Sual: Kur’an-ı kerimde, (Seni ancak
âlemlere rahmet olarak gönderdim), (Rabbinin sana verdiği nimetlerle mecnun
değilsin. Senin için bitmeyen, sonsuz mükâfat vardır. Elbette sen en büyük
ahlak üzeresin), (Rabbin sana çok nimet verecek, sen de razı olacaksın) mealindeki
âyetlerle ve daha birçok âyetle övülen Peygamber efendimiz hakkında
bildirilen, (Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) kudsî
hadisi için, İbni Sebeciler, Selefîler ve bazı mezhepsizler, (Bu söz,
uydurmadır. Hiçbir din kitabında yoktur) diyerek Resulullah'ı aşağılıyorlar. Bu
hadis-i kudsî, hangi kitaplarda geçiyor?
CEVAP
Resulullah'ın "sallallahü aleyhi ve sellem" üstünlüğünü anlayamayan
veya ona düşman olan yahut hadis-i şeriflere uydurma diyen bid’at ehli
kimseler, Resulullah'ın övülmesine tahammülleri olmadığı için, muteber
kitaplardaki hadislere hemen uydurma diyorlar. Bu hadis-i kudsî ve benzerleri,
birçok muteber kitapta bildirilmektedir:
Âdem aleyhisselam, Arş’ta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu
ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin
nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i
ledünniyye]
Allahü teâlâ, yine hadis-i kudsîlerde buyuruyor ki:
(Yâ Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim.
O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hâkim]
(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim.
Senden daha sevgili hiçbir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek
derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın,
kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, “Yâ Rabbî, Muhammed aleyhisselamın
hürmetine beni affet” diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap
vereceğini bildiği hâlde, cevabını diğer insanların duyması için] “ Yâ
Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da,
“Arşta, La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı olduğunu gördüm.
Anladım ki, şerefli isminin yanına, ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın
ismini layık görürsün” dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “ Yâ Âdem, doğru
söyledin. O, bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için
seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım.”) [Taberanî]
(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [M.
Ledünniyye] (Demek ki Resulullah, hem Habib, hem Halil olan
bir peygamberdir.)
Mirac’da Allahü teâlâ, Resulullah'a, (Senden başka her şeyi, senin için
yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi,
senin için terk ettim) diye arz etti. (Mir’at-i kâinat)
(Levlâke levlak lema halaktül eflak = Sen olmasaydın kâinatı
yaratmazdım) kudsî hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhanî
hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbanî
hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır. Mektubat’ın
Farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemî’nin Firdevs’inde bulunduğu
bildirilmektedir. Deylemî de, diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir
hadis âlimidir. Alusi bile (Galiyye) kitabında bildiriyor.
Mektubat-ı Rabbanî’nin 3. cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti
yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi
izhar etmezdim) kudsî hadisleri de bildirilmektedir. İkinci binin
müceddidi İmam-ı Rabbânî, İmam-ı Taberanî, İmam-ı Hâkim, İmam-ı Deylemî,
Marifetname kitabının sahibi İbrahim Hakkı Erzurumî, Mevahib-i ledünniyye
sahibi imam-ı Kastalanî, Yusuf-i Nebhânî hazretleri gibi büyük zatların, yalan
söyleyebileceklerini veya sahih hadisle uydurma hadisi ayırt edemeyeceklerini
zannetmek, ne kadar çirkindir.
Bu kadar Ehl-i sünnet âliminin bildirdiği sahih bir hadis-i kudsîyi inkâr
edenin, o âlimlere inanmayanın, Resulullah’ın övülmesine tahammül edemeyen bir
mezhepsiz olduğu pek açıktır.
Resulullahı, Allahü teâlâ övmüştür
Sual: Bazı kimseler, Kasîde-i bürde de Peygamberimizin aşırı övüldüğünü
söyleyerek bunu tenkit etmektedirler. Peygamberimizi övmek, dinimiz açısından
uygun değil midir ki böyle tenkit ediyorlar?
Cevap: Resulullah efendimizi bizzat Allahü teâlâ övmüştür. Kendisi
de, kendisini överek, Allahü teâlânın kendisine ihsan etmiş olduğu nimetleri
saymıştır. Buhârîdeki bir hadis-i şerifte, Peygamber efendimiz;
(Her asırda, her zamanda yaşayan insanların en iyilerinden, seçilmişlerinden
dünyaya getirildim) buyurmuştur. Yine Tirmizînin bildirdiği hadis-i
şerifte;
(Allahü teâlâ, insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda
getirdi. Sonra, bu kısımlarından en iyisini Arabistan’da yetiştirdi. Beni
bunlardan vücuda getirdi. Sonra evlerden, ailelerden en iyilerini seçip, beni
bunlardan meydana getirdi. O halde, benim ruhum ve cesedim, mahlukların en
iyisidir. Benim silsilem, ecdadım en iyi insanlardır) buyurulmuştur.
Peygamber efendimizin bu övmeleri, o kadar çoktur ki, İmam-ı
Busayri hazretlerinin Kasîde-i bürdesindeki övmesi, onların yanında hiç
kalmaktadır. Çünkü Resulullah efendimizi övmek ibadettir. Eshab-ı kiramın hepsi
övmüşlerdir. Bunlardan Hassân bin Sâbit ve Kâ'b bin Züheyr hazretlerinin uzun
övmeleri meşhurdur. Kâ'b bin Züheyr hazretleri, Peygamber efendimizi, Bânet
sü'âd kasidesinde, İmam-ı Busayri hazretlerinden daha çok övmüştür. Resulullah
efendimiz, bunu beğenip, hazret-i Kâ'bın önceki kusurunu affetmiş ve mübarek
hırkasını ona hediye etmişlerdir. Bu hırka-i saadet, şimdi İstanbul’da Topkapı
Sarayı'ndadır.