Bazıları aç ve susuz durmanın ne faydası olur ki diyorlar. Oruç tutmaktan maksat nedir?
Oruç ve aç durmak
CEVAP
Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmayan bir
kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Orucun,
sabır, şükür, nefs terbiyesi gibi diğer ibadetlerle irtibatı vardır. Onun için
hadis-i şerifte, (Her şeyin bir kapısı vardır. İbadetlerin kapısıysa
oruçtur) buyuruldu. (İbni Mübarek)
Sinir sistemimizin vücuttaki yeri çok mühimdir. Dil sinirleri felç olan
konuşamaz. Bacaktaki sinirler felç olursa, insan yürüyemez. Sinirimizin
bozulması nispetinde hayatımız, az veya çok tehlike içindedir. Siniri bozuk
kimse, huzursuz olur, sabredemez. Cemiyetteki kavgaların, cinayetlerin çoğu
sinirli olmaktan, sabredememekten ileri gelmektedir. (Oruç sabrın,
sabır da imanın yarısıdır) hadis-i şerifi oruç tutanın sabırlı
olduğunu bildirmektedir. (Ebu Nuaym)
Böylece, orucun imandan da olduğu görülmektedir. İmanlı olan da, imanının
kuvvetine göre suç ve günah işlemez. Sinirine hakim olur. Her şeyin bir zekatı
vardır. Vücudun zekatıysa açlıktır. Oruç tutarak aç kalanın arzuları kırıldığı
için sabretmesi kolay olur. Oruç tutan aç durur. Aç durmak iyidir: Aç duranın
basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar. Hadis-i şeriflerde, (Aç
duranın idraki artar, zekası açılır) ve(Tefekkür, ibadetin yarısı,
az yemekse tamamıdır) buyuruldu. (İ. Gazali)
Çok yiyen çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçmiş olur. Çok yiyen sarhoş
gibi olur, dimağı yorgunlaşır. Zekası, zihni dumura uğrar. Açlık, kalbde
incelik doğurur. Hadis-i şerifte, (Az yiyenin içi nurla dolar ve Allahü
teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever) buyuruldu.
(Deylemi)
Açlıkta arzular kırılır, nefsimiz uysallaşır, serkeşliği kalkar. Çok yemek,
gafleti doğurur. Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle azan
nefsi zaptetmek de zordur. Açlıkla terbiyesi kolaylaşır. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(İnsan kalbi tarladaki ekin, yemek ise yağmur gibidir. Fazla su ekini
kuruttuğu gibi, fazla gıda da kalbi öldürür.) [İ.Gazali]
Her zaman tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, açın hâlini bilmez. Çok
yiyen sert ve katı kalbli olur. Hadis-i şerifte, (Çok yiyip içmekle
kalbinizi öldürmeyin!) buyuruldu. (İmam-ı Gazali)
Sinirlerine hakim olan kimse huzurlu olur. Açlık, günah işleme arzusunu kırar,
kötülük etmeye mani olur. Hadis-i şerifte, (Açlık ve susuzluk yoluyla
nefisle cihad etmek, Allah yolunda cihad gibidir) buyuruldu. (İmam-ı
Gazali)
Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Çok uyuyanın ömrü uyku ile geçtiği
için dünya ve ahiret kazancına mani olur. Demek ki açlık, sinirleri uyanık,
zinde tutar. Fazla tokluk ahmaklığa yol açar. Okuduğunu ezberlemesi ve
hatırında tutması zor olur.
İki günde üç defa yemek yemenin normal olduğu bildirilmiştir. (Teshil-ül-menafi)
Az yiyenin vücudu sıhhatli olur. Hadis-i şerifte, (Oruç tutan sağlıklı
olur) buyuruldu. (Taberani)
Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayrimeşru
arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar.
Hadis-i şerifte, (Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlıkla
yolunu daraltın) buyuruldu. (İhya)
İmtihan günü oruç tutulur mu?
Sual: (Aç olanın kafası çalışmaz. Oruç tutma!) diyorlar. İmtihana
[sınava] girileceği gün oruç tutmamak günah olur mu?
CEVAP
Elbette günahtır. Oruç tutmamayı mubah kılan özürler kitaplarda
bildirilmiştir. Zaruretsiz oruç tutmamak haramdır.
(Aç olanın kafası çalışmaz) sözü ilmî değildir. Ya cahillikten söylenmiştir
veya oruca engel olmak için kasıtlı söylenmiştir. Ramazan haricinde de,
imtihanlara fazla tok girmemeli. Mide çok doyarsa, insanın kafası pek çalışmaz.
Aç olanın zekâsı keskin, anlayışı kuvvetli olur. Oruçluya Allahü teâlânın
ihsanı boldur. Sehl bin Abdullah et-Tüsterî hazretleri, (Akıllı kimseler, gerek
din ve gerekse de dünya için açlıktan daha faydalı bir şey görmemişlerdir.
Hikmet ve ilim açlıktadır, günah ve cehalet ise, tokluktadır) buyurmuştur.
Şeyh Aliyyül-Havvâs hazretleri, (Gece ibadetine açlıkla hazırlanmalı. Midesi
tok olanın manevî istifadesi az olur) buyurdu. (Uhûdül-Kübra)
Hadis-i şerifte, (İyiliklerin başı açlık, kötülüklerin başı
tokluktur) buyuruldu. Tokluk, unutkanlık yapar, kalbi kör eder. (S.
Ebediyye)
Tokluk, alkollü içkiler gibi, kanı bozar. Açlık, aklı temizler, kalbi parlatır.
Yine hadis-i şerifte, (Açlık idraki, anlayışı artırır, zekâyı açar)buyuruldu.
(İ. Gazalî)
Açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Fazla tokluk ahmaklığa yol açar.
Okuduğunu ezberlemesi ve hatırında tutması zor olur. İmtihan için, kafayı
çalıştıran, zekâyı açan, anlayışı artıran orucu tutmamak ahmaklıktır.
Ebu Süleyman Dârânî hazretleri buyuruyor ki:
Aç durmaya çalışın, çünkü açlık, nefsi uysallaştırır ve kalbi inceltir. Nitekim
Peygamber efendimiz, (Kalblerinizi az gülmek ve az yemekle diriltin,
açlıkla temizleyin. Bu sayede kalbleriniz saflaşır ve incelir) buyurmuştur.
Hazret-i Lokman Hakîm oğluna, (Ey oğul! Mideyi tıka basa doldurduğun zaman
düşünce uyur, hikmet dilsizleşir) diye nasihat etmiştir.
Bâyezid-i Bistâmî hazretleri de, (Açlık buluttur. Kul, ne zaman aç kalırsa kalb
hikmet yağmuru yağdırır) buyurmuştur. İki hadis-i şerif:
(Açlık, hikmetin nuru, tokluk ise Allah'tan uzaklaşmadır. Sakın tıka basa
yemeyin ki kalbinizdeki hikmetin nuru sönmesin!) [Deylemî]
(Allahü teâlânın halk arasında evliyası, açlık ve susuzluk ehlidir.) [İbni
Neccar]
Ebu Süleyman Dârânî hazretleri, (İbadetin en tatlı olduğu zaman, karnımın
belime yapıştığı zamandır) buyurmuştur. Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri de, (Bir
insan, kalbi ile göğsü arasına bir yemek torbası asarsa, münacatın tadını
alamaz. Kişi aç ve susuzken kalbi saflaşır ve incelir. Doyunca körleşir ve
katılaşır) buyurmuştur. Bunun içindir ki kendisine dünya ve hazineleri
sunulduğunda Peygamber efendimiz, (Hayır, istemem. Bir gün aç, bir gün
tok olmak isterim)buyurmuştur. (Tirmizî)
Mide ve şehvet yerinde kullanılmazsa, Cehennem kapısı olur. Bunun esası da
tokluktur. Nefsi zelilleştirip şehveti kırmaksa Cennet kapısıdır. Bunun esası
da açlıktır. Cehennem kapısını kapatan kimse, Cennet kapısını açmış demektir,
çünkü bu ikisi, tıpkı batı ile doğu gibi zıttır. Birine yaklaşan diğerinden
uzaklaşmış olur.
Hazineler elinde iken, niçin aç durduğu Yusuf aleyhisselama sorulunca, (Tok
olunca açları unutmaktan korkuyorum)buyurmuştur. Atalarımız da, (Tok, açın
hâlinden bilmez) demişlerdir.
Açlığın bir faydası da, insanın şehvetini kırması, kötülüğü emreden nefse hâkim
olmasıdır, çünkü bütün günahların kaynağı şehvet ve kuvvettir. Bu da çok
yemekle meydana gelir.
Zünnûn-i Mısrî hazretleri, (Ne zaman doysam, ya isyanda bulundum veya isyana
teşebbüs ettim) buyurmuştur.
Âişe validemiz de, (İlk bid'at, doyasıya yemektir) buyurmuştur.
(Açlık Allah'ın bir hazinesidir) buyuruluyor. Açlık sayesinde en azından
konuşma ve şehvetler bertaraf edilir, çünkü aç olan bir kimsenin fuzulî konuşma
şehveti harekete geçmez. Böylece dil, gıybet, kötü ve çirkin konuşmak, yalan
söylemek, dedikodu gibi âfetlerden kurtulur. Yedi azanın bütün günahlarının
sebebi, tokluktan hâsıl olan kuvvettir. Açlık onu bütün bu âfetlerden korur.
Tok olan, çok su içer. Çok su içen ise çok uyur. Çok uyuyanın ömrü zayi olur,
teheccüd namazını kaçırır, ahmaklaşır ve kalbi katılaşır.
Harun Reşit dört doktora (Sağlımızı koruyan ve yan etkisi olmayan bir ilaç
söyleyin) der. Hintli doktor, (Siyah ihleç) der. Iraklı doktor (Beyaz Reşşad
tanesidir) der. Romalı doktor (Sıcak sudur) der. Köylü doktor, (İhleç mideyi
buruşturur, beyaz Reşşad tanesi mideyi kaydırır, sıcak su da mideyi gevşetir.
Acıkmadan sofraya oturmamak, doymadan kalkmak en uygunudur) der. Diğer
doktorlar da bunu tasdik eder.
(Çok yemek, hastalıkların başı, az yemek [perhiz etmek] ilaçların
başıdır. Midenin üçte biri yemeklere, üçte biri içeceklere ayrılmalıdır. Üçte
birinin hava payı, yani boş olması en aşağı derecedir) hadis-i
şerifini işiten gayrimüslim bir doktor, (Yemek hakkında bundan daha iyi bir söz
işitmedim. Bu sözü ancak hikmet ehli bir zat söyleyebilir) der.
(Oruç tutun ki sağlığa kavuşun) hadis-i şerifi gösteriyor ki, vücut
oruç, açlık ve az yemekle hastalıklardan kurtulup sağlığa kavuşur. Çok yiyen
çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçmiş olur. Çok yiyen sarhoş gibi olur,
dimağı yorgunlaşır. Açlık, kalbde incelik doğurur. Hadis-i şerifte, (Az
yiyenin içi nurla dolar ve Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan
mümini sever) buyuruldu. (Deylemî)
Açlıkta arzular kırılır, nefsimiz uysallaşır, serkeşliği kalkar. Çok yemek,
gafleti doğurur. Azgın bir atı zapt etmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle azan
nefsi zapt etmek de zordur. Hadis-i şerifte, (Her gün bir defa yemek
yenmesi itidaldir) buyuruldu. (Beyhekî)
(Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır) Hadis-i şerifi,
hastalıkların çoğunun çok yemekten ileri geldiğini göstermektedir. (Dâre Kutnî)
Bütün bu bilgiler, imtihana girerken oruç tutmamanın dînî yönden de, zekâ
yönünden de yanlış olduğunu göstermektedir.