Oruç tutmamayı mubah kılan özürler nelerdir?
Oruç tutmamayı mubah kılan özürler
CEVAP
Orucu tutmayıp kazaya bırakmayı mubah kılan özürler şunlardır:
1- Hastalık: Hasta olan veya oruç tutunca hastalığı
artan kimse, oruç tutmaz veya tutuyorsa bozabilir. Hastaya bakan da, oruç
tutunca hastaya bakmakta zorlanırsa, o da oruç tutmayabilir. Orucu kazaya
bırakabilmek için, orucun kendisine zarar verdiğini, kendi tecrübesi veya salih
doktorun sözüyle anlaması gerekir. Her hastayım diyenin kazaya bırakması caiz
olmaz.
2- Sefer: 104 km uzağa giden kimse, 15 günden az kaldığı yerde
seferi olur. Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya kazaya sebep olacak bir
durum olursa, orucu kazaya bırakmak caiz olur. Hadis-i şerifte, (Seferde
sıkıntı içinde oruç tutmak, takva sayılmaz) buyuruldu. (Buhârî)
3- Gebe ve emzikli olmak: Kendine veya çocuğuna bir zarar
gelecekse, gebe ve emzikli kadın oruç tutmaz. Hadis-i şerifte, (Allahü
teâlâ, gebeyle emzikli kadına, oruç tutmaması için ruhsat verdi, orucunu tehir
etti) buyuruluyor. (Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî î)
Emzikli kadın, kendi çocuğunu veya başkasının çocuğunu emzirse de hüküm
aynıdır.
4- Açlık ve susuzluk: Kendisinde şiddetli açlık ve susuzluk meydana
gelen kimse, ölüm tehlikesi varsa veya aklı gidecekse yahut hastalanacaksa
orucunu bozabilir. Hastalığın artıp artmayacağı kesin değilse, kefaret
gerekmemesi için, küçük bir kâğıt parçasını veya çiğ pirinç tanesini susuz
yutarak orucunu bozmalı. Sonra yiyip içebilir.
5- İhtiyarlık: Oruç tutamayan ve iyileşme ihtimali de olmayan yaşlı
hasta, tutamadığı günler için fidye verir. 30 günün fidyesi 53 kg undur. 53 kg
un alacak kadar altın da verilebilir.
6- İkrah: Oruçlu, (Orucunu bozmazsan seni öldürür veya bir uzvunu
keseriz) diye tehdit edilmişse, dediklerini yapmaya güçleri yetiyor ve blöf
yapmıyorlarsa, orucu bozmak mubah olur.
Ramazan-ı şerifte, özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz
olarak Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa,
Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizî)
İş sebebiyle oruç tutmamak caiz mi?
Sual: Çalıştığımız yer çok sıcak. Oruçlu olunca çalışmam imkânsız.
İzin de vermiyorlar. Çalışmasam çoluk çocuk nafakasız kalacak. Oruç tutmayıp
kışın kaza etmem caiz olur mu?
CEVAP
Çalışırken çok yoruluyorum diyerek, orucu kazaya bırakmamalı. Ama gerçekten
zaruri bir durum varsa o zaman caiz olur.
Nafakaya muhtaç kimse, çalışınca hasta olacağını anlarsa, orucu bozar. Ücretle
çalışmayı sözleşmişse ve iş sahibi, Ramazanda izin vermiyorsa, kendinin ve
ailesinin nafakası mevcut olan, orucu bozmaz, çünkü böyle kimsenin dilenmesi
haramdır. Kendinin ve ailesinin nafakasına malik değilse, orucun zarar
vermeyeceği başka hafif iş bulması gerekir. Hafif iş bulamazsa, işinde
çalışarak, orucu bozması caiz olur. Bunun gibi, ekin biçen kimseye Ramazan
ayının orucu ziyan verirse, yani oruçtan dolayı, ekini biçemeyip, ekin telef
olursa yahut çalınırsa [veya bina yapılamayıp da yağmurdan yıkılmak tehlikesi
muhakkak olursa] ve bunları ücretle yapacak bulamazsa, oruç tutmayıp, bu
işlerini yapmak caiz olur. İş bitince, orucunu tutar ve Ramazandan sonra da,
tutamadığı günleri kaza eder. Günah olmaz. Susuzluktan hasta olması, ölmesi
muhakkak olan herkes de, orucu bozup kaza edebilir. Kefaret gerekmez. (Redd-ül-muhtar)
Kazaya bırakmak
Sual: Ramazanda sıcak günlerde oruç tutmayıp, kışın kaza edilse
sevabı az mı olur?
