) dedi.
Âyet-i kerime nazil olunca, Hazret-i Ebu Talha, en sevdiği malı olan bir
bahçeyi Allah yolunda tasadduk etti. Zeyd bin Harise hazretleri de, Seyl
adındaki atını tasadduk etti.
Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki:
(Bir kimse sevdiği bir tek hurmayı bile Allah rızası için tasadduk ederse, bu
âyetteki iyilik ve hayra mazhar olmuş olur) buyurdu.(Tibyan)