Mevlid kandilinin dinimizdeki yeri nedir ve niçin kutlama yapılmaktadır?
Mevlid gecesi
Cevap: Mevlid gecesi; Rebî'ul-evvel ayının 11.
ve 12. günleri arasındaki gecedir. Dünyadaki bütün insanlara Peygamber olarak
gönderilen, Muhammed aleyhisselamın doğduğu gecedir. Bu gece, Kadir gecesinden
sonra, en kıymetli gecedir. Bu gece, Peygamber efendimiz doğduğu için
sevinenler affolur. Bu gece, Resulullah efendimizin doğum zamanlarında görülen
hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Kendileri de
anlatırdı. Bu gece, Eshab-ı kiram da, bir yere toplanıp, okurlar, anlatırlardı.
Bütün Müslümanlar da, her sene, bu geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta,
her yerde mevlid kasideleri okunarak Resulullah efendimiz hatırlatılmaktadır.
Erbil sultanı Ebû Sa'îd Muzaffer-üd-dîn Kükbûrî bin Zeyneddîn Alî, mevlid gecelerinde
şenlikler yapar, ikram ve ihsanlarda bulunurdu.
Mevlid, doğum zamanı demektir. Rebî'ul-evvel, ilkbahar
demektir. Peygamber efendimiz, nübüvvetten sonra, her yıl, bu geceye ehemmiyet
verirdi. Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram
yapmıştı. Bugün de, Müslümanların bayramıdır, neşe ve sevinç günüdür.
Âdem aleyhisselam ve her şey, Onun şerefine yaratılmıştır.
Arş ve gökler, Cennetler üzerine, mubarek ismi yazılmıştır. Ona Muhammed adını,
dedesi Abdülmuttalib koydu. Onun adının yeryüzüne yayılacağını, herkesin Onu
medhedeceğini rüyada görmüştü. Muhammed, çok medholunan demektir.
Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshabına ziyafet
verir, dünyaya teşrif ettiği ve çocukluğu zamanında olan şeyleri anlatırdı.
Hazret-i Ebû Bekir, halife iken, mevlid gecesinde, Eshab-ı kiramı toplayıp,
Resulullah efendimizin dünyaya teşrifindeki olağanüstü hâlleri konuşurlardı.
Doğum gününe önem vermeyi Hıristiyanlar, Müslümanlardan
öğrenip almışlardır. Dünyanın her yerindeki Müslümanlar, Peygamber efendimizin
ve Eshab-ı kiramın yaptıkları gibi, mevlid gecesinde, Resulullah efendimizi
anlatan kitapları okurlar ve bu şerefli gecede şenlik yapar, sevinirlerdi.
İslam âlimleri, bu geceye çok önem vermişlerdir. Bu geceyi bütün mahluklar,
melekler, cin, hayvanlar ve cansız maddeler, birbirlerine müjdelemekte,
Resulullah efendimiz dünyaya teşrif etti diye sevinmektedirler. Mevlânâ
Celâleddîn-i Rûmî hazretleri;
“Mevlid okunan yerden belalar, sıkıntılar gider” buyurmuştur. Mevlidi, şiir
olarak okumanın, daha tesirli ve faydalı olduğu kitaplarda yazılıdır.
Sual: Mevlid nedir, bid’at midir?
CEVAP
Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12.
günleri arasındaki gecedir. Peygamber efendimizin doğum günü, bütün
Müslümanların bayramıdır.
Resulullah dünyaya gelince, amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, (Kardeşin
Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek kendisine müjde getirince, sevinmişti.
(Ona süt vermek şartıyla, seni azat ettim) demişti. Bunun için, Ebu Leheb’in,
her mevlid gecesinde, azabı biraz hafifler. Mevlid gecesi sevinen, o geceye
kıymet veren müminler pek çok sevab kazanır. Hâfız Muhammed ibni Cezeri Şafii
diyor ki: (Ebu Leheb’e rüyada hali sorulduğunda, çok azap çekiyorum. Ancak,
Resulullahın dünyaya gelişini müjdeleyen cariyemi sevincimden azat ettiğim
için, her yıl, Rebiul-evvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor) dedi. Ebu
Leheb gibi azgın bir kâfirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin ümmetinden
olan bir mümin, Onun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır,
ziyafet verir, böylece, Peygamberine olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ
onu Cennetine sokar. (M. Nasihat)
Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshab-ı kirama ziyafet verir, dünyayı
teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebu Bekir de,
halifeyken, Eshab-ı kiramı toplar, Resulullah efendimizin doğumundaki olağanüstü
hâlleri konuşurlardı. Bu gece, Resulullahın doğum zamanında görülen hâlleri,
mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Bugün veya ertesi gün oruç
tutmakta mahzur yoktur. Tutmak iyi olur, sevab olur. İslam âlimleri mevlid
gecesine çok önem vermişlerdir. Hazret-i Mevlana, (Mevlid okunan yerden belalar
gider) buyurmuştur. Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir.
Hatta Mevlid gecesi Kadir gecesinden de kıymetlidir diyen âlimler de vardır.
El-mukni, el-miyar ve Tenvir-ül-kulub kitaplarında
Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun)
(Allah, bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsan ederse, Resulullahı övsün,
düşmanlarını kötülesin) hadis-i şerifine uyularak, asırlardır mevlid
kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resulullah efendimizi öven çeşitli mevlid
kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de her zaman okunan Mevlid kasidesini
Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Bunların asr-ı saadetten sonra
yazılması, bid’at olmasını gerektirmez. Çünkü Resulullahı övmek ibadettir. Her
zaman Onu övücü kasideler, yazılar yazılabilir. Onları da okumak bid’at değil,
sevap olur. Mevlid-i şerif okumak, Resulullahın dünyaya gelişini, miracını ve
hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Her müminin, imanı
gereği Resulullahı çok sevmesi gerekir. Çok sevmek kâmil müminin alametidir.
Buhari’deki hadis-i şerifte, (Beni ana baba, evlat ve herkesten daha
çok sevmeyen, mümin olamaz) buyuruldu. Mevlid okumak değil, mevlidde
dine aykırı şeyler yapmak günahtır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.) [Deylemi] (Resulullahı
seven de onu çok anar.)
(Peygamberleri anmak, hatırlamak ibadettir.) [Deylemi] (Bu ibadeti,
şiir olarak söylemek daha tesirli olur. Resulullah efendimizin şairleri,
camide, Resulullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı.)
Bunlardan Hassan bin Sabit hazretlerinin şiirlerini çok beğenirdi. Resulullah
sallallahü aleyhi ve sellem, mescide bu şair için bir minber koydurdu. Hassan
bin Sabit hazretleri minbere çıkar, düşmanları kötüler, Resulullahı överdi.
Resulullah efendimiz de buyurdu ki:
(Hassanın sözleri, düşmanlara ok yarasından daha tesirlidir.) [M.
Nasihat]
Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi de şöyle:
(Allahü teâlâ, Resulünü övmek ve müdafaa etmek hususunda Hassanı,
Ruh-ül-kuds [Cebrail aleyhisselam] ile takviye etmektedir.) [Buhari]
Peygamber efendimiz, şairin söylediği şiiri beğenip (Dişlerin
dökülmesin) diye dua etmiştir. (Hakim)
Şiir hakkında hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyle:
(Şiir, öyle bir sözdür ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir.)[Buhari]
(Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır.) [Ebu Davud]
(Bazı şiirler elbette apaçık bir hikmettir.) [Buhari]
Vehhabiler, mezhepsizler, Resulullah efendimizi öven ve ondan şefaat
isteyen Müslümanlara müşrik damgasını basıyorlar. Bunu açıkça söyleyemedikleri
için, mevlide bid’at diyorlar. Resulullahı övmek bid’at olmaz. Bu övgüden
ancak, Allah’ı ve Resulünü sevmeyen rahatsız olur; çünkü Allahü teâlâ Onu
övmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]
(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe
28]
(Senin için bitmeyen, sonsuz ecir vardır. Elbette sen, en büyük ahlak
üzeresin.) [Kalem 3-4]
Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha
5]
(Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat
getirin.) [Ahzab 56]
Erkek kadın karışık olmadan, çalgı ve başka haram karıştırmadan, Allah rızası
için mevlid okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek,
hayrat ve hasenat yapmak, böylece, Mevlid gecesinin şükrünü yerine getirmek
müstehabdır. (Nimet-ül kübrâ, Hadika, M. Nasihat)
Doğum gününe önem vermeyi hristiyanlar, müslümanlardan öğrenip almışlardır.
Mevlid okumanın kıymetli bir ibadet olduğunu bildirmek için İslam âlimleri
çeşitli dillerde kitaplar yazmışlardır. Bunlardan on tanesi, Keşf-üz-zünunda
bildirilmektedir.
İbni Hacer-i Hiytemi hazretlerinin En-Nimet-ül-kübra isimli
mevlid kitabı ile imam-ı Süyuti hazretlerinin Erreddü ala men enkere
kıraetel mevlid-in-Nebi kitabı meşhurdur.
Resulullah efendimizi çok övmek, mahlûkların en üstünde olduğunu söylemek,
Allahü teâlânın, sevgili Peygamberine verdiği üstünlükleri saymak ve Ondan şefaat
istemek, büyük ibadettir. Buna karşı koymak, koyu bir cahillik, pek çirkin bir
inattır. Resulullahı övmek, anmak lazım geldiğine delil olarak, Ahzab
suresinin (Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler,
siz de salevat getirin) mealindeki 56.âyet-i kerimesi yetmez mi?
İslam âlimleri buyuruyor ki:
Mevlid gecelerinde toplanarak, mevlid kasidesi okumak, tatlı şeyler yedirip
içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek
müstehaptır. Salihlere elbise ve benzeri hediye vermek, bu geceye hürmet etmek
olur. Bunları Allah rızası için yapmak çok sevap olur. (İbni Battal
maliki)
Mevlid cemiyetinde, salihleri toplayıp, salevat okumak, fakirleri doyurmak, her
zaman sevaptır. Fakat, bunlara çalgı gibi haram karıştırmak büyük günah
olur. (Allame Zahirüddin bin Cafer)
Mevlid cemiyetinde, sadaka, hediye vermek, neşe ve sevinç göstermek, haram
karıştırmadan mevlid kasidesi okutmak çok sevap olur. (Allame
Nasirüddin)
Haram şeyler karıştırmadan mevlid cemiyeti yapmak müstehaptır. (S.ibni
Mace şerhi)
Pazarlık etmeden, sırf Allah rızası için hatim veya mevlid okuyan hâfızın,
okutanın verdiği hediyeyi alması caiz olur. Kur'an okuyup hediye almayı meslek
haline getirmemelidir! Zira âdet haline gelen hediye, şart edilen ücret gibidir. (Dürr-ül
muhtar)
Ücretle okunan Kur'andan ölüye sevap hasıl olmaz. (Hidaye)
Mevlid okuturken
Sual: Tam İlmihâl’de, Mektubat-ı Rabbânî’den alınan bir mektupta,
(Zamanımızın Müslümanları, farzları bırakıp, nafile ibadetlere sarılıyor.
Nafile ibadetleri yapmaya [mesela, kadın erkek karışık olarak mevlid okutmaya,
cami yapmaya, sadaka ve hayrat yapmaya] ehemmiyet verip, farzları hafif ve
ehemmiyetsiz görüyorlar) deniyor. Kadın erkek karışık mevlid okutmak günah
iken, niye nafile ibadetler arasında sayılıyor?
CEVAP
Nafile ibadetler arasında sayılmıyor. S. Ebediyye’nin birçok
yerinde, kadın erkek karışık mevlid okumanın günah olduğu bildiriliyor. Burada,
farzın önemi anlatılırken, mevlid okutmanın nafile ibadet olduğu bildiriliyor.
Farzı bırakıp nafileyle meşgul olmanın yanlışlığı açıklanırken, üstelik bir de
kadın erkek karışık yapılarak, haram karıştırıldığı vurgulanıyor. Yani haram
işlemeye nafile ibadet denmiyor.
Sual: Mevliddeki (Habibim sana aşık olmuşam) ifadesi caiz mi?
CEVAP
Evet. Şimdi nefsin şehvani arzularına aşk deniyor. Dinde ise, fazla sevgiye
denir.
Sual: Kadın kadına mevlid okur mu?
CEVAP
Evet. Erkekler duyarsa caiz değildir.
Sual: Mevlidde (Doğdu ol saatte...) denirken ayağa kalkılır mı?
CEVAP
Mahzuru olmaz.
Sual: Yılbaşı gecesi, toplanıp mevlid okumak uygun mu?
CEVAP
Uygun değil. Bu gecede de, her gece ne yapılıyorsa aynı şeyler yapmalı, farklı
bir şey yapmamalı.
Sual: Mevlid münasebetiyle Peygamber aşırı övüldü. “O da bir beşer
[insan] idi, Kur’anı getirmekle görevi bitti. Aşırı övmek şirk değil mi?
CEVAP
O, ilah değildi, elbette beşer idi, ama “Seyyid-ül-beşer” idi,
bütün insanların efendisi idi. Hiç kimse Onu Allahü teâlânın övdüğü kadar
övemez. Bu övgüden de ancak başka dinde olan rahatsız olur.
Hatırlatma: Bazı Hristiyan fırkaları, doğum günü kutlamazlar. Doğum
günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyeciler de doğum günü olan
mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler. Bunların, Hristiyanlarla bu
benzer inanışlarında bir sebep olması gerekir.
Sual: İslamiyet’in emretmediği bir şeyi ibadet olarak, sevab
kazanmak niyetiyle yapmak bid’at olduğunu göre, mevlid okumak bid’at değil
midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Beni övmek ibadettir) buyuruluyor.
Resulullahı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid kandilinde, Peygamber
efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok
sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve
birbirlerine anlatırlardı.
Mevlid okunurken bid’atler işlenmesi, mevlidi ibadet olmaktan çıkarmaz. Bugünkü
şekliyle yapılan Mevlid cemiyetlerinin çoğu bid’attir. Kadın erkek karışık
oluyor, hatta teganni yapılıyor. Mevlide Kur’an-ı kerimden daha çok öncelik
tanınabiliyor. Çalgı eşliğinde okuyanlar da var. Bunları ibadet olarak görmek
yanlıştır. Bu yanlışlara bid’at denecek yerde, mevlidin aslına bid’at demek
yanlış olur.
Nitekim devir-iskat işine de bid’at diyenler oluyor. Bugünkü yapılış şekli
uygun değil diye, devir-iskat yapmaya bid’at denemez.
Mevlide bid’at diyenler, (Bugünkü mevlidlere çok bid’at karıştırılıyor) deseler
doğru olur, ama Vehhabiler işin aslını inkâr ediyorlar. Peygamber efendimizin
övülmesine tahammül edemiyorlar.
Doğum ve vefat günü
Sual: Peygamber efendimizin doğum günü olan Mevlid kandili biliniyorsa
da, vefat ettiği gün genelde bilinmiyor. Sebebi nedir?
CEVAP
Doğum sevinç günüdür, Mevlit kandili yapıldığı için, çok kimse doğum gününü
biliyor. Vefat, üzüntü günüdür. Dinimizde matem yoktur. Vefat gününü anlatıp
üzülmeye sebep olunmadığı için çok kimse vefat gününü bilmiyor.
Resulullah efendimiz, 571 senesi Nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebiül-evvel
ayının on ikinci pazartesi gecesi, sabaha karşı, Mekke’de doğdu. 632’de
Rebiül-evvel ayının on ikinci pazartesi günü öğleden evvel 63 yaşında vefat
etti.
Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek çok sevab kazanır.
Bir mümin, onun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet
verir, böylece, Resulullah'a olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu
Cennetine sokar. (M. Nasihat)
Mevlid gecesinde, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenlerin günahları
affedilir. Mevlid gecesinde, Resulullah’ın doğduğu zaman görülen hâlleri
okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram
da, toplanıp anlatırlardı. (S. Ebediyye)
Mevlid kasidelerini okumak, dinlemek
Sual: Peygamber efendimizin hayatını, doğum zamanındaki hâlleri, anlatan şiir
şeklindeki kasideleri okumanın, okutmanın ve dinlemenin, dinimiz açısından bir
mahzuru var mıdır?
Cevap: Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene, Peygamber
efendimizin dünyayı şereflendirdiği geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta,
bu gece ve her zaman Mevlid kasideleri okunarak Resûlullah efendimiz
hatırlatılmaktadır. Hadîs-i şerifte;
(Allahü teâlâ bir kuluna yazı ve söz sanatı ihsan ederse, Resûlullahı övsün,
düşmanlarını kötülesin!) buyuruldu.
İslâm memleketlerinde mevlid kasidelerinin okunması, bu
hadîs-i şerifteki emre uygun bir ibadet olmaktadır. Mevlid okumaya karşı gelen
bir kimse, Resûlullah efendimizin ve Eshâb-ı kiramın yaptıkları bir şeyi
beğenmemiş olduğu gibi, bu hadîs-i şerife de karşı gelmektedir. İbni Battâl
mâlikî hazretleri buyuruyor ki:
“Mevlid gecesinde sadaka vermek, Müslümanları toplayıp caiz olan şeyleri
yedirmek, caiz olan şeyleri okutup dinletmek, salih kimseleri giydirmek, bu
geceye hürmet etmek olur. Bunları Allah rızası için yapmak caizdir ve çok sevap
olur. Bunları yalnız fakirler için yapmak şart değildir. Fakat, muhtaç olanları
sevindirmek daha sevap olur. Zamanımızda olduğu gibi, toplantıda sarhoş edici
şeyler kullanılırsa, kadın erkek karışık olursa ve şehveti tahrik eden şiir ve
şarkılar okunursa, çalgı, ney, dümbelek gibi lehv aletleri çalınırsa, çok günah
olur.”
Böyle haram şeyleri, ibadet olarak ve ibadet arasında
yapmanın günahı kat kat ziyade olur. Böyle haramlara, "İslâm müziği"
diyenlere aldanmamalıdır. Abdil-Melik Kettânî hazretleri de buyuruyor ki:
“Mevlid günü ve gecesi, mübecceldir, mukaddestir, mükerremdir. Şerefi, kıymeti
çoktur. Resûlullah efendimizin varlığı, vefatından sonra, Ona tabi olanlar
için, kurtuluş vesilesidir. Onun mevlidi, doğumu için sevinmek, Cehennem
azabının azalmasına sebep olur. Bu geceye hürmet etmek, sevinmek, bütün senenin
bereketli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, cuma günü gibidir. Cuma
günü, cehennem azabının durduğu, hadîs-i şerifte bildirildi. Bunun gibi, mevlid
gününde de azap yapılmaz. Mevlid geceleri sevindiğini göstermeli, çok sadaka,
hediye vermeli, davet olunan ziyafetlere gitmelidir.”
Haram işlenen, haram bulunan toplantılara gitmemeli, haram
işlemekten ve haram işleyenlerin arasına karışmaktan ve ibadetlere haram
karıştırmaktan çok sakınmalıdır.
Mevlid okumak ibadettir
Sual: Mevlid okunmasına, çeşitli bahanelerle karşı çıkanlar oluyor. Mevlid
okumak, Peygamberimizin hatırlanması, anılması sebebiyle bir ibadet değil
midir?
Cevap: Mevlid okumak demek, Resûlullah efendimizin dünyaya
gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlatmak, Onu övmek demektir.
Her müminin, Resûlullah efendimizi çok sevmesi lazımdır. Hadîs-i şerifte;
(Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesten daha çok sevmedikçe,
iman etmiş olmaz) buyuruldu. Yani imanı olgun olmaz. Allahü teâlâyı
sevenin, Onun Resûlünü de sevmesi vaciptir.
Resûlullah efendimizi çok seven, Onu çok anar, çok söyler,
çok över. Deylemînin bildirdiği hadîs-i şerifte;
(Bir şeyi çok seven, onu çok anar) buyuruldu. Resûlullah efendimizi
çok sevmenin lazım olduğunu bütün İslâm âlimleri uzun yazmışlardır.
Mevlid okumanın bir ibadet olduğunu, nasıl okunması lazım
geldiğini ve faydalarını bildirmek için, İslâm âlimleri, her dilde kitaplar
yazmışlardır. Bu kitaplar, Kâtip Çelebî hazretlerinin Keşf-üz-zünûn kitabında
ve zeylinde yazılıdır. Mesela Süleymân Çelebî'nin Türkçe mevlid kasidesi çok
şöhret kazanmıştır. Ayrıca Ahmed Sa’îd-i müceddidînin İsbât-ül-mevlid kitabı ve
allâme Muhammed Zerkanînin Şerh-ul-Mevâhib-il-ledünniyye kitabında, mevlid
okumanın ibadet olduğunu vesikalarla ispat etmektedirler. Seyyid Abdülhakîm
Efendinin, Türkçe Mevlid kıraatinin fazileti de çok kıymetlidir.
Resûlullah efendimiz, Medine şehrine gelince, Yahudilerin,
muharrem ayının onuncu gününde oruç tuttuklarını görür ve sebebini sorunca
onlar;
-Bugün, Allahü teâlâ, Firavun'u boğdu, Musa aleyhisselamı kurtardı. Bunun için,
sevincimizden oruç tutarak Allaha şükrediyoruz derler. Peygamber efendimiz de;
-Musa aleyhisselam kurtulduğu için, ben daha çok sevinirim,buyurarak,
oruç tuttu ve Müslümanlara da, Aşûre günü oruç tutmalarını emretti.
Bir nimet geldiği, bir sıkıntıdan kurtulunduğu zaman, Allahü
teâlâya şükredildiği gibi, her sene, o gün yine şükretmek lazım olduğu, bu
hadîs-i şeriften anlaşılmaktadır. Allahü teâlâya şükretmek, secde etmekle,
sadaka vermekle, Kur’ân-ı kerim okumakla ve bunlar gibi, her ibadeti yapmakla
olur. İhsan sahibi, rahmeti bol olan yüce Peygamberin dünyaya gelmesinden daha
büyük nimet var mıdır?