CEVAP
Dînî bir mazeret olmadan, orucu kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır. Oruç
ibadeti, dînî bir mazeretle kazaya bırakılırsa, kazası tutulunca kişi sadece
cezadan kurtulur. Ramazan-ı şerifte tutulan sevaba kavuşamaz. Ömür boyu oruç
tutsa, Ramazanda tutulan bir gün orucun sevabına kavuşamaz. Peygamber efendimiz
buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ benim ümmetime Ramazan-ı şerifte beş şey ihsan eder ki,
bunları hiçbir peygamberin ümmetine vermemiştir:
1- Ramazanın birinci gecesinde oruca kalkana, Allahü teâlâ rahmetle nazar
eder. Rahmetle nazar ettiği kul artık rahmete kavuşmuştur, hiçbir korku yoktur.
2- İftar vakti, oruçlunun ağız kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha
güzel gelir.
3- Melekler, Ramazanın her gün, gece gündüz, oruç tutanların affolması için
dua eder. Melekler günahsız olduğu için duaları kabul olur.
4- Allahü teâlâ, oruç tutanlara mahsus olarak Cennette bir köşk ihsan eder.
5- Ramazan-ı şerifin son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder.) [Beyhekî]
(Allahü teâlâ, Ramazanın her akşamı iftar zamanında bir milyon kişiyi
Cehennemden azat eder.) [Deylemi]
Sual: Bir sıkıntı, ihtiyaç olduğu zaman, başlanmış oruç
bozulabilir mi?
Cevap: İhtiyaç, sıkıntı olunca, orucu bozmak caiz olur. Bahr-ür-râıkda
deniyor ki:
“Bir ibadete başlayınca, bunu özür olmadan bozmak haramdır. Farz olan orucu
bozmak için sekiz özür vardır: Hastalık, sefere çıkmak, ikrah yani zalimin
zorlaması, kadının hamile olması, çocuk emzirmek, açlık, susuzluk ve
ihtiyarlık.”
Zaruret hâlinde orucu bozmak
Sual: Açlık veya susuzluk gibi böyle zaruri durumlarda başlanmış oruç
bozulabilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Uyûn-ül-besâirde deniyor ki:
“İnsanın kullandığı şeyler beşe ayrılır. Bunlar zaruret, ihtiyaç, menfaat,
ziynet ve fudüldür. Kullanılmadığı zaman insanın helakine sebep olan yasak şeyi
kullanmak zaruret olur. Kullanılmaması sıkıntıya, meşakkate
sebep olursa, buna ihtiyaç denir. Faydası, menfaati olmayıp,
yalnız gösteriş için kullanılan şeye, ziynet denir. İhtiyaç
olunca, orucu bozmak caiz olur. Bahr-ür-râıkda diyor ki; “Bir ibadete
başlayınca, bunu özür olmadan bozmak haramdır. Farz olan orucu bozmak için
sekiz özür vardır: Hastalık, sefere, yolculuğa çıkmak, ikrah yani zalimin
zorlaması, kadının hamile olması, çocuk emzirmek, açlık, susuzluk ve
ihtiyarlık.” Uyûn-ül-besâir kitabında bildirilen ihtiyaç, bu sekiz özürden biri
demektir.
Buğday ekmeği, koyun eti, yağlı yemek, menfaattir. Tatlı
yemek, ziynettir. Mubahları kullanmakta taşkınlık, fudüldür. Zaruret olunca,
yalan yere yemin etmek caiz olmaz. Tariz söylemek, yani iki manalı kelime
söyleyip yemin edilir. Aç kalanın ölmeyecek kadar leş yemesi, zaruret olur.
Abdest alırken elbiseye su sıçraması, hayvan idrar yaparken, üstündekinin
elbisesine sıçraması zarurettir.”