Peygamberimiz, (Sünnetimi terk edene şefaatim haramdır) buyurduğuna göre, sünnetler yerine kaza kılmak haram olmuyor mu?
Sünnet terk edilmiş olmaz
CEVAP
Hayır, kaza kılınca, sünnete de uyulmuş olur. Bunu birkaç yönden açıklayalım:
1- Sünnetler yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. Çünkü
Peygamber efendimiz, farzın yanında nafile namaz da kılardı. Kıldıkları bize
sünnet olmuştur. Beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, o vakit
içinde, farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Farzın yanında kaza kılınca
yine sünnet kılınmış oluyor. Sadece farz kılıp yanında hiçbir şey kılmayan,
ancak o zaman sünneti terk etmiş olur. (Nevadir-i Fıkhiye)
2- Kaza borcu olanın sünnet ve nafile kılması, ahmaklıktır. Dört
mezhepte de kaza kılması gerekir. Din kitaplarında diyor ki:
Kaza namazı borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira
risalesi)
Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nâfile kılması, doğumu yaklaşmışken, çocuğunu
düşüren hâmileye benzer. Artık bu kadına, hâmile de, ana da denmez. Bu kimse de
böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namazlarını
kabul etmez.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m. 48] (Bu hadis-i şerifi
açıklayan Hanefiâlimlerinden Abdulhak-ı Dehlevi hazretleri
buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de
kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir.)
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi
gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza
borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer
ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler
ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
Üzerinde farz borcu olanın nafile ibadetlerini, Allahü teala kabul etmez. (Kitab-ül
Harac)
3- (Sünnetimi terk edene şefaat etmem) hadis-i
şerifindeki sünnet, namazın sünnetleri değildir, diğer sünnetler de değildir.
İslamiyet demektir. Burada sünnet, yol demektir. Benim sünnetim demek, benim
yolum demektir. Şeyh-ul-islam İbni Kemal Paşazade hazretleri, (Şerh-ı
hadis-i erbain) kitabında, (Sünnetimi terk edene şefaatim
haram oldu) hadis-i şerifini açıklarken buyuruyor ki: Bu hadis-i
şerifteki sünnet, İslamiyet demektir; çünkü mümin, büyük günah işlese de
şefaatten mahrum kalmaz. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetimden, büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim.) [Ebu Davud]
Gerek namazın sünnetlerini ve gerekse diğer sünnetleri terk etmek, büyük günah
değildir. Büyük günahlara şefaat edilince, sünneti terk edene elbette şefaat edilir.
(Sünnet yerine kaza kılma, şefaatten mahrum kalırsın) diyenlerin, sünnetlerin
çoğunu yapmadıkları görülür. Bu sünnetler hakkında, sitemizde bu linkteki
yazıda bilgi var:
Unutulan sünnetler ve
farzlar
Bunlara uymak elbette büyük nimet ve saadettir ama bunlardan bir kısmını
yapmayan Müslümana, (Sen şefaatten mahrum kalırsın) demek çok yanlış olur;
çünkü Peygamber efendimiz, büyük günah işleyenlere bile şefaat edecektir. (Ebu
Davud